Hildor ve Sirius sığınağa dönmüşlerdi.Önce planlarından kimseye bahsetmek istemediler çünkü başarısız olma ihtimalleri vardı ancak yine de arkadaşlarının bunu bilmeye hakları olduğunu düşünmüşlerdi.Sirius,Carter,Allison,Juan,Anita ve Hildor bir odaya oturdular ve konuşmaya başladılar.Hildor ''Yaşam taşı'' hakkında bildiği herşeyi anlatmıştı.Daha sonra Anita izin istedi ve konuşmaya başladı ''Bilmeniz gereken birşey var.Taşın saklı olduğu mağaraya girebilmek için 3 kurban vermemiz gerek.Ayrıca taşı kullanmak için de 3 kişinin ölmesi gerek.Bunun dışında taşı arkadaşınız Jason'ı geri getirmek için kullanacağız ancak bu mümkün olsa bile herşeyin başladığı tarihe döneceksiniz.Şimdi size taşı nasıl kullanacağınızı anlatacağım.Kehanetlere göre kurbanlardan 3'ü de taşa dokunarak isimlerini söylemek zorunda.Bu sayede yaşam taşı işe yarayacak.''Anita Sirius ve Hildor'a dönerek konuşmasına devam etti.''Taşı kullandığınız anda ölmeyeceksiniz.Herşeyin başladığı güne gideceksiniz.21 Aralık 2012'ye.Üçünüz de o gün içerisinde öleceksiniz.Ölümleriniz işlediğiniz günahlarla eş değerde olacak.Ayrıca hiç kimse birşey hatırlamayacak.3. kurban dışında...Umarım korkup bundan vazgeçmezsiniz.'' Juan kafası karışmış bir şekilde sordu. ''Peki zamanda geriye gittiğimizde bizler neler olduğunu hatırlayacak mıyız?'' Anita kesin bir şekilde cevaplamıştı ''Hayır.3. kurban dışında kimse bir şey hatırlamayacak ve Jason dışında ölen hiç kimse geriye gelmeyecek.'' Artık kimsenin soracak bir sorusu kalmamıştı.Herşey basitti.Taşı kullanmak için Ladros,Hildor ve Sirius öleceklerdi.Ancak sadece içlerinden birisi neler olup bittiğini hatırlayacaktı.Taşa dokunarak ismini söyleyen son kişi.
Aradan 3 gün geçmişti.Hildor ve Sirius güzel bir plan yapmışlardı Hildor kardeşi Ladros'un saklandığı yeri biliyordu ve Sirius Ladros'a mağaranın yakınlarında bir yere teke tek dövüşe davet eden bir mektup yollamıştı.Ladros'ta intikam almak istiyordu ve planlarına göre Sirius'u öldürmeye gelecekti.Bugün herşeyin kesinleşeceği gündü.
Buluşma zamanı yaklaşmıştı.Anita,Hildor ve Sirius yeraltı sığınağından çıktılar ve buluşma yerine gittiler.Hildor ve Anita saklanmışlardı.Sirius ise mağaranın önünde bekliyordu.Yarım saat sonra Ladros karşıdan görünmüştü.Sirius'un yanına geldi.İki kardeşin de gözlerinde ''İntikam'' duygusu vardı.
''Şu işi hemen bitirelim Ladros'' dedi Sirius.
''Yalnız gelmeyeceğini biliyordum Sirius bu yüzden ben de hazırlıklı geldim.Arkadaşlarını yakaladık.Planların suya düştü sanırım.''
Çalıların arasından Frank ve Rebecca belirdi.Arkalarında ise Juan ve Allison bağlanmış bir şekilde geliyorlardı.Sirius neler olduğunu anlamamıştı.Öfkeli bir şekilde onlara bağırmıştı ''Sizin burada ne işiniz var!'' İkisi de suçluluk duygusundan dolayı Sirius'a bakamıyorlardı.Böyle bir günde onları yalnız bırakmak istememişlerdi ancak bütün planı berbat etmişlerdi.Sirius'un yüzündeki öfkeli ifade aniden bir tebessümle dağılmıştı.Sağ elini havaya kaldırdı ve ''Şimdi!'' diye bağırdı.Aniden çalıların arasından bir ok Rebecca'nın tam kalbine saplanmıştı.Rebecca cansız bir şekilde yere yığıldı.Carter aniden Frank'in arkasında belirdi ve başından tutarak Frank'e olağan gücüyle elektrik verdi.Frank'te cansız bir şekilde yere yığıldı.Ladros neler olduğunu anlayamamıştı.Çalıların arasından Hildor ve Anita çıkıp geldiler.Ladros ağabeyi Hildor'u gördüğünde donup kalmıştı.Şimdi hepsi mağaranın önünde duruyorlardı.Anita Hildor'a dönerek başıyla ''Tamam'' işareti yaptı ve belinden çıkardığı bıçağı aniden kendi kalbine sapladı.Sirius neler olduğunu anlamamıştı.Panikle dönerek Anita'yı tuttu ancak Anita saniyeler içerisinde ölmüştü.Mağaranın önündeki taş aniden yerinden oynadı ve nihayet mağaraya giriş açılmıştı.Sirius o anda olanları anlamıştı.Mağaraya girebilmek için 3 kişinin ölmesi gerekiyordu.Frank ve Rebecca yeterli olmamıştı ve Anita 3. kurban olmuştu.Taşı buldukları için de laneti ortadan kalkmıştı.Anita nihayet ölümlü olmuş ve ölerek huzura kavuşmuştu...
Sirius ve Hildor sıkıca Ladros'u tutuyorlardı.Ladros'un neler olduğu hakkında hiç bir fikri yoktu.Mağarada biraz ilerledikten sonra karanlığın içerisinde ışık saçan o taşı görmüşlerdi.''Yaşam taşı''.Ladros aniden Sirius'a döndü ve öfkeli bir şekilde sordu ''O çocuk..Jason..Onu nereye gömdünüz? Onun gücü...Herşeyi değiştirecek Sirius.Söyle bana!'' Hildor Ladros'a döndü ve ''Merak etme kardeşim.Birazdan hepimiz huzuru bulacağız'' dedi.Ladros korkak bir tavırla Hildor'a ''Anlamıyorsun Hildor.O çocuğun gücü...Herşeyi değiştirecek.Onun gücüne sahip olmayı bu kadar istememin bir nedeni vardı.O zamanda yolculuk yapabilme gücüne sahipti Hildor.Onun gücünü alıp herşeyin başladığı o geceye gidecektim.Unicorn öldürüp lanetlendiğimiz o geceye...Herşeyi değiştirecektim kardeşim.'' Hildor kardeşinin bu sözleri üzerine tereddüt etmişti.Sirius taşın yanına gitti.Carter Juan ve Allison mağaranın dışında bekliyorlardı.Anita daha önce onlara içeri girmenin tehlikeli olabileceğini söylemişti.Hildor yavaşça Ladros'a yaklaştı.Elinde oklarından birini tutuyordu.''Senin bu kadar kötü olabileceğine inanmıyordum Ladros.Demek herşeyi düzeltmek istiyordun.Bizi affet kardeşim'' dedi ve Ladros'a sarılmak için yaklaştı.Tam bu sırada Ladros sağ eline gizlediği bıçağı çıkardı ve Hildor'a sapladı.''Her zaman aptalın tekiydin Hildor'' dedi.Hildor kandırılmış olmanın çaresizliğiyle Ladros'a bakıyordu ancak ölmeden önce son gücüyle o da elinde tuttuğu oku Ladros'un boynuna saplamıştı.Sirius çaresizce olanları izliyordu.Herşey bir anda gelişmişti.Sirius iki kardeşine baktı.İkisi de birbirini öldürmüştü.Şimdi iki kardeşte yerde cansız bir şekilde yatıyorlardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökteki Umut
Fantasy21 Aralık 2012...Maya takvimine göre ''Dünyanın Sonu''.Aslında hiç bir şey olmadı hatta herkes maya tutmadı diyerek dalga geçti. Peki ya bir şeyler olduysa ve biz farkında değilsek? Ya insanoğlu söylendiği gibi bir çağ atladıysa Ya insanoğlu...