Bölüm - 8

11 5 0
                                    

( Kâhin )

23.Haziran.2015


Bir hafta boyunca her şey yolunda gitmişti, artık malumunuz bana göre normal olması demek, her şeyin gerektiği ve alışıla geldiği şekliyle devam etmesi demekti.

Çağan genellikle suskundu ve genel olarak pek konuşmak istemiyordu bu kız mevzusunu. Rüzgar birkaç kere yokladığı halde hiç bir sonuç alamamıştı ve bu durum ikisinin arasının zaman zaman gerilmesine de neden oluyordu. Genelde çok zorladığımızda da bir bahane uydurup kaçıyordu Çağan.

Bu arada bizim Ninja Çocuktan da halen bir haber yoktu.

Haftasonu Çağan'ın beklenen buluşması gerçekleşememişti. Bu Ceren denen kız, o güne kadar duyduğum en komik ve saçma sebeplerle buluşmayı iptal etmişti. Rüzgar'la ben artık Çağan'la aramızda gerginlik devam etmesin diye olayları, yaşananları görmezden gelmeye karar verdiğimiz halde Rüzgar bir türlü Çağan'ın hassas olduğu bu konudan uzak duramıyordu.

Rüzgar genelde böyleydi. Çağan ile ilk tanışmamızda onu hiç yadırgamamış, bu çocuk nereden çıktı ki şimdi gibisinden tepkileri hiç vermemiş ancak onu gözlemlemekten ve işini zorlaştırmaktan da geri asla durmamıştı. Bazı şeyleri Çağan için zorlaştırması, Çağan'ın ona porselen Pan heykelciğini almasına kadar devam etmiş ve Çağan'ın bu jesti ile de Rüzgarın ona karşı olan tavrı da bıçak gibi kesilmişti. Çağan'ın o jesti Rüzgar'ı, beni ne kadar anladığını ve yaşadıklarımıza olan saygısının son derece nazik bir gösterisiydi ve Rüzgar'ı kazanmıştı o jest ile Çağan. Rüzgar o noktadan sonra Çağan'ı bir dost olarak sahiplenmeye, ona itina ile davranmaya başlamıştı. Korumacı tavrı Çağan'a kaymıştı. Çağan bazen bu tavırdan bunalsa da genelde kabulleniyor ve Rüzgar'a gerçek dostlar arasında görülen o derin saygıyı besliyordu.

Bana gelince... Benim işim gözlemlemekti. Rüzgar'ı tek başına, Rüzgar'ı Çağan'la, Çağan'ı tek başına ve Çağan'ı Rüzgarla olmak üzere ve ikisinin benimle olan ilişkilerini de ayrı ayrı gözlemliyor, her şeyi farkında olmaya çalışıyordum. İnsanlar onlara ne dediğinizi, ne yaptığınızı genellikle unutmaya eğilimliydiler. Ancak insanlar, onlara ne yaşattığınızı asla unutamıyorlardı. Benim kendimce işim ve misyonum, tanıdığım her insana kendilerini özel hissettirmek, önemli olduklarını hissettirmekti. Ben ilişkilerimi bu güven üzerine kurmayı seviyordum.

Benim bir insana anlattığım, benim bir insan ile paylaştığım eğer o insanda özel kalamıyorsa ve hiç tanımadığım insanlara kadar ulaşabiliyorsa, bu benim o insana güvenmek konusunda ne kadar ciddi bir hata yaptığımın en sağlam göstergesi demek olurdu. Benim dostluk, arkadaşlık sistemim, ilkeler üzerine kuruluydu. Hayatlarına girdiğim yada hayatıma girmelerine izin verdiğim insanların bu ilkeleri iyi anlamaları ve özümsemeleri de benim için çok önemliydi.

Rüzgar ile çocukluğumuzdan gelen ilişkimiz bu ilkelerin kemikleşmiş hali ile yapılanmasını sağlamıştı. Bunları düşünürken Çağan ile bu konuda hiç çalışmadığımı fark etmiştim. Çağan'ın şimdiye kadar hiç hata yapmamış olması, ona yönelik bu konuda herhangi bir çalışma yapılması ihtiyacını da doğurmamıştı sanırım. Bu bir zafiyetti ve aslında önemli bir çelişkiydi. Size yönelik hiçbir hata yapmamış bir insana, ilkelerinizi anlatmanız garip bir durumdu. 'Bana bunları neden anlatıyorsun ki?' tepkisi ile karşılaşmak kaçınılmaz gibi bir şeydi. Diğer yandan, ne zaman böyle zafiyetlere göz yumsam, muhakkak bedelini ağır öderdi sahibi olduğum arkadaşlık kurumu.

Öğle arasında okulun merdivenlerine oturmuş, yemyeşil bahçeyi izlerken ve böyle düşüncelere dalmışken, cebim titredi... Bazen bu telefonun varlığını bile unutuyorum, titrediğinde, çaldığında kendi kendime ne oluyoruz diye şaşırıyorum. Telefonu aldım elime baktım. Bilinmeyen numara! Hayatımda edindiğim en faydalı alışkanlıklardan bir tanesi herhalde lüzumsuz merakı engelleyebilmek şeklinde açıklanabilirdi. Size ulaşmasına izin vermediğiniz insanlar esasında size asla ulaşamazlar. O nedenle kimin size ulaşabileceğine ve kimin ulaşamayacağına aslında siz karar verirsiniz. Tanınmayan Numaradan gelen mesajı hiç açmadan sildim. Telefonu tekrar cebime koydum. Okul Bahçesinde ki bu telaş, bana hep izlenmeye değer gelmişti. İnsanları izlemeyi ve sergiledikleri hareketlerden sonuçlar çıkartmayı oldum olası severim. Bu konuda bu sebeple epey deneyimliyim.

FIRTINA, Sezon VHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin