8

2.7K 220 82
                                    

26 Ocak 2013 -Morpheus-

"Morpheus kalk."

Yüzümü buruşturarak Calum'un sesini daha iyi algılamaya çalıştım. Sabahın köründe neden beni uyandırıyordu. Odanın diğer tarafından kapı kapanmadan önce bir ses duydum.

"Yarın görüşürüz."

Marrie'nin sesiydi. Gözlerimi birden açtım ve dikleştim. Odadan çıkmıştı. Calum ellerini göğüsünde birleştirmiş bir şekilde yatağın kenarında duruyordu. Altında gri eşofmanı ve üzerinde siyah tişörtü ile onun da yeni kalktığı anlaşılıyordu. Ellerini saçlarına geçirdi.

"Morpheus haydi evine git."

Gözlerimi devirerek kendimi yatağa kaldırdım. "Calum eğer yatağında fazla yer kaplıyorsam, git salonda yat."

Nefes verdi. Gözlerini havaya kaldırdı ve camının altında duran kanepeye oturdu. "Morpheus, git."

Kesinlikle bir şey vardı. Örtüyü üzerimden çektiğimde Calum'un en sevdiği tişörtünün üzerimde olduğunu gördüm. Üzerinde Japonca 'Fuck off' yazıyordu. Büyük ihtimalle ot ve içkinin etkisi ile kusmuştum. Calum beni banyoya sokmuş ve ardından uyutmuştu. Her zamanki rutin yaptığımız şeyler. Ben dağlırdım ve Calum beni toplardı. Bacaklarımı yatakta sarkıttım.

"Her şey yolunda mı?"

"Gelme."

Kaşlarımı çattım. "Ne?"

"Marrie, seninle bu kadar yakın olmamı istemiyor."

"Onun için beni karşına mı alıyorsun? Üç günlük bir kız için."

Calum aniden ayağa kalktı. "Onu seviyorum Morphues, biraz anlayış göster."

Kafamı 'hayır' anlamında salladım. "Uygun görmediğim bir şey için anlayış göstermem. Sen benimsin Calum. Aramıza sonradan girmeye çalışan o!"

"Ben senin değilim Morpheus! Bana oyuncak bebeğinmiş gibi davranmayı kes! Beni kullanıyorsun! Oraya git, buraya git, şunu yap, bunu yap! Yeter!"

Yorganı sinirle yatağın yanına fırlattım. Sinirden deli dönmüştü. Bu sözler onun değildi. "Sana böyle mi söyledi? Seni kullandığımı mı söyledi?"

"Evet! Haklı! Beni kullanıyorsun! Etrafımda kimse olmadığı için beni kölen yapmaya çalışıyorsun!"

Bağırmaya devam etti. "Yalnızsın Morpheus!"

Birden durdum. Hayır değilim, ailem var. Arkadaşlarım var. Beni sevmeyen insanlar var. Hayır ben yalnız değilim. "Değilim."

"Öylesin! Marrie'yi kıskanıyorsun çünkü kimse seni öyle sevmeyecek. Senin arkadaşlığın da sevgin gibi koşullu."

Beni koşulsuz seveceğine inandığım kişi sayısı azdı. Biri gitti ve diğeri biraz önce yüzüme karşı isyan etti. Kafamı yukarı doğru kaldırdım. Odanın içinde hızlı alıp verdiği nefesleri aynı saniye içinde yineleniyordu. Sakinleşmesini, bana dediklerini beyninde tekrar geçirmesini bekliyordum. "Marrie'yi seçiyorsun."

"Morpheus, dediklerimde ciddi değil-"

Elimi kaldırdım. Çalışma masasının üzerinde olan ceketi aldım. "Yarın kıyafetleri yıkayıp getiririm. Kokuma bile tahammül edemeyebilirsin."

UntimelyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin