Gökyüzümdün

ÖZLEMLER

Derin abisi Deniz'le buluşmak için bir kafeye gidip beklemeye başladı. Evde birbirleriyle az zaman geçirdikleri için onlara yetmiyor ve arada böyle abisinin öğle yemeğinde buluşup vakit geçirmeyi seviyorlardı. Kardeşti bu sonuçta. Canından can, kanından kandı. İstersen 7/24 beraber ol yinede hasret kaldığındı. Bu nedenle Derin ve abisi böyle bir çözüm bulmuşlardı. Derin abisini beklerken kendine bir çay söyledi. O gelmeden yemek sipariş etmek istemiyordu.
Çok seviyordu abisini Derin. Babası gibiydi bir nevi. Küçük yaşta babasını kaybettiği için abisi hem abilik hem de babalık yapmıştı ona. Abisi bugüne kadar ne istediyse eksiksiz yerine getirmeye çalıştı hep. Derin bu yüzden abisine çok büyük bir bağla bağlıydı ve büyük bir saygı duyuyordu.
Derin abisini beklerken çayının da sonuna gelmişti. Abisin nerde kaldığını merak etmeye başlamıştı. Bir kolundaki abisinin hediye ettiği gümüş saatine bakıyor bir de kafenin kapısına bakıyordu. Saatle kafe kapısı arasında 3 dk süren bakışma sonunda abisini kafenin girişinde gördü Derin.
Deniz tüm heybetiyle kafeye girdi. Derin'i görünce içindeki 12 saatlik özlemi kabardı. Sabırsız ve seri adımlarla kardeşine yaklaştı ve sımsıkı sarıldı Derin'e. Derin abisine bir yandan sitem ediyor bir yandan da sımsıkı sarılıyordu. Masaya oturdular. Deniz garsonu çağırıp siparişleri verdi. Sonra Derin'e dönerek;
- Kurt gibi acıkdım.
+ Tatlım nerde kaldın ya ağaç oldum burda.
- Trafik fıstık yoksa benim gönlüm seni bekletmeye razı değil. Bunu bilmiyorsun sanki.
Dedi ve dudaklarını büzüştürüp Derin'e masum bir bakış attı.
+ Kıyamam ben yakışıklı abime trafikten mi geç kalmış benim canım. Tamam şaka yaptım zaten o kadar çok beklemedim. 1 saatin ne önemi var ki zaten değil mi ama?
- Sen ciddi misin? O kadar bekledin mi sahi?
+ Abi sen benim ne zaman yalan söylediği mi gördün sorarım sana.
Onlar sohbet ederken yemekleri de gelmişti. Bir yandan yemeklerini yerken diğer yandan sohbetlerine devam ettiler.
- Ee fıstık okul nasıl gidiyor?
+ İyi tatlım. Abi birkaç kişiyle tanıştım bugün.
- Kimmiş bakalım bunlar?
+ Biri Aslı aynı sınıftayız. Öbür ikisiylede kafeteryada Aslı'yla otururken tanıştım. Biri Ahmet diğeri ise Tarık. Ahmet Aslı'nın arkadaşı. Aslı'yı düşerken tutmuş o zaman tanışmışlar. Ahmet senin gibi biri. Onu o yüzden sevdim. Bayağıda ilgili. Tarık'ta Ahmet'in lisedende arkadaşıymış. Şimdi de aynı sınıftalar. Ve psikoloji okuyorlar. İşte böyle.
Deniz kardeşini ilgiyle dinledi. Mutlu olmasına sevindi. Derin onun herşeyimde. Mutlu olması için elinden geleni yapıyordu. Şimdi onu mutlu görünce Deniz'de mutlu oldu. Derin'le Deniz biraz daha sohbet ettikten sonra kalktılar. Deniz bankaya Derin ise eve gidecekti.
••••••••••••••••••••••••••
Aslı& Murat Bey
Okuldan eve gelmişti Aslı. Üzerini çıkarıp siyah tayt ve siyah tişörtünü üzerine geçirmişti. Mutfağa gidip buzdolabından bir bardak su almış içmeye başladığı sırada çalan telefonun melodisini duydu. Kimin aradığını merak etti. Hemen mutfaktan çıkıp oturma odasında bulunan telefonunu alıp cevap verdi. Arayan Murat amcasıydı. Acaba babasının dosyasıyla ilgili bir gelişmemi vardı.
- Alo
+ Efendim
- Nasılsın Aslı'cım?
+ İyiyim Murat amca sen nasılsın?
- Çok şükür bende iyiyim kızım. Ben seni şey için rahatsız ettim.
+ Ne için Murat amca?
- Serap teyzen ve ben seni akşam yemeğine davet ediyoruz kızım. Senin için uygun mu?
+ Ne gerek vardı Murat amca. Serap teyzem zahmet etmesin ben gelmezsem olmaz mı acaba?
- Kızım Serap teyzeni biliyorsun itiraz kabul etmez kolay kolay. Hem Atakan'la da görüşmediniz ne zamandır.
+ Tamam Murat amca geleceğim.
- Tamam kızım ben seni saat 7' de almaya gelirim.
+ Ben kendim gelirim Murat amca lütfen sen zahmet etme.
- Aslı Serap teyzen gibi benimde itiraz kabul etmediğimi öğrenemedin hala.
+ Tamam Murat amca akşam görüşürüz.
- Görüşürüz kızım.
Aslı'nın evden çıkası gelmiyordu. Okula bile zor giderken bir de bu ama onları kırmak istemiyordu. Onları çok seviyordu. Onlarında kendini ne kadar çok sevdiğini.
Aslı duş alıp hazırlanmaya karar verdi. Banyoya girmiş kısa bir duşun ardından çıkmıştı. Saçlarını tarayıp kurutmaya başladı. Saçlarını kuruturken annesi geldi aklına. Çok severdi annesinin saçlarını tarayıp kurutmasını. Çok özlediğini anladı bir kez daha.
Aslı saçlarını kurutup tepeden dağınık bir şekilde at kuyruğu yaptı saçlarını. Sonra üzerini giyinmek için dolabına yöneldi. Dolaptan siyah dar paça keten pantolonunu ve üzerine bordo salaş bir kazak çıkardı. Malum havalar soğumaya başlamıştı. Sonra çekmecede kardeşinin isminin yazılı olduğu altın kolyeyi çıkarıp boynuna taktı. Böylece kendini yalnız hissetmiyor, huzur buluyordu.
Saate baktığında 7'ye 10 dk' ka olduğunu gördü. Üzerine mantosunu geçirmiş omzuna da çantasını takmış Murat amcasını beklemeye başlamıştı. Murat amcası saat 7 dediyse tam 7'de burada olurdu. Murat dakik bir insandı.
Aslı beklerken telefonu çaldı. Arayan Murat'ı. Geldiğini ve onu dışarıda beklediğini söylüyordu. Aslı evin anahtarını da alıp kapıyı kapatır kapatmaz unutmadan kapıyı kilitleyip anahtarı çantasına atarak kendisini bekleyen Murat beyin arabasına doğru yöneldi. Arabaya oturup selamlaştıktan sonra araba Murat beylere doğru harekete geçti....