" En başından beri ona olan bakışların çok farklı.Onu sevdiğin için değilde ona katlanmak zorunda olduğun için ablamın yanındasın.Bunu görebiliyorum.Bana yalan söyleme.Sadece bana neler döndüğünü anlat..."
Güneş en son bunları söylemişti.O zamandan beri de Burak'tan haber alamamıştı.Tabi Ece'yle olan telefon konuşmalarını saymazsa.
" Bu gelinlikleri nasıl giyerler anlamıyorum.Ne kadar zevksiz insanlar var böyle ?" Ece kaç gündür gelinlik modellerine bakıyor, bir modacı edasıyla yorumlar yapıyordu.Sanki her şey normalmiş gibi hayatına devam ediyordu ve bu durum Güneş'i en son bu noktaya itmişti.
" Ece ne saçmalıyorsun sen ? Tek derdimiz bu mudur yani ?" Ece Güneş'in sözlerine inanamamış dalga geçercesine gözlerini devirmişti." Ne yapmamı istiyorsun Güneş ? Ne yani kardeş değilmişiz diye depresyona falan mı girmemi bekliyorsun ? Hayatıma devam etmek zorundayım, bence sen de öyle yap."
" Annemi hiç görmüyorsun değil mi ? Kadın kaç gündür nelerle uğraşıyor." derin bir nefes aldıktan sonra devam etti " Böyle değildin sen, ne oldu sana böyle ?" Güneş bunu söylerken üzgündü.Ece bunu fark etmiş olacakki bu konuşmayı daha fazla uzatmamak için odadan çıkmaya hazırlandı." Gerçekten Ece ! Ben çok ciddiyim bu düğün meselesi nereden çıktı ?"
"Hatırlarsan benim bir nişanlım var Güneş.Ve onunla evlenmek istiyorum.Hem sen ne ara bu kadar annemi düşünmeye başladın ? Daha geçen gün ona bağırıp çağıran sendin oysa ki."
" Ben anneme hala kızgınım.Ama şu sıralar üstüne gitmek istemiyorum.Yarınki boşanma davası sonuçlandıktan sonra bu konuyu tekrar açacağım zaten."
" Her neyse Güneş.Her zaman iyi olan kardeş sen olmuştun zaten, bunu değiştiremeyiz öyle değil mi ? " Ece bunları söyledikten sonra odasına çıktı.Güneş o dakika şunu anladı : Bu lanet olasıca hayatta herkes kendini düşünüyor.Durum buydu ve yapabileceği hiçbir şey yoktu.
BURAK'TAN
" Ne düşünüyorsun Tarık ?"
" Sizi tebrik etmem gerekiyor şu noktada.Ekrem Bey'in son haline bakılacak olursa bu işin sonuna yaklaşıyoruz."
" Gördün değil mi ? Son toplantıda adeta bana yalvaracaktı.Şirketi battı batacak, üstelik adamın uçan kuşa borcu var."
" Bu biraz da sizin sayenizde oldu Burak Bey.Karaman şirketindeki adamlarımızın o şirkette oldukça önemli bir yeri vardı."
" Bu konuda sana her zaman minnettar kalacağımı bilmeni istiyorum Tarık.Biliyorsun, şu dönemlerde bu konularla fazla ilgilenememiştim."
" En son konuştuğumuz şeylerden bahsediyorsanız bana hala bir sözünüz var." Bu adamdan da hiçbir şey kaçmıyordu, ne de olsa Tarık'tan söz ediyoruz.
" Demek unutmamışsın, ama merak etme birazdan o konuyla ilgileneceğim." Fakat bunu söylerken bir şeyi unutuyordum." Demet'e sormam gerekiyor sanırım."
" Demet'le bir nevi ortak sayılırsınız öyle değil mi ? Bu bilgiyi eninde sonunda öğreneceğinizi biliyor olmalı.Gene de Güneş'le paylaşmadan önce Demet Hanım'la konuşmalısınız."
" Haklısın, işte bu yüzden Güneş'e şimdilik bir şey söylemeyeceğim.Belki yarınki dava sonrasında Demet kendisi söyler."
" Her neyse Tarık.Artık iş konuşmanın zamanı geldi.Geçen gün konuştuğumuz konuyla ilgileniyorsun değil mi ?" Bu sorunun cevabını biliyordum fakat konuyu kapatmak için sormuştum.Tarık ise bunu fark etmişti ve gülmemek için kendini zor tutuyordu.Bense kendime lanet ediyordum.Çünkü bir anlık söylediğim şey yüzünden en iyi adamım benimle alay etme fırsatı bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRET
Teen FictionOnun kalbi seneler önce kara bulutlarla kaplandı.Gülümsemesinin sahibi olan umudunu ve sonsuz sevgisini patlayan silah sesi söndürdü.Kimi zaman alaycı, kimi zaman ifadesiz bir yüzle her geçen gün beyaz bir sayfayı kirleten, kara mürekkep gibi yayıla...