Stranger

588 28 3
                                    

İngiltere/New Orleans 2015

Güzel bir yaz öğleniydi. Evet öğlendi ama ben yeni uyanmıştım. Tatlı bir uyku sersemliğiyle mutfağa gidip kendime sosis haşladım. Sosimi yerken bir yandan da Phineas ve Ferb'ü izliyordum. Kendimi çok mutlu hissediyordum. Nasıl hissetmezdim ki bilgisayar başında koskoca bir gün. 9 ay okuldan sonra bu 3 ay tatil bana çok iyi gelecekti. Evde yalnız olduğum için bütün ev bana aitti. Annem de, babam da işteydi kardeşim ise yaz okulunda. Tam bilgisayarın başına geçmiş saçma sapan oyunlar oynarken birden kapının sesini duydum. Kapıya gidip delikten baktım, ama kimse yoktu. Gelen kişinin babam olduğunu tahmin ederek kapıyı açtım. Kapıyı açtığımda gelen kişinin babam olmadığını fark ettim. Sarı kıvırcık saçlı bir adam kapının önünde dikiliyordu.

"Merhaba,seninle bir şey konuşmam gerekiyor,küçüğüm" dedi boğuk İngiliz aksanıyla.

Ben neler döndüğünü anlayamadan içeri girdi ve kapıyı kapattı. Korkuyla arkaya doğru bir adım attım. Bu hareketim onu gülümsetti.

"S-siz kimsiniz?"

Gülümsemesi daha da genişledi. "Ben Klaus"

Ellerini arkasında birleştirdiğinde daha da geriye doğru ilerleyerek salona girdim. Gözlerini devirdi ve beni sertçe kendine çekti.

"Kendini tanıtmana gerek yok Angela."

Herkese yeni bir hikayeden merhaba. Aslında bu eski kurgumun mantık bulmuş hali. Öbürünü sildim çünkü zamanla çok matıksız gelmeye başladı umarım bu sefer o kadar mantıksız gelmez benden size çok çok muck.

Original BabysitterWhere stories live. Discover now