Elimdeki sigarayı dudaklarımın arasına götürüp tekrar içime çektim. Sonuna geldiğim sigarayı yere atıp ayakkabımın ucuyla üstüne bastım.
Hala içimde tuttuğum dumanı dışarı üflerken elimi saçlarımın arasından geçirdim. Sonra da delirmiş gibi etrafımdaki her şeye tekme atmaya başladım.
Benim yüzümden o piçlerin elinde olduğu gerçegi beni öldürmeye yetiyordu. Yaklaşık 4 gündür Pat ile birlikte kendi imkanlarımızla arıyorduk ama bildiğim hiçbir yerde yoktu. Çıldırmanın eşiğindeydim ve bana durmadan attıkları dayak yemiş resimlerinin hiç faydası olmuyordu."Zayn!" diye bir bağırışla arkama döndüm.
Pat'in koşarak bana geldiğini görünce derin bir nefes alarak yüzüne baktım.
"Evet?" Lütfen olumlu bir haber getirmiş ol,lütfen.
"Jessica'nın nerde olduğu hakkında bir bilgi edindim. Aralarından birini yakalatıp konuşturttum. Bu gece gidiyoruz,sende geliyor musun?" dediğinde dalga mı geçiyorsun der gibi suratına baktım.
"Tamam o zaman hazırlan ve adamlarını toplayıp vereceğim adrese gel." deyip hemen gitti. Bende daha fazla beklemeyip arabama atladım ve otele geri döndüm. Bavulumun en altında duran silahı alıp belime sıkıştırdım ve hızla telefonumu çıkardım.
"Charlie?" dedim açar açmaz.
"Evet Zayn?" dedi bekletmeden.
"Bulduğun bütün güvenilir adamları topla. Bu akşam bir işimiz var." dediğimde diğer taraftan ıslık yükseldi.
"Yine kaçakçılığa mı dönüyoruz patron?" dediğinde güldüm.
"Kaçakçılıktan sonsuza dek kurtuluyoruz."
*****-
Sigarayı son bir kez daha içime çekip yere fırlattım ve ardından beni bekleyen yaklaşık 15 adama döndüm.
"İçeride sevgilim var ve kılına bile zarar gelirse sizden bilirim. Karşınıza Pat'in adamları çıkmadıkça herkesi indiriyorsunuz,tamam?" dediğimde hepsi kafalarını salladılar. Bende silahımı belimden çıkarıp hızla binaya yürüdüm.
Narissa'nın klasik yerlerine benzeyen depo gibi yer 2 katlıydı. Pat ve adamları yukarıdan biz ise aşağıdan basacaktık.
"Yürüyün." dedim sessizce ve içeri yavaş adımlarla girdim. Etraf sessiz ve karanlıktı. Sadece bir kapının altından gelen titrek ışık gözüküyordu. O tarafa doğru yürürken adamlardan 2 si önüme atladılar.
"Biz önden gideriz." dediklerinde onayladım ve geçmelerine izin verdim. Onlar kapıyı açarlarken bende etrafı kolladım.
"İçerisi temiz." dedikleri anda kendimi içeri atıp odanın her yerinde gözlerimi gezdirdim ve gözüme Jessica'nın pijama altı takıldı.
Her yerimin buz kestiğini hissederek oraya yürüdüm ve altı aldım. Üstüne iğne ile tutturulmuş notu çekerken ellerim hala titriyordu.
"Planımız işe yaramış ha? Her neyse üzgünüm ama kızını yine bulamadın Zaynie. Ayrıca adamlarım ondan çok memnun kalmışlar. Benden söylemesi."
Yazan notu yırtarken altı bir tarafa fırlattım ve delirmiş gibi bağırarak bulduğum her şeyi tekmelemeye başladım. Adamların hepsi etrafımda toplanırlarken Pat'in geldiğini gördüm.
"Neler oldu?" diye sordu Charlie'ye.
"Onu bulamadık." dediğinde kendimi hızla odadan attım. Binanın dışına çıktığımda deli gibi koşmaya başladım. Ormanın içine girdiğimi bile bile koşarken bir ses duydum. Arkama yavaş hareketlerle dönüp baktığımda yerin altından çok az bir ışığın sızdığını gördüm.
Oraya doğru yönelip dikkat kesildiğimde içeriden ağlama sesi geldiğini duydum. Meleğimin ağlama sesinin.
Umarım bölümü beğenmişsinizdiiir :) Okuduğunuz için teşekkürler ve ayrıcaaa desteklerinizi yeni hikayeme de bekliyorum. Love School'a çok isteyerek başladım ve bu hevesim kursağımda kalsın pek istemiyorum :) Neyse öpücükleeer :*