3

3.6K 261 48
                                    

25 ve 27 Ocak 2002

Fotoğrafta artık üçümüz vardık. Michael bir kolunu bana atmış ve yeni kurduğumuz arkadaşlığımızı kutluyor gibi gülümsüyorduk. Her fotoğrafta pastanın önünde Morpheus olurken bu sefer Michael vardı. Güzel ela gözlümden sonra ilk edindiğim arkadaştı.

Morpheus fotoğraf karesinin en kenarında sinirli bir şekilde ellerini göğüsünde birleştirmiş bize bakıyordu. Beni paylaşmazdı. Sadece benim bildiğim tek özelliği işte buydu.

Sevdiği insanları paylaşmazdı.

Benim ondan uzakta olduğum zamanlar aklı çıkıyordu. Her gün arıyor, kimlerle takıldığımı soruyordu. Magazinde benimle gördüğü kızların kim olduğunu soruyordu. Onu unutacağımı sanıyordu. Sanmak ile yetinecekti.

Şu an bile yapıyordu. Parmakları kol kasımı sardığında kazağımı hafifçe çekti. Beni kendine çekiyordu. Ona yakın olmamı istiyordu. Fotoğrafa bakıyor gibi görünüyordum ama beynimde oluşturduğum resim, anılardan daha güzeldi.

"Resimde ki hüznü bulun!"

Biçimsiz işaret parmağı ile Morpheus'un üzgün yüzüne bastı. Kahkaha attı. "İşte 2002 yılından beri Morp ikinci kadın."

Morpheus histerik bir gülüş yaparak adeta Michael'a cevap verdi. "Kafanda ki dünyada gerçek bir şeyin olup olmadığını çok merak ediyorum."

Michael küçümseyici bir şekilde baktı. "Turda Calum ile yirmi dört saat harcıyoruz."

"Sensiz olan altı yılımız, tam olarak öyleydi Mike."

Bu çekişme saçma bir hâl almaya başladı. "Onunla yemek yiyorum. Senin aksine.."

"Benimle yarışamazsın Mike."

Güldüm. "Evet Mike."

Ashton kahkaha attı. "Michael'ın ilk defa kaybettiği bir şey."

Morp, omuz silkti. "Kızlar tarafından kabul edilmeye yeni başladı. Geçmişi hep red taleplerinden oluşuyor."

Michael, Morpheus'a öldürücü bir bakış attı. "Seni küçük sürtük."

Morp, gülümsedi. Hep kavga ediyor gibi görünselerde, ben yokken Morp'un koşulsuz güveneceği kişi Michael'dı. Kavga ettiğimiz dönem, Morpheus'un akıl almak için kime koştuğunu iyi biliyordum.

27 Ocak 2002 fotoğrafına baktık. Morpheus bana içten bir şekilde sarılıyordu. Büyük burnum ve küçük dudaklarım vardı. Bu garip çünkü şu an dudaklarım yüzümü kaplıyordu. Michael'ı bilerek doğum günü pastasının yanında istemişti. O zaman bile cadı olan kişiliğini koruyordu.

Fotoğrafın en solunda Márx, Mike'ı omuzlarına almış avizeye deydirmeye çalışıyordu. Mike ve benim çocukluğumuz Márx'ı örnek alarak geçmişti. O çok havalı biriydi, çok iyi futbol oynuyor ve Şükran Günlerinde şarkı söylüyordu. Morpheus'un büyüyünce onun gibi olacağı kimsenin aklına gelmemişti. İki kardeş sıra dışıydı. Mali ve ben gibi değillerdi. Morpheus ağabeyinin fotoğrafını gördüğünde kafasını omzuma koydu.

Michael ve ben birbirimize aynı anda baktık. Michael samimi bir gülüş yaptı. Ona acıdığını göstermemek için sayfayı değiştirdi.

"Morp'un doğum günleri o kadar da önemli değil. Geçelim!"

Morpheus acı bir şekilde gülüp, yavaşça Mike'ın koluna dokundu. "Pisliksin."

UntimelyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin