Çok seviyordu kadın. Uzaktan uzağa, içten içe, çok sevdiği gök mavisi gözlerine doya doya bakamadan, masumca bir aşkla seviyordu.
Adamın kendini sadece dost olarak sevdiğini bile bile seviyordu. Cesareti yoktu kadının. Aşkını tek başına filizlendirdiği gibi tek başınada günler, aylar, yıllar geçtikçe büyütüyordu.
Kadın için çok ağırdı aşkını tek başına omuzlamak. Seni seviyorum, aşkın beni darmaduman ediyor diyemeden, elini tutamadan zorlanıyordu kadın.
Kaybetmek istemiyordu Ahmet'i . Onu kaybederse en büyük dayanağınında elllerinden kayıp gitmesine izin veremezdi. Babasını, annesini, ve kızkardeşinin yokluğundan sonra ona tutunmuştu Aslı umutla. Üniversitede tanımışlardı birbirlerini. Aslı edebiyat öğretmenliği, Ahmet ise psikoloji okuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzümdün
Teen Fiction-Ahmet uzak dur. Düşeceksin! Ahmet sana diyorum duymuyor musun beni? Tut elimi buradayım ben. Ne olur bırak ma beni. Sen gidersen ne yaparım ben? Gökyüzüsüz bırakma beni. Kan ter içinde kalmıştı genç kız. Üşüdüğünü hissetti. Uyandı en büyük korkusu...