25 ve 27 Ocak 1999
Morpheus'un kafasında bir parti şapkası vardı. Dedemin bana aldığı çorabı o almıştı. Zaten iki gün sonra onun doğum günüydü. Morpheus gülüyor ben arkada ağlıyordum.
Morpheus bana baktı. Burnunu yanağıma deydirdi. "Ağlayınca çok tatlı görünüyorsun Cal."
Dudağımı ısırdım ve içime çektiğim parfüme burnumu kıvırdım. "Bu yeni parfümü neye borçluyuz?"
Morpheus, birden gözlerini albümden çekti. Kafasını bana doğru çevirmesi ile uzaklığımız kapandı. Burnunun ucu sivriydi ve kısa saçlarına çok uyuyordu. Kaşlarına baktım. Bir şey söylemesini, ona bakarak bekliyordum. Onu özlemiştim.
Bana sarılmasını. Her hareketime gülmesini. Dahiyane olmasını. İyi yemek yapıp, her yemeği yememesini. Uyumadan önce kafasını sürekli göğüsüme koymasını. Sabahları en sevdiğimiz şarkıdan birini açmasını özlemiştim.
Onunla milyonlarca dinlediğim şarkı, kilometrelerce gittiğim yol vardı. Aynı arabada az mı bağırarak şarkı söylemiştik? Tam o gün bana Morpheus 'sen müzik için yaratılmışsın' dedi. Ablamında hayatını müziğe odaklı kurmasında büyük etki vardı. Eğer yakınımdan biri cesaret etmeseydi, bunu yapamazdım.
"Ah sadece parfümümü değiştirdim."
Koluna elim çarptı. "Biri var."
Gözlerini bir anlığına kıstı. Dudaklarını araladı ve içindeki son nefesi benim yüzüme bıraktı. Bunu nasıl yapıyordu? Özlemden mi onun üstünde bu kadar duruyordum yoksa gerçekten beni etkiliyor muydu? Dışardan bakıldığında normal bir kız. Normal boya sahipti, biraz daha kilolu kızdı. Ama işte hayatımın tam ortasındaydı. Onsuz bir anım bile yoktu.
"Evet."
Dedi. Dudaklarımı birleştirdim ve devam etmesini bekledim.
Ah, acı yayılıyor.
Hissettim. Morpheus canımı yakışını hissettim.
Ashtom araya girdi. "Evet devam edecek misiniz?"
Gözlerimi ondan çektim. "Buna daha sonra devam edeceğiz."
Ellerini bacaklarıma doğru koyduğunda, çekmek istedim. İçimdeki ondan uzaklaşma hissi büyüdü; Kendi içimde patlayacak kadar. Çünkü ondan uzak kalmak, inatla 5 dakika suyun altında kalmak gibiydi. İmkansıza yakın.
27 Ocak'a baktık.
Morpheus ile aynı kazakları giymiş gülüyorduk.
Morpheus gülümsedi ve parmağını benim resimime sürttü. "Şurada ne kadar tatlı olduğuna bakar mısınız?"
"Şimdi değil mi?" Şaşırarak Morpheus'a baktım.
Morpheus bunu diyeceğimi biliyor gibi kafasını salladı. "Artık bir erkek gibi görünüyorsun. Güçlü, ünlü ve sanatsal."
Kafasını eydiğinde, kaçırdığım o kadar şans bir an benim için önemli oldu. Dediklerinden utanmıştı. Benden utanmıştı. Gülümsedim. "Cal-Pal olarak kalmayı seviyorum."
Onu daha fazla zorlamayarak kafamı albüme çevirdim. 2000 yılını açacakken saçlarmın uçlarında parmaklarını hissettim. Bunu yapmıyordu. Bir anda ellerim tutmaz oldu. Bedenimde yanlış giden bir şey vardı. Gözlerim o anlık karanlığa çöktü. Bunu bana en son çok kötü kavga ettiğimiz gün yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Untimely
Fanfictionİlk defa doğum günüme zamanında geldin ve gidişin zamansız oldu. @oldhearts