-4

101 19 0
                                    


Çağrı

   "Sıla iyi misin?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

   "Sıla iyi misin?"

   Gözlerimi hafifçe araladım. Midem bulanıyordu, ama iyiydim. Sanırım.

   Revirde, yatakta uzanıyordum. Kendimi oturur duruma getirdim ve etrafımdaki insanlara kaşlarımı çatarak baktım. "Ay, içim geçmiş, ne oldu ya?" Ortamdaki gerginliği azaltmaya çalışarak güldüm ve Sevil'in uzattığı suyu yudumladım.

   Pek bir şey dememe vakit kalmadan hemşire geldi ve bana bir meyve suyu uzattı, "Ciddi bir şey yok merak etmeyin. Kendini iyi hissedince gidebilir."

   Burnu bandajlanmış Çağrı da ilk defa konuşmuştu. "Bu kadar narin olduğunu bilsem, topa değil burnuma blok yapardım kanamasın diye." dedi yarı alaylı bir şekilde. Ona gözümü devirdim, "Senin burnun kırılmadı mı ya?" Kaşlarını kaldırdı ve dişlerini göstererek güldü, "Cık." 

   ''İstersen söyle ben kırayım.''

   ''Cık, istemem.''

***

   "Sevo, sırtıma güneş kremi sürer misin?" deyip kremi Sevil'e uzattım.  Kapkara olacaktım, en kara en bronz ben olacaktım: işte bu yaz için olan bir hedefim de buydu.

   Arkamı dönmüş, sıkılan kremin yayılmasını beklerken, arkamdan "Ay, baksana şunlara..." dedi hayran hayran. Dönüp bakışlarını takip ettiğimde, denizde birbirlerine frizbi atarak gülüşen bir grubu gördüm. İçlerinde muhtemelen Gökhan da vardı, o kadar uzağı göremiyordum.

   "Bayağı hoşlanıyorsun de Gökhan'dan, la." Omuz silkip o tarafa bakarak "Ne bileyim, tatlı çocuk yani. Böyle bi çekiliyorum." dediğinde, denizdekilerden, yine kim olduğunu anlayamadığım, bir çocuk buraya  seslendi.

   "GELSENİZE!"

    "Benim yapmamı ister misin?" 

   Sesin geldiği tarafa doğru baktığımızda, öncelikle Bismillahirrahmanirrahim sonralıkla havlusuyla kurulanarak bize doğru gelen Çağrı'yı gördük. Sevil, bir bana bir Çağrı' ya bir de denizdeki gruba doğru baktı. Piç piç bana gülerek kremi Çağrı'ya attı, "Çok ısrar ettin olur, kolay gelsin."

   "Sevil, ağzına sıçayım senin.." diye mırıldandım. Çağrı, "Efendim?" dedi masum masum gülümseyerek; "Vazgeçtim güneş kremi falan istemiyorum, güneş çok güzel ondan korunmaya gerek yok."

   "Olmaz olur mu ya, kanser olmak mı istiyorsun?" Aşırı sahte korumacı cümlesine karşılık ben rahatsızca yerimde kıpırdanırken, elleri çoktan omzumdaydı. "Rahatla biraz, yemiyorum. Bir arkadaşın diğerine krem sürmesinden doğal ne var?" Ters ters bakıyordum, göremediğini farkettiğimde arkama dönmeye çalıştım ama beni tutup, dönmemi engelledi.

Yaz Kampı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin