85 Gün Önce

2.1K 192 37
                                    



Harry çalan telefonu ile başını kaldırdı. Elini üşengeçlik ile komodinin üzerindeki telefona uzattı. Arayan isme baktığında telefonu düşürecek gibi oldu. 'Lou Arıyor' Bir süre ekranla bakışırken arkada çalan Wannabe şarkısı sonunda sustu ve ekrandaki arama bitti.

Harry bir süre daha telefonu izledi. Louis onu neden arasın ki? Sonuçta kavga etmişlerdi ve genelde yalvaran Harry olurdu. Belki de Louis işleri yoluna koymak istemişti. Harry bu düşünce ile Louis 'yi aramak için ekran kilidi açtı fakat ekranda tekrar Lou 'nun adı belirdiğinde Harry aramaya bakıp yutkundu.

Louis onu üst üste iki kez aradığına göre büyük ihtimalle önemli bir şey olmuştu. Harry kendini toparlayıp aramayı cevaplandırdı. Bir süre karşıdan ses gelmeyince Harry konuşması gerektiğine karar vererek boğazını temizledi. "H-Hey?" Karşıdan gelen bir kız sesi duydu.

"Hey tatlım, sen Harry misin?" Harry bu kızın kim olduğunu bilmiyordu fakat cidden merak ediyordu. "E-Evet, neden?" Arkadan Louis 'nin kahkahasını duyduğunda Harry kalbinin kırılma sesinin duyduğuna emindi. "Uhm, Louis sarhoş oldu ve seni sayıklayıp duruyor?" Harry şaşkınlık dolu bir ses çıkardı. "Oh ben- anlamıyorum." Kız sıkıntı içinde ofladı. "Buraya gelip onu alabilir misin? Şehir merkezinde ki bardayız ve o başımıza bela açıyor." Oldukça bıkmış olan konuşma tarzı Harry 'yi rahatsız etmişti.

"Uh, ben Holmes Chapel 'da değilim." Kız öfke ile inledi. "Peki, o zaman onu alacak birilerini gönderir misin? Eğer biraz daha burada kalırsa onu bardan dışarı atacağım." Harry kızı onayladı ve sordu "Şey, onunla konuşabilir miyim?" Kız homurdanarak telefonu Louis 'e verdi.

"Harreh!" Louis gülmeye başladığında Harry onun ne kadar içtiğini merak etti. Louis kolay sarhoş olmazdı. "Oh Harreh, gel ve beni al! Burada ki kızlar bana iyi davranmıyor!" Harry yutkundu ve konuştu. "Louis, Holmes Chapel 'da olmadığımı biliyorsun, fakat Ed 'i seni alması için yollayacağım." Louis mızmızlandı. "Ama sen gel istiyorum!" Ardından ağlamaklı bir sesle konuştu. "Çok üzgünüm Harry, sana öyle bağırmamam gerekti. Sadece çok kızgındım ve salakça davrandım." Harry onun ağlamaya başladığını duyduğunda gözlerinin dolduğunu hissetti. "Sorun değil Lou, seni seviyorum." Louis de ona karşılık verince gülümsedi.

Bir süre daha konuştular. Ardından Harry, Ed 'i aradı. Louis 'nin o barda olması onu rahatsız ediyordu. "Hey, dostum uyuyor musun?" Ed homurdandı. "Uyandırdın beni piç." Harry dudağını ısırdı. "Üzgünüm dostum. Şey, biliyorsun ben Holmes Chapel 'da değilim ve Louis biraz sarhoş olmuş ve şey onu alabilir misin?" Ed 'in öfkeli yakınışını duydu. "Harry neden benden nefret ediyorsun! Gecenin üçündeyiz!" Harry üzgünce mırıldandı. "Biliyorum üzgünüm sadece barda sarhoş bir şekilde tek başına olsun istemiyorum!"

"Uh, Styles! Nerede o?" Harry nefesini verdi. "Şehir merkezindeki bardaymış." Ed onu onayladı. "Buraya geldiğinde sana bunu ödeteceğim Harold." Telefon kapanınca Harry derin bir nefes aldı. Ed 'e güveniyordu.

Tell Me I 'm Pretty|| Larry Stylinson [#2]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin