5

3.1K 261 27
                                    

Elleri saçlarımın arasındaydı. Bir bacağı bacağımın üzerindeydi. Onu, onu çok özlemiştim. Tüm bunlar yorucuydu. Liseyi grup planlarımız arttığı için bitirememiştim. Morpheus'un yüzünde ki 'mezun oldum' ifadesi bana hep bir keşke dedirttirecekti. Geleceğimi düşünüp duruyorum. Ne olacaktı? Tüm bu hızlı geçen olaylardan sonra Morpheus ya yeni parfüm alacak kadar hoşlandığı çocuğun kollarına koşarsa? Calum ne olacaktı? Bütün gençliği konserlerde harcayan ve sadece bir söz söylemem için yalvaran hayranlardan sonra ne olacaktı? Bir gün her şey bittiğinde Morpheus şimdi ki gibi parmaklarını saçlarımda gezdirecek miydi?

Morpheus ile beraber olsam yine ayrı bir dertti. Hayranlarım sadece üzülmesin diye ne kadar kaçabilecektik? Bazen sadece eskiye dönmek istiyorum. Paramın olmadığı zamanlara. Aklıma birden marketteyken bizim şarkımızı duyduğumuz zaman geldi.

Michael ben ve Morpheus öylesine etrafta bakınırken, Long Way Home şarkısı markette çalmaya başlamıştı. Hepimiz kollarımızdan dışarı taşacak kadad doldurduğumuz yiyecekleri yere fırlattıp bağırmıştık. O zamanlar şarkımızı markette duymak bize büyük sevinç vermişti. Morpheus'un o gün bağırarak

Green Days on the radio

Diye bağırışını hala hatırlıyorum. Michael ellerini yiyecek ürünlerine vuruyordu. Ve ben iste yerde dizlerimin üzerine çökmüş gitarımı çalıyordum. Ne kadar çok gülmüştük buna.

Sırttım. Morpheus birden kafasını bana doğru çevirdi. "Ne gülüyorsun?"

"Anılar peşimi bırakmıyor."

Güldü. Yatağımın önünde asılı olan resmimize güldüm. 2009'da çekilmiştik. Tam on yıl sonra, 1999'da çekildiğimiz aynı olan kazaklarla yine sarılarak Morpheus ile doğum günümde fotoğraf çekilmiştik. Gülümsedim. Birden Morpheus derin bir iç çekti. Ve o an içimdeki her şeyi döktüm.

"Yoruldum."

Morpheus yüz üstü döndü ve bana baktı. O iri ela gözleri bana baktı. Kimse bana böyle bakamazdı. O bunu başarıyordu o herkesten farklı olmayı başarıyordu. "Seni yoran ne? Hayranlar mı? Konserler mi? Planlar mı? Röportajlar mı?"

Nefes aldım. "Özlemlerim beni yoruyor Morpheus. Eve dönüyorum. Bir hafta kalabiliyorum. Bu bir haftanın içinde konser var. Seninle dışarı çıkmak istiyorum ama kameraları sana çevirmek istemiyorum."

Gülümsedi. "Calum sadece kaçıyorsun. Kimse sana kolay olacağını söylemedi. Yeni bir hayat istiyorsan normal biri olmayı bırakacaksın." Bana doğru yaklaştı ve parmaklarını saçlarıma yeniden daldırdı. "Geride bırakacağın çok sorumluluk olacak. Eğer tek bir özlemden böyle kaçarsan, ileride ne olacak?"

Haklıydı. Biz nasıl bir büyük grup olacaktık? "Morpheus, iki yıl sonra yine burada olacak mısın?"

Birden güldü. "Sana yazdığım şiirler gibi. Hep bir defter arasında hep bir dolap aralarında. Hiç ummadığın, unuttuğun yerlerde."

Birden gülümsedim. Morpheus'un bana şiir yazdığı zamanları hatırladım. Onun belini sıkıca kollarımın arasına aldım ve göğüsümün üstüne kafası gelecek şekilde sarıldım. Hiç tereddüt etmeden elini göğüsümün etrafına doladı. Binlerce kız benimle bunu yapmanın hayalini kurarken, ben sadece Morpheus'un yapmasını istiyordum.

"Aşktan kurtulmak, ona tutulmak kadar kolay değildir."

Morpheus kalbime o kadar yakın dururken gözlerimi kapattım ve tavana doğru fısıldadım."Thomas Hardy."

UntimelyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin