3. Sezon Bölüm 52

3.7K 115 6
                                    

Lütfen bana küfür etmeyin. Yoğun bir sınav haftasından çıktıktan sonra şu saatte sizi bir hafta daha bekletmemek için hızlıca bir şeyler yazıcam. Kısa olacağı için şimdiden üzgünüm. İyi okumalar. Multimedia'yı da dinlerseniz mutlu olurum :D

"Dünya turu,yeniden?" diye kafamı elimde ki kağıttan çekip onun ela gözlerine baktığımda omuzlarını silkti.

"Verdiğimiz ara hem bizim hemde hayranlarımız için yeterliydi. Ayrıca seni ve bebeğimizi de güzel bir geziye çıkarmak için iyi bir fırsat olduğunu düşündüm." dediğinde kaşımı kaldırdım.

"Hamile karını ülke ülke arkanda mı gezdireceksin?" dediğimde güldü.

"Turne programımız çok sıkışık değil. Herkes sevgilisiyle birlikte ülkeleri doyasıya gezmek istiyor. Yönetim de bunu anlayışla karşıladı. Her şey rayına oturmuş halde." dediğinde gülümsedim.

"Artık hayatımıza aksiyon olmayacak olması eksiklik yaratacak gibi geliyor." dediğimde o da aynı şekilde gülümsedi ve oturduğu sandalyeden kalkıp yanıma geldi. Bana sıkıca sarılırken bende kafamı boynuna gömerek güzel kokusunu ciğerlerime doldurdum.

"Emin ol şu hayatta en son özleyeceğim şey bile değiller. Artık o kadar yoruldum ki. Tek istediğim seni ve bebeğimizi kollarımın arasında tutarak mutlu ve huzurlu bir hayat geçirmek." dediğinde kafamı kaldırarak gözlerinin bana dönmesini sağladım.

"Sence cinsiyeti ne olacak?" diye sorduğumda gülümsedi.

"Cinsiyet önemli değil. Eğer kızımız olursa,en az senin kadar güzel olacak. Eğer erkek olursa da ,eh benden yakışıklı olmaz sanırım." dediğinde kahkahalarla gülerek omzuna vurdum. Yatakta geriye doğru giderek tamamiyle uzanmamızı sağladığında kafamı göğsüne kaydırıp elimle beline sarıldım.

"Şu anı yaşamak için yaşadığımız şeyleri düşünebiliyor musun? Sadece huzurlu bir saat için." dediğinde mırıldandım. Uykum gelmişti ama dediklerini net bir şekilde duyuyordum. Sadece tepki verebilecek halde değildim.

"Seni çok seviyorum." diye mırıldandıktan sonra bir daha konuşmadı. Huzurla uyuduğumda ise duyduğum tek şey adımı mırıldanmalarıydı.

*****

Tamam,valizler hazır. Ben hazırım Zayn'de hazır. Yaklaşık 10 aylık tur için hazırladığım valizler.-dolabımızda ki bütün kıyafetler-  korumaların bana bakarak bıyık altından saydırmalarıyla büyük arabaya taşınıyordu.

"Jessica hadi artık çıkmamız gerek!" diye seslendiğini duyunca boynumda ki fluarı düzeltip yavaş adımlarla aşağıya indim.

Benim yavaş adımlarla geldiğiöi görünce atılıp bileğimden tuttu ve beni neredeyse sürükleyerek götürmeye başladı.

"Zayn farkındaysan içimde senin yaratığını da taşıyorum."  dediğim anda hızını kaplumbağa seviyesine indirip sıkıca tuttuğu kolumu bıraktı. Telaşla bana dönerken gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Bebeğim gerçekten çok ama çok özür dilerim. Ben tamamen unuttum. Hadi gel yavaş yürü." diye belime destek olarak beni yürüttüğünde artık kahkahamı bastırmakta aşırı derecede güçlük çekiyordum. Bebeğin en küçük bir harekette düşeceğine inanıyordu.

Tabi bu kadar hassas davranmasında daha önce geçirdiğim hastalığın da olması büyük bir etkendi bence.

"Tamam Zayn sorun yok. Hadi hızlan biraz." dediğimde bana uyarak adımlarını hızlandırdı. Sonunda arabaya bindiğimizde çocuklara selam vererek kendimi bir yere attım. Zayn'de yanımızda yerini aldıktan sonra araba havaalanına doğru yola çıktı.

"Bütün kızlar aynı. Hepsi sanki evi taşıyormuşuz kadar çok kıyafet aldılar." dediklerinde hepimiz aynı anda gözlerimizi devirdik.

"O kadar ay eve uğramadan gezip duracaksınız ve sadece 2 tişört ve kot pantalonla mı gidip geliceksiniz?" diyen El'e katılır biçimde öne atılıp kafamı salladım.

"Zayn 3 boxer 2 pantalon ve 4 tişörtle gelmeyi planlıyordu." dediğimde hepimizden iç geçirme sesleri yükseldi. Ve hepimiz aynı anda 'Erkekler' dediğimizde onlarda bize göz devirerek karşılık verdiler.

Sonunda havaalanına geldiğimizde hızlıca hayranlara takılmamaya çalışarak içeri girdik. Valizlerin yüklenmesini bekledikten sonra pasaport kontrolünü yaptırdık. Hayranların hamile olduğumu anlamaması için her şeyi yapıyordum ama X-Ray cihazından geçmek tabi ki benim için yasaktı.

"Hamileyim." diye güvenliğe mırıldandığımda kafasını onaylar anlamda salladı. Ardından da kadın görevliye başıyla işaret verdi. Kadın gelip her yerimi elledikten sonra geri çekildi.

"Temiz." dediğinde gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Evet dünyaca ünlü bir kocam var ve yanımda silah,bomba,uyuşturucu taşıyorum.

"Hadi gidelim." diye elimi tutan Zayn'a hafifçe gülümsedikten sonra gösterdiği yerden yürümeye başladım. Uçağa yerleştikten sonra ilk durağımızı görmek için verilen tur listesini çıkardım.

"İlk olarak Paris'e mi gidiyoruz yanii?" diye sevinçle çığırdığımda sırıtarak kafasını salladı. Mutlu bir şekilde kafamı cama yapıştırdıktan sonra bulutları seyretmeye başladım. Sonunda sıkılınca Zayn'ın kulaklıklarından birini alıp kendiminkine taktım.

Kafamı omzuna yaslarken o da hafifçe doğrularak daha rahat oturdu. İkimiz aynı müziği dinlerken çalan sözlere karşın gülümsedim.

"I will love you unconditionally

Seni mutlaka seveceğim."

I Knew You Were TroubleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin