Rüyaymış...

53 8 0
                                    

    bölüm şarkısı= She's the lucky one    

1...2..3

"Elisa hadi bebeğim uyan" gördüğüm rüyadan Canın beni sarsmasıyla uyandım. "noldu"o anın şokuyla bu soruyu sormuştum "kabus gördün bitanem" elimi yüzüme götürdüğümde rüyamdan kalan tek iz gözyaşlarımdı,elimi kalbime götürdüğüm an kalbimin nasıl çarptığını anladım.Abimi kendime çekip sanki delip geçtiler gibi hissettim,benim tek varlığım Candı onun başına bir şey gelse sanki ben bin kez ölüyor gibi hissettim,o benim sığınacak limanımdı.Abimi kendimden çekip ayırdım "iyiki varlığınla beni teselli ediyosun...iyiki varsın." kalbimden geçenleri söylemiştim."önemli değil cadım,önemli değil sen benim ikizimsin..hissettim işte."ona içten bir gülümse gönderdim,evet doğru biz ikizdik birimiz ne hissediyorsa diğerimizide de onu hissederdi."iyi bakalım güzellik madem kendine geldin ben artık gidiyim" deyip yatağımın üzerinden kalkttı.Kendimi yatağıma bırakıp gözlerimi kapattım.

Sabah uyandığımda sanki göz kapaklarım kendini mümkünmüş gibi biraz daha aşağıya indirdi.Ama o lanet olasıca alarm beni uyutmamakta ırarcıydı.Komidinin üzerindeki telefonumu alıp alarmı kapattım,yattaktan doğrulduğumda etrafta gözlerimi gezdirdim,gözlerim çalışma masamda durdu.Aslında çalışkan biriyim ama tabikide bunu kimse bilmez.çalışma masamın üzerinde son sürüm olduğunu belli eden bir leptop,birkaç defter ve kalemlik.Yan tarafa doğru kaydığımda benim tüm benliğimi ortaya çıkaran yere gelmiştim.Ben o küçük kız çocuğunu bu raflarda saklıyordum,ama bunu kimse bilmez.Benim kitaplarım herzaman değerlidir,o yüzden yeni evimize taşınmadan önce İzmir'den,İstanbula bütün kitaplarımı göndermiştim.Benim içim kitaplar ruhuma işlemiş bir mürekkep gibiydi onlar benim karanlığımın küçük beyaz parçalarıydı.Karşıdan o kadar sert bir insan gibi görünsemde aslında ruhumdaki o küçük kız çocuğu öyle değidi, ben o küçük kız çocuğunu o kadar derinlere saklamıştım ki ben bile unutmuştum valığını.Soğuk zemin ayağımın altında sertleşirken kendimi daha fazla tutamayıp yan tarımdaki Can'ın hediye ettiği ev terliklerini giydim ve tahmin edin terliklerim hangi renk tabiki siyah! Karşımda duran beyaz kapıyı açıp aşağıya indim.Mutfaktan sesler geliyordu,mutfağa adımımı attığımda karşımda dün bana kapıyı açan hizmetçi duruyordu.Kızın üzerinde gözlerimi gezdirdiğimde hoşnutsuz bir ifadeyle kafamı sağa sola salladım.Hizmetçi beni gördüğünde "günaydın Elisa Hanım" deyip gülümsedi,bende ona yapmacık gülümsemelerimden birini yollayıp büyük masya oturdum.Değişik bir salonumuz vardı.Bir bakıma Amerikan mutfağı cinsinden di."birazdan kahvaltı hazır olur Elisa Hanım"kızın üzerinde gözlerimi gezdirdiğimde o eteğin fazla kısa olduğunu gördüm."senin adın ne?" kız bana dönüp,"Ayça" dedi ."kızın yanına doğru yaklaşıp,"o zaman Ayça birdaha etek giymek yok ve şu öndeki gömleğin düğmeleri kapalı olacak anladın mı seni bidaha bu şekide bu evde görürsem,hem istanbul'da iş bulamazssın,hemde seni burda bi güzel benzetirim güzelim anladın mı?" kız kafasını korkak bir şekide salladı.

"ooo benim güzel kardeşim uyanmış mı?" hayatımda içtenlikle güldüğüm insandan sadece biriydi.Beraber masaya oturup güzel bir kahvaltı yaptık.Yukarı odama çıkıp siyah şort,siyah ince bir bluz ince bir ceket,siyah botlar,siyah biklik taktım.makyaj masama oturunca sadece siyah bir rimel sürdüm.saçlarımı hafif dalgalı bıraktım.dünden getirdiğim siyah deri çantamın içine gerekli birkaç eşya koyduktan sonra ,aşağıya indim.abim otaparkda beni bekliyordu sanki bu sahneyi rüyamda görmüştüm ama rüyamda gördüğüm birşeyde kalbimi delip geçen o KAHVERENGİ gözlerdi o yoğun gözler sanki bana birini hatırlatıyordu ama kimi..

Aklımdaki soruları bir kenara bırakıp karşımda duran siyah lamborginime bindim. Abim de yan tarafta duran beyaz BMW sine binerken "güzel seçim kardeşim"deyip göz kırpttı.Arabama binip çantamı yan tarafıma koydum arabamı çalıştırmadan öne flaşımı radyonun çıkıntılı olan kısmına takıp she's the lucky one şarkısını açıp dinlemye başaldım.her zaman bni sakinleştiren şarkıları sevmişimdir.Bütün sinirimi alıyordu tam benim ihtiyacım olan birşeydi.Arabayı son sürat sürüyordum yan tarafıma baktığımda Canı beyaz BMW sini gördüm. Bana göz kırpıp biraz daha uzaklaştı.Aynı rüyamda gördüğüm gibiydi herşey... sabahki kahvaltı,hizmetçiyi uyarmam,yarış yapmamız aklımdaki düşünceleri arkamdaki korna sesi böldü gaza basıp okula vardığımızda karşımda gördüğüm SİYAT kolejine baktım ,isminden midir bilmiyorum ama okul biraz acayip gelmişti.Okulun otoparkında giriş yaptığımda tüm gözler bize dönmüştü arkamda Can vardı arabayı hemen boş biryere park ettim çantamı alıp arabadan çıktığımda tüm gözler Can'ın ve benim üzerimdeydi.Dikkat çekmeyi gerekli zamanlarda ihtiyaç duyarım ama şu anda dikkat çekmeye pek gerek yok gibiydi.Can yanıma gelip güneş gözlüğü çıkartıp giydiği lacivert ceketinin içine koydu kafasını 'hadi' dercesine sallayıp yürümeye başladı şu anda abimle yan yana ilerliyorduk.çaprazımda gördüğüm uzun boylu bir çocuğu gördüğümde dikkatimi oraya verdim her halinden yapılı olduğu belliydi kim bilir kaç ay çalışmıştı o kaslar için ,iter istmez iç çektim.Çocuk bana doğru döndüğünde aramızda sanki bir elektirik varmış gibi aynı anda gözlerimiz buluştu onun KAHVERENGİLİKLERİ benim maviliklerimle buluştu o an dünya dursun istedim.

Bölüm baya uzun oldu Oy ve votelarınızı bekliyorum 


KAHVERENGI tehlikesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin