-7

64 8 2
                                    

SILA ^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

SILA ^



   "Hahaha ezik, ben bitirdim bile." Elimdeki eldivenleri kenara fırlatıp Çağrı'ya övünerek baktım. Ters ters cevap verdi, "Başarılarının devamını diliyorum Sıla..." Bulaşık bezine iğrenerek bakıyordu. Haklı olarak.  "Böyle mi yardım istiyorsun ya, ne kadar ayıp. Neyse, hadi bayy!"

   Tam çıkacakken arkadan seslendi, "Sıla!" Kaşlarımı çatarak döndüğümde yüzünde sahte bir aydınlanma ifadesi ile bana bakıyordu. 'hayırdır' dercesine başımı salladım. "Sen benden kaçıyorsun." Kaşlarımı çatarak, "Ne alaka ya, sen kimsin senden kaçayım?" Tezgaha yaslandı ve kaşlarını kaldırarak imalı imalı bakmaya başladı. Bense anlamamazlıktan geliyordum. Sanırım.

   "Öpücü-" diyecekken lafını kestim, "Ben onu belleğimden sildim bile tamamen. Yaşanmadı sayıyorum." İlk öpücüğüm saçmalığına bile girmeyecektim çünkü dediğim gibi: yaşanmadı. "Öyle diyorsan öyledir. Ne dediğimi bile duymadan bunu söylüyorsan pek silmiş gibi gelmedi kulağa ama, hem 'yaşanmadı sayılacak' bir öpüşme şeklim yoktur ama."

   Meydan okurcasına, kendime bir sandalye çektim ve oturdum, "Aslında kalmamı istiyorsan direkt söyleyebilirdin." Bunu söylediğimde dudakları kıvrıldı, ellerini sallayarak eldivenlerinde kalmış köpüklü suyu üzerime sıçrattı. "Çok komik."

   Beklerken boş boş konuşuyor; bazen de ona laf atıyordum. -5 level bir ev hanımı gibi duruyordu. "Ece ve Sena da ormanda herkesi toplayacakmış. Kaynaşma ayağına sikmeseler bari." dedim.

   "Sena her sene yapar aslında bunu, kendi yaz aşkını bulma amacıyla." sonra durdu "Gidecek misiniz siz? Arkadaşın ve sen yani" diye sordu. Omuz silktim, bilmiyordum. Sevil sayesinde büyük ihtimal zorla giderdim.

   Son tabağı da diğerlerinin üstüne koyduğunda kalktım, "Sonunda..." Bir şey demeden çıktım, çok şükür bu sefer bir şey dememişti. Konuşmadığı veya göz teması falan kurmadığı zamanlarda normal insana benziyordu aslında.

   Saat henüz 19.30'du, Sevil benim telefonum ile oynuyordu, gittiğimde onun da telefonunu almadığım için ağzıma sıçmıştı, ağlamasın diye telefonumu ortak kullanıma açmıştım diyelim. Daha geceye çok vardı, ben de bir şey demeden havlumu ve birkaç parça kıyafetimi alıp duşa gittim...

***

   "O NE DEMEK LAN!" 

   Sevil yine yapacağını yapmış, beni yarı yolda bırakma kararı vermişti. Kendisi beni yola atan kişi olmasına rağmen! Türkçe meali ise Gökhan ile 'randevu'su vardı ve gece olan partiye, pardon pardon, kurtlar sofrasına beni zorla yollamaya çalışıyordu. Sen gitmeyeceksen ben de gitmem demiştim ama bu sefer kendisini kötü hissedeceği kozunu kullanıyordu.

Yaz Kampı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin