"Ah olmuyor, sesimi toplayamıyorum."
Boğazımı ovalayarak kupadaki suyu sonuna kadar içtim. Justin, hareketlerimi izlerken suyun boğazım takılmaması ve boğularak ölmemek için büyük çaba sarfetmiştim. Neden olduğunu bilmediğim bir şekilde şarkı söylemeyi unutmul gibiydim ve kendimi sakinleştiremiyordum.
"Haydi ama!"
Scoot suratıma baygınca baktı ve sonra güldü.
"Tamam, tamam."
(Şarkı Overboard. Ama ben yazmayacağım buraya sözlerini.)
Şarkının son kısmı bittiğinde esneyerek deri koltuğa uzandım. Bacaklarımı kendime çekerek gözlerimi kapattığımda Justin, Paul ve Scoot'ın konuşmaları bulanık şekilde kulağıma geliyordu.
"Miley kalk imza gerek"
Sesini az çok duyduğumda doğrularak gözlerimi açtım ve küçğk kestirmeme ara verdim. Justin hiç bir yeri okumadan imzayı atarak kalem ve kağıtları benim onüme koyarken gözlerimi devirdim. En azından bir kaçını okuyabilirdi değil mi?
Overboard-Justin Bieber ft Miley Cyrus
-İkilinin düeti, 22 Kasım 2012 tarihinde yayımlanacaktır.
-Herhangi bir konserde söylenmesi serbesttir.
-Cyrus söz partner ve ortaklarından izin ile kendi ismini önce kullanabilir.
-Şarkı tarafından elde edilen gelir 2 tarafa eşit pay düşecek şekilde bölüşülecektir.
İmza: Miley Ray Cyrus
Kalemin kapağını açarak imzaladım ve Scooter'ın masasına koyarak arkama yaslandım. Şarkı doğum günümden 1 gün önce çıkacaktı.
Hey dostum, benden şanslısı var mıydı?
**
"Teşekkü ederim."
Açılan camdan Justin'e el salladığımda göz kırparak gaza yüklendi.
Sanırım ölüyorum.
Eve hızlıca girerek üzerimdeki ceketi çıkardım ve telefonumu alarak Julia'nın numarasını tuşladım
Bir kaç saniyeden sonra açıldığında konuşma iznini ona vermeden kelimelerimi ard arda sıralamaya başladım.
"Julia naber? Ben de iyiyim. Tanrım düeti tamamladık biliyor musun? Hem de d-"
"Tatlım ben Marie."
Bir anda susarken dudağımı dişledim.
"Ah pardon, ben kafanızı şişirmek istememiştim."
"Sorun değil tatlım."
"Şey, Julia'ya verir misiniz?"
Bir kaç öksürük sesi geldi. "Tatlım Julia ufak bir kaza geçirdi." Duraksadım ve kaşlarımı çattım, daha sonra arkadan gelen sesi dinledim. "Anne! Telefonumu ver!" Sonra Julia' ın sesi duyuldu.
"Hey Miley!"
"Tanrım oraya geliyorum! "
"Hayır hayır! Buraya gelirsen Tanrı şahidim olsun seninle konuşmam."
Elimi saçlarımın içinden geçirdim. "Tamam, iyisin değil mi?" Onaylayan mırıltılar çıkardı. "Kapatmalıyım, daha sonra görüşürüz. Ve doğum gününde oraya geliyorum bebeğim!"
Ardından hattın kesilen sesi duyuldu. Telefonun kapanmasıyla eş zamanlı çalan kapı ile ayaklanarak kapıya yürüdum ve açarak karsımda duran Justin'e baktım.
"A-aman tanrım! Burada ne işin var?"
Gülümsedi ve elindeki poşetleri salladı.
"Bilirsin uzun bir süredir beraber takılıyoruz ve arkadaşlar beraber birşeyler yapar."
Arkadaş kelimesi beni nedensizce kırarken başımı salladım ve önünden çekilerek geçmesine izin verdim.
"Sadece arkadaş"
Fısıldayarak kapıyı kapattım ve ardından salona doğru geçtim.
Tanrım bu gün nasıl bir gündü?