KİM O?

63 12 4
                                    

Gelen mesaj sesiyle ayıldım.

"Hala İzmir'deyiz bizi merak etme!"

"Ahh başım!" buradan uzaklaşmaları çok iyi oldu. Başlarına bir şey gelmesine dayanamazdım. Başıma giren şiddetli ağrıyla gözlerimi yumdum.

Off ağlayarak uyuduğum da hep böyle baş ağrısıyla uyanıyorum. Ve bu da beni sinir eden şeylerden biri. Koltukta oturup sırtımı arkaya yasladım. Vücudumu esnetip, yerimden doğruldum.

Ayılmam için bir kahve çok iyi gelir. Uyku ve sinir bir arada olunca daha çekilmez oluyorum. Duvarda ki saate baktığımda. Saat gecenin yarısıydı. Günün doğmasına 3-4 saat var. Tam mutfağa adımımı attığım an kapı çaldı. İstemsiz çatılan kaşlarımla kapıya doğru ilerledim. Bu saatte kim çalar benim kapı mı hiç hayra alamet değil.

"Kim o?" diye seslendim. Kapının gözünden baktığımda karanlıktan başka bir şey göremedim. Sabırsızca gelecek olan cevabı bekledim.

"Aç kapıyı Siva!" şaşkınlıkla donup kaldım. Kim bu adam? Kapıya atılan yumrukla irkilip, kapıyı yavaşça açtım. Kapıyı açtığı gibi ardında ki kişiden bir baskı uygulandı. Geriye doğru sendeleyip, duvara çarpan bedenimle yumruklarımı sıktım. Gelen kişiye güzel bir sağ kroşem var. Adam paldır küldür içeri girince, sinirle kapıyı kapatıp, adama gözlerimi diktim. Karşımda duran kişiyle ağzım açıldı. Bakışları açılan ağzıma kayınca hemen toparlandım. Ne işi var bu adamın burada? O halâ benim yüzüme yiyecekmiş gibi bakarken ben sabırsızca ilk konuşan oldum.

"Ne işiniz var burada. Adımı nereden biliyorsunuz?" diye sorularımı sıraladım. Adam beni hiç takmayarak. Koltuklara ilerleyip, oturdu. Ayak ayak üstüne atıp, baştan ayağa beni gözlerindeki sırıtmayla süzdü. Öfkeme yenik düşüp, şuracıkta şu tavırlarını ona soksam ne olur? Parçalarını cımbızla toplarlar mesela ne kadar tatmin kâr ve sadistçe! Tam benlik!

"Senin için buradayım. Seninle ilgili herşeyi biliyorum." bir an ürperti sardı vücudumu herşeyi derken? Ne biliyor bu adam?

"Kimsin!" dişlerimin arasından tısladım. Karşımda ki adam barın girişinde bana yardım eden kişiydi.

"Kusura bakma haklısın. Önce kendimi tanıtmalıyım. Adım Levend YALAZ." rengim attı ve gözlerim irice açıldı. İlk defa! Karşımda ki adama hayalet görmüş gibi bakıyordum. Bu gerçek olamaz. Hemen kendimi toparlayıp, mutfağa ilerledim.

"Kahve?" diye sorup, kendimi mutfakta ki sandalyeye bıraktım. İçeriden gelen evet sesiyle gözlerimi yumdum. İllegal Levend YALAZ benim evimde! Sakin olmalıyım. Kupaları alıp, kahve paketlerini içine boşalttım. Neden burada? Ah söylemişti 'senin için buradayım' diye ama neden ben ne alaka?

Kupaların sıcak olmasına rağmen parmaklarımı etrafına sarıp, salona geçtim. Salonda ki karşılıklı olan üçlü koltukların boş olanına oturmadan önce ortada ki sehpayı itip, adamın kahvesini sertçe üstüne bıraktım. Adamın beni delen bakışlarına inat. Gözlerimi adama diktim.

"Neden buradasın?" adamın gözlerinde ki ışıltılarla vereceği cevabı az çok anladım.

"Senin için dedim ya." sinirle yumruklarımı sıkıp biraz öne kaydım.

"Bir yarı mafyanın benimle ne işi olur?" sesimi yükseltmiştim. Onun gibi bir insana göre fazla bile dayanmıştım. Adam kaşlarını çattığında söylediklerini gözden geçirdi. Hayır bu sinirle ağzıkdan bir şey kaçırmamıştım.

"Nereden biliyorsun benim mafya olduğu mu?" şimdi anlaşıldı bu tepkisi.

"Sen nereden biliyorsun benim evimi adı mı? Hangi sıfatla senin için buradayım diye biliyorsun?" sesim her zaman ki gibi kendimden emindi. Huzursuzca yerinde kıpırdanması dikkatimi daha çok ona yoğunlaştırdı.

SIR GİBİ KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin