5 -Saldırı

7K 533 184
                                    


Konsolunun üzerinde bulunan abliği kapatmadığını fark etti. Elinde ki fırçayı bırakarak abliği kapattı. Ardından fırçayı alarak kaldığı yerden devam etti saçını taramaya. Dün kendisini uykusuz bırakan kişiyi düşününce gülümsedi. Enteresan buluyordu hastası ile olan iletişimini. Aynanın karşısından kalktı yavaşça. Aynadaki aksine baktı. Güne güzel başlamak için aynada güzel görünmek istiyordu. Beyaz bir elbisenin aralarına serpiştirilmiş mavi puantiyelerine baktı. Göğüs dekoltesini aşırı bulsa da üzerine bolero almamaya karar verdi.
Diz kapağının üzerinde bulunan elbise göründüğünden de uzun göstermesine gülümsedi. 1.75 boyunda olması kendisinde boy kompleksi oluşturmuştu. Çıktığı erkeklerde kendinden uzunluk arayışı hep bu yüzdendi. Düşünceleri geçmişine götürdü. Üniversite yıllarında kızların gözdesi olan Mert'in kendisine ilgisi çok hoşuna gitmişti her zaman. Kısa süreli flört aşaması Gizem'in derslerine olan düşkünlüğü Mert'in de umursamaz tavırları yüzünden bitmişti. Mert'in kendisine söylemiş olduğu iltifat canlandı zihninde " bir erkeğin her zaman sahip olmak isteyeceği vücut ölçülerine sahipsin." Yüzü kızardı bir anda aynada ki aksin bunu kanıtlıyor olmasından mı yoksa ilk ve kısa süreli flörtünü hatırlamasından mı kestiremedi. Kemer takmayı düşündü elbisesine lakin beli zaten inceydi ve elbiseyi şu haliyle kaldırabiliyordu. Kemer sadece külfet olacaktı. Yüz makyajını yapmak için konsoldan göz kalemini aldı. Mavi gözlerini daha da ortaya çıkarmak için mavi kalem çekti. Dudağına sürmüş olduğu parlatıcıyla hazırdı. Yatak odasından çıkarken Mert'i uzun bir aradan sonra hatırlamış olmasını garipsemişti.

Kampüste ders çalışırken kendisine kahveye gelen erkeğe jesti karşılığında küçük bir öpücük vermişti. Dudaklarına dokundu. " Üniversite çağlarında kısa da olsa yaşamış olduğu masum flörtü hatırlıyorsam şuan durumum cidden vahim" dedi fısıltıyla. İşten, hazırladığı tezlerden ve hastalarıyla o kadar doluydu ki hayatına bir erkek almak aklına bile gelmemişti. Kadınsal hormonlarının tavan yapmasına gülümsedi. Ergenliğe girmiş olduğu dönemlerde babasının utana sıkıla yanına gelmesini hatırladı. Kendisine yapacağı konuşmayı iyi çalışmış olduğundan emin olmak ister gibiydi. Kendisini dizine oturtmuştu. " Bak kızım artık büyüyorsun ve ben her zaman yanında olmayabilirim. Yanlış kararlar alabilirsin ve bunun sonunda üzülebilirsin ben elimden geldiği kadar senin yanında olmak için çaba göstereceğim elbet ama sen yine de kendi kararlarını kendin alacaksın. O kararları alırken aklından çıkarmamanı istediğim rahmetli annenin bir cümlesini sana söylemek istiyorum kızım ' Bir genç kızın çeyizi okşanmamış saçları öpülmemiş dudaklarıdır' " - gözleri dolmuştu ardından-"Babasının artık genç bir kızsın ve ben çok güzel bir genç kız babasıyım o yüzden kendine dikkat et kızım" demesiyle erkeklerden tamamen soyutlamıştı kendisini. Ufak bir yakınlaşmalarına fırsatçılıkla suçlamıştı. Ve uzak durmuştu. Ne olmuştu peki ya şimdi üniversite yıllarında ki masum öpücüğü düşünüp bir şeylere geç kaldığını düşünmek haricinde. Belki de fazla korumacıyım diye düşündü. Zaaflarını ve dürtülerini kontrol altına almaya çalışarak kadın olmayı unutmuştu.

Evinin kapısın örterek daracık merdivenlerden aşağıya indi. Ofise geldiğinde taze demlenmiş çayın kokusunu hissetti. Dehliz çoktan gelmiş olmalıydı. Girişte ki masaya baktı Dehliz'i masasında göremeyince mutfakta olduğunu düşünerek mutfağa ilerledi. Dehliz mutfak da çayın demini alıp almadığını kontrol ediyordu.

"Günaydın, bir bardak ikram edersin değil mi?"

Dehliz " Günaydın Gizem Hanım hemen çayınızı getiriyorum odanıza" dedi telaşlı

Gizem mutfak da bulunan masanın sandalyesini çekerek " Burada içebiliriz karşılıklı birer çay canım" dedi. Gülümsedi ardından. Dehliz telaşlı biraz panik fakat çok sempatik bir kızdı. İşini çok seviyordu. Yüzünde ki gülümsemeyi ise hiç bir zaman ihmal etmiyordu.

Satır Arası Tutku (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin