Taehyung hazırlanmış siyah dar pantolunu giyip düğmesini kapatmış fermuarını çektimişti. Tişörtünü üzerinde düzeltip telefonunu arkada cebisine koydu. Çıkabilirdi artık. Arkadaşları ile buluşacaktı bugün. Jimin de vardı içlerinde onun geleceğini sanmıyordu ama.
Annesine gülümseyip evden çıktı. Yolda yürürken esen rüzgarla önü açılıyor içine giydigi beyaz tişört ile çok seksi görünüyordu. Yine her zamanki mekanlarına gideceklerdi. Telefonu çalınca arka cebisinden telefonu cıkartıp kulağına götürdü.
"Tae, Jimin de geliyor" "Tamam" deyip kapatmıştı. Telefondan konuşmayı pek sevmiyordu. Ama mesajlaşma konusunda öyle değildi. Pembe saçlarını eliyle azıcık düzeltip kafeye girdi.
Daha gelmemişlerdi. Taehyung masaya kurulmuş gözünü kapıya dikmişti. Jungkook müşteriler ile uğraşırken başka çalışan Taehyung'un yanına yaklaştı.
"Hoşgeldiniz ne alırdınız?" "Şimdilik bişey istemiyorum" kafa sallayıp yerine geçmişti. Jungkook arkadaki adamın ne istediğini kağıda not alırken adam Jungkook'a biraz yaklaşmış vücudunu ellemeye başlamıştı. Jungkook gerilemiş ama adam onu kendine çekmişti.
Jungkook'a yaklaşıp "hadi ama nazlanma bebeğim sende bana bakıyorsun yarım saatir gözün bende,ahh istersen bir akşam geçirebiliriz" kulağından öpüp gülmüştü. Jungkook adama beklenmedik şekilde tokat atmış ve herkes ayaklanmıştı. Patron koşar adımlarla geliyorken Jungkook bağırdı.
"Seni adi piç beni gerizekalı mı zannettin?" Patron Jungkook'a sert bir şekilde bakıyordu. "Benim olucaksın lan" Jungkook kaşlarını çatmıştı. Herkes yardım etmek yerine izliyip yorum yapıyordu.
Adam masadaki bardakları kırıp Jungkook'un üzerine yürüdü Taehyung saniye saniye herşey izliyordu Jungkook'a yapışacağı o an Taehyung ayağa kalkıp adama yumruk atmıştı.
Yere düşen bedene tekmelerini savururken ayakkabısı ile kafasını ezdi. Taehyung, Jungkook'un elini tutup koşmaya başladı. Jungkook işten kovulmuş olacaktı hatta kovulmuştu bile.
İkiside baya koşunca nefes almak gereği duydukları için durdular daha birbirleninin yüzlerine bile bakmamışlardı. Taehyung, Jungkook'a doğru döndü. Elini hâlâ bırakmamıştı. Birisini hatırlatıyor diye içinden geçirdi kaşlarını kaldırıp dudaklarını bükmüş ona bakıyordu. Jungkook da hatırlayamamıştı kim olduğunu. Sonuçta on sene geçmişti büyümüşlerdi.
Ellerini çekip eğildi. "Çok teşekkür ederim ama benim gitmem gerekiyor" bir gülümseme ve el sallama ile yoluna devam etti. Taehyung onun o çocukça tavrına gülümsemişti. Ellerini saçlarına daldırıp arkasına döndü. Arkadaşlarının yanına gitmesi gerekiyordu.
❤❤❤❤❤
Allahım bir insan bu kadar mı yakışıklı,tatlı olur yaa Nasıl da gülüyor gülüşünü yediğim ❤.❤
hyunahcl ilk defa profilinde suga gördüğüm küçük arkadaşım dediğim gibi bu bölüm senin için :* ❤❤❤❤ ✌
İthaf istiyenler bana söylesin oke??
Tekrar söylüyorum yazarınızı sevin. De hayde bebeqler bayın :* ❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destiny ∷VΚ∞Κ∷Texting
FanfictionYakasında tuttuğu eli aşağıya indirip belini sarmıştı. Yumuşak sıcak dudaklarını gencin dudaklarına bastırdı.. ⚪O, onun kardeşini yanlışla da olsa ölmesini sağlamıştı ⚪