Bildiğiniz bütün klişeleri unutun, nasılsa burada tekrar hatırlayacaksınız. MXÖSJDLSJDŞSKDŞSMDLSK
Boş vakitlerinde sosyal medyada gezen ve telefonuyla oyalanmak için boş vakit yaratan bir genç kız, gördüğü bir çekilişe katılıyor fakat bir şey olabil...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kuşların ötüş sesi ile uyandım, her yerim sivrisinekler tarafından ısırılmamış ve ağrımıyor olsaydı çok huzurlu diyebileceğim bir sabahtı.
Gözlerimi tamamen aralayabildiğimde Çağrı'nın kucağında yattığımı anladım. Bir kolunu omzuma atmıştı ve ben de ona sarılmak üzereydim. Neyse ki ondan önce uyanmıştım ve böylelikle diline düşmemiştim.
Ben öyle sanayım tabii...
"Günaydın, çok rahatız bugün."
"10 üzerinden 10luk bir gün, kimin sayesinde tahmin et." gözlerimi devirdim ve ayağa kalktım. Islık sesini duyunca arkama döndüm ve yerde oturan Çağrı'ya 'ne var bacım?' bakışımı attım. Kaşlarıyla bacaklarımı işaret etti. Hayır, götümü. Hayır, DONUMA SIKIŞMIŞ ETEĞİM YÜZÜNDEN GÖRÜNEN götümü.
" ÖNÜNE BAKAR MISIN PİS SAPIK!?" Eteğimi hemen düzelttim. Bikini giydiğimi ve aynı şekilde onlarca kişinin popişimş gördüğünün farkındayım ama ama ama şöyle bir fark var ki, bu sokakta yürürken cam bardakla su içmeye benziyordu. Evde yapsan kimseye batmaz ama sokağın ortasında seni psikopat gibi gösterebilir...
"Rahibe teressa bir, ben iki tamam mı? Ona göre davran."
Yüzünü buruşturarak ayağa kalktı, canı yanıyor gibiydi. O sırada, "senin kuru götüne kaldıysak eyvah." gibi bir şey duydum ama utancımdan daha da üstüne gitmedim.
Acıyıp acımadığını sordum, tabii ki yürüyemeyeceği kadar acıdığını söyledi. "Beni senin taşıman gerekiyor sanırım yoksa bileğimi keseceklermiş." Dedi, acınası bir yüz ifadesiyle de bakınca kıyamadım. "Sen var ya çok şanslısın, bu kadar merhametli olduğum için."
Koluna girdim ve dümdüz yürümeye başladık. İki adım atmıştık ki, zaten :) kamp :) alanındaki :) sahilin :) yanında :) olduğumuzu :) fark ettik :)
"Kamera şakası falan olsun bari nolur, bu kadar koymaz o zaman ya."
İçinde bulunduğum salak durumdan dilim tutulmuştu ve sadece Çağrı'nın söylediğine kafa sallayabildim. "Yok yani gerçekten benim bir nazar boncuğuna falan ihtiyacım var."
Söylene söylene onu odasının önüne kadar getirdim. "Çok salaksın ama yine de teşekkür ederim." dedi. İkinci söylediğinde ilk defa bir tık içtenlik sezdiğim için kızmadım, gözlerimi devirdim ve kapısını kapatıp içeri girecekken bir anlık kapı aralığından Sevil'e benzeyen birisini yatakta yatarken gördüm.
