3. Sezon 51. Bölüm "Mr. Trouble is here,ha?"

3.9K 118 7
                                    

Yees we are back bitcheeez,r u ready 4 iiit ?? ASD:A tamam tamam Amerikan havamdan çıkıyorum şu aanda :D Neysee açıklamam sonda :D

Ah,siz gitmemiş miydiniz? Tamam tekrardan merhabalar. Nerede kalmıştık? Ah evet. Hamileydim. Evet evet. Hepinizin şu anda mutluluktan ayakları götüne deye deye koşmaya başlayan bir Zayn Malik hayal ettiğinizi biliyorum ama süpriz çocuklar,öyle bir şey yok.

Söylediğim anda ifadesizleşen suratıyla ayağa kalktığında bende onu takip ederek doğruldum.

"Ben." diye ağzında bir şeyler geveledikten sonra kendisini benim bir şey dememe izin vermeden odadan ardından da evden dışarı attı. Ve ben orada yalnız başıma kaldım. Tek başıma.

Tamam ilk başta paniğe kapılmamaya,sakin kalmaya çalıştım. Ciddiyim. Hiç tepki vermeden yatağa tekrar oturdum ve başımı ellerimin arasına alarak kendimi rahatlatmaya çalıştım. Ama hiçbir şey düşünemiyordum. Beynimden en ufak bir düşünce bile geçmiyordu.

Tek yankılanan şey,bittiğimdi. Hiçbir şey düşünemiyordum ve beynim tam anlamıyla bir savaş alanıydı. Sonunda kafamı azıcık da olsa toparladığıma kendimi yavaşça yatağa bırakarak gözlerimi sıkıca kapadım. Bu tamamiyle yaşların akmasını engellemek için kullandığım bir yöntemdi ama istediğim sonucu elde edememiş,2 yaşın gözlerimden sızmasını engelleyememiştim.

Elim istemsiz olarak karnıma gittiğinde gözlerim tavanda geziniyordu.

"Bizi istemediğine inanamıyorum." diye mırıldandım. Ardından yatakta daha rahat bir pozisyon alarak uzandım. Gözlerim kapanırken derin bir nefes verdim. Geldiğinde konuşmamız gereken uzun bir konu olacaktı...

***

"Jess. Bebeğim."

Bir parmağın yanağımda gezinmesiyle içime dolan ürpertiyle titredim. Ardından da gözlerimi hafifçe aralayarak ela gözlerini benimkilerle buluşturdum.

"Bay Bela burada,ha?" diye alayla mırıldandığımda biçimli kaşlarını çattı. Olduğum yerde doğrulduktan sonra tekrar yüzüne baktım.

"Neden öyle gittin?" dediğimde bir şey demek için ağzını açmıştı fakat ben elimi kaldırarak onu susturdum.

"Daha doğrusu eğer kabul etmek istemediysen neden ilk öğrendiğimizde o kadar yıkılmıştın? Sonuçta her şekilde çocuğum olmayacaktı ve sen bana öyle davranmasan ben de iyileşmek için bu kadar çabalamayacaktım." dediğimde yüzü kasıldı. Ardından ellerimi tutarak beni kendisine doğru çekti.

"Bak Jessica. Kahrolasıca çeneni kapat. Ve beni dinle. Tamam mı?" dediğinde büyümüş gözlerimle onu onayladım.

"Evden kaçar gibi çıktım çünkü mutluydum tamam mı? O anda ne yapacağımı veya ne diyeceğimi şaşırmış bir şekilde kendimi dışarı attım. Evet seni bunun nasıl incitebileceğini hiç düşünmemiştim ama özür dilerim,tamam mı? O senin olduğu kadar da benim bebeğim ve onun için canımı veririm." dediğinde hem ağlıyor hemde gülüyordum.

Onu kendime çekerek dudaklarımızı birleştirdim. Kısa süre sonra geri çekildi ve yataktan kalktı. Kaşlarımı çatarak ne yaptığına bakarken biraz ileride duran torba yığınına gidip onları kucakladı. Sonra da tekrar yanıma gelerek onları yatağa döktü.

Dökülen her şey o kadar küçüktü ki,anlatamam. İlk başta ne olduğunu anlamasam da gördüğüm bebek bezleriyle neredeyse katılarak ağlayacak hale gelmiştim. O da yanıma oturduğunda uzanıp küçük pembe patikleri elime aldım.

"Tanrım. Çok küçükler." diye mırıldandığımda nefesini ensemde hissettim. Huylanarak boynumu başımı boynuma doğru çektiğimde kıkırdama sesi kulağıma doldu. Dikkatimi dağıtmasına izin vermeden diğer şeylere uzandım. Sayısız renkte kazaklardan tut bebek bezlerine kadar her şey vardı.

"Zayn onun cinsiyetini bilmiyoruz." diye ona döndüğümde omuzlarını silkti.

"Bu yüzden sarı daha ağırlıklı. Hem küçücük bebeğe pembe ya da mavi giydirmen emin ol onun için bir şeyleri değiştirmez." dediğinde tek kaşımı kaldırdım.

"Emin misin? Oğlum olursa onun homo olmasını istemiyorum. Yani onlara karşı olduğumdan dolayı değil, ama anladın işte." dediğimde kafasını geriye atarak kahkaha attı. Bu güzel manzarayı izlemeyi bitirdikten sonra telaşla Zayn'e döndüm.

"Şey,medyaya ne diyeceksin? Hayranlar daha evlenmemizi sindirmemişken..." derken lafımı kesti.

"Bu akşam bir parti ayarladım. Kimse ne için olduğunu bilmiyor. Orada birlikte söyleyeceğiz. Ve telaşlanmana gerek yok. Artık hayranlarımızı bizim ilişkilerimizi kaldırabilecek kadar erişkin."-yayaya-

"Sen öyle diyorsan..." dediğimde kafasını salladı. Önümüzdekileri tekrar poşetlere yerleştirdikten sonra kollarının arasına girdim. Dudaklarını saçlarıma sıkıca bastırıp çektiğinde bende onun kokusunu içime çekmekle meşguldüm.

"Onu istemeyeceksin diye o kadar korkmuştum ki." diye mırıldandığımda ağzından 'şşşt' sesi çıktı.

"Ben her zaman burada olacağım. Onu o kadar güçlü yetiştireceğim ki,düşmanlarımız benden değil,ondan korkacaklar. Çünkü o bir Malik olacak. Belanın bir diğer adı."

******

"Bayanlar ve Baylar! Geldiğiniz için hepinize çok teşekkür ederiz." diye mikrafona doğru bağırdığında herkesten büyük bir bağırtı koptu. Onu gülerek izlerken o da bana dönüp sırıttı.

"Bu akşam sizi buraya çağırmamın nedeni bedava içki için değildi." dediğinde herkes güldü. O da devam etti. "Bildiğiniz üzere eşim Jessica Malik'le evleneli çok uzun zaman olmuyor. Ve bu sabah,o bana kendisinden sonra en büyük hediyesini verdi." dediğinde herkes merakla mırıldandı.

"Bizim bir bebeğimiz olacak." dediğinde herkes deli gibi alkışlamaya ve bağırmaya başladı. Kızaran yüzümü saklamak için kafamı boynuna gömdüğümde sırıtarak dudaklarımdan öptü. Dışarıdan gelen ıslık seslerini önemsemeden ona karşılık verdiğimde mikrafonu nereye olduğunu bilmediğim bir şekilde fırlattı ve beni sararak daha çok çekti kendisine.

Sonunda geri çekildiğimde neredeyse bütün bedenimin kızarmış olduğunu biliyordum.

"Şimdi istediğiniz kadar bedava içki içebilirsiniz." dediğinde herkes güldü.

Ben bu adamı seviyorum ya...

Şimdi höhöhöhö bu konuşmayı sildiğim önemli notu okumayanlar için yapıyorum. Şimdi ben deli gibi özlediğim ve aklımda yine senaryolar geldiği için dayanamayarak geldim. Tekrar yazdım. Umarım yine burada,yanımızda olursunuz.

Çok farklı olaylar,konular beklemeyin. Çok da sürmez yani bu benim Tırıbıl ı özlememi giderme çabalarım gibi bir şey yani. Her neyse umarım beğenmişsinizdir bir de Multimedia plz :))))

I Knew You Were TroubleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin