Yakasında tuttuğu eli aşağıya indirip belini sarmıştı. Yumuşak sıcak dudaklarını gencin dudaklarına bastırdı..
⚪O, onun kardeşini yanlışla da olsa ölmesini sağlamıştı ⚪
Ders işlenirken Jungkook yine kafasını masaya gömmüş uyumaya çalışıyordu. Bu sabahki yaptığı şey aklına gelince kafasını sıraya vurma isteği gelsede yapamıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kafasını sıradan kaldırıp yanındaki kıza baktı. Eskisi kadar kötü kokmuyordu. Jungkook meraklanıp kızın omzusuna dokundu. Kız, Jungkook'a bakınca konuşmaya başladı.
"Ne oldu" kız ağzını açınca diş tellerinin olmadığını ve ağzının kokmadığını fark etti. Demek ki artık sıra arkadaşı ile rahatça konuşabilecekti. Zil çalınca hoca sınıftan hızlıca çıkmıştı.
Ayağa kalkıp ilerliyecekken hocanın flaşı gözüne takıldı. Unutmuştu ve bundan sonraki ders onun değildi. "Götürsem mi acaba" kendi kendine konuşurken götürme zahmetinde bulunup flaşı tahtadan çıkarttı.
Hoca hızlı yürürdü. Ortalıkta yoktu bu yüzden. Öğretmenler odasındadır diye düşündü. Odaya girip bakınca orda olmadığını görüp müdüre doğru ilerledi. Kesinlikle orda olması lazımdı. Müdürün kapısının önüne gelip kolluğu tam indirecekken bağırma sesi duyuldu.
"Nasıl sınav sorularını çalarsınız ha. Akılsız mısınız siz çalışmıyor musunuz. Engelli sınıfına alalım sizi o zaman ha. Piçler.... Size yakışan tek şey disiplin. Adlarınızı söyleyin."
"Junhyung, Yoseob"
İkisininde umursamaz bir tavırda sesleri vardı. Sınav kağıtlarını çalmışlardı. Umursamayıp odaya tam girecekken yine konuşmaya başladı.
