Saklı Düşler

134 11 5
                                    

Avuçlarımda kanayan düşlerimin sende yer ettiği bir kış. Soğuk, ıssız, karanlık ve pervasız. Sözde sen olan baharların bittiği en uç noktadayım şimdi. Sıcaklığın sadece aklımdaki ve kalbimde ki yerin. Oysa ellerim öksüz, gözlerim yetim kaldı artık. Kalbim ise yokluğunun şerefine, anlamsız gel gitler içinde sayıklıyor.

Her gece, o kahvaltı masasına çağırdığın sabahları düşleyerek geçiriyorum. Taze dem kokusu, fırından çıkan o ekmeğin buğusu. Senin o sabah tebessümlerin. Güneş bile sen varsın diye damlıyordu penceremden. Çiçekler bir ayrı kokuyor, kuşlar senin o sesine gizlenmiş bahar neşesine ötüyordu...
Ama artık yoksun. O ayakların giden tarafı seçti ve bir çok şey de seninle gitti işte. Solgun bir hayata adım atan ayaklarım var, bedenim dört duvar arasında yerin çıplağı ve sensizliğin soğuk demlerini taşıyor.

Ne acı demi!

Aşkın tohumuyla oynamışlar belli, geni bozulmuş. Sorsan herkeste var ama büyüten yok. Lakin satan bir hayli çok! Sevginin hayrı da kalmadı, sütü bozuk adamlara verdik hep. Bizden aldılar, üç kuruşluk adamlara beş kuruş diye verdiler.

Hayatın gülmesini beklemedim hiç bir zaman. Çünkü yüzü yok bana. Her defasında sırtımdan yaraladı beni, yüreğimin tam ortasına sapladı aşk denen illeti. Hayata güvenim kalmadı ki, içinde barındırdıklarına güvenim kalsın.

Oysa ben küçük bir çocuk misali avuçlarımı açtım, çok değil -sevgi yağında kavrulmuş aşk istedim.-
Sana saklı düşlerin yalnızlığıyla başbaşa kaldım şimdi. Gücüm kalmadı, taşıyamıyorum artık senin olmadığın ama sana saklı düşlerin de tek tek biriktiği bu kalbi. Ağır geliyor, geldiğin yolların toprağında sürünüyorum, göşyaşlarımla çamur olmuş o topraklara yazıyorum adını. Sana yorulmaktan, yoruldum inan. Susacaklarım tükendi. Kelimeler kaçacak yer arıyor, haklılar. Gidişine anlam veremediler. Satır araların da kayboluyorum gitgide, sayfalar beyazlığını siyaha bırakıyor. "Hadi çık gel!" demiyorum sana. Gelsen de beni bulup çıkaracak yürek yok sen de. Gerçi bizde mezar tekrar açılmaz.
Vedalarınla kazdın mezarı, gidişinle toprakladın üstümü...

Kırık bir hayatın busesiyle, parçalanmış bir kalbin sedasıyla,
Terk edilmişliğin edasıyla.

EYVALLAH!

KAYBOLAN BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin