Öpüşmemizi yarıda kesip aklıma gelen olayla kahkahama engel olamadım. Levend sinirle kafasını koltuğa yaslayıp gözlerini yumdu.
"Çok komik değil mi Siva'm?" dudaklarımı dişleyip gülmeme engel olmaya çalıştım. Tuvalette basıldığımız anda Levend'in yüzünün aldığı şekil aklıma geldikçe gülüyordum. Kendini bir hışımla benden ayırıp kapıya dönüşü zihnimde canlandıkça kahkahalarıma engel olmam bir hayli zor oluyor.
"Ama çok komikti yüz ifaden ne yapabilirim aklıma geldikçe gülmeme engel olamıyorum!" kollarını belime sarıp mümkünmüş gibi beni kucağında biraz daha kendine çekti. Kollarımı boynuna sarıp dudaklarına ufak bir öpücük bıraktım. Arzuyla koyulaşmış gözlerine yüzümde ki gülümsemeyle karşılık verdim. Şimdi yapacağım şeyden dolayı bana çok kızacak ama hastaneye gitmeliyiz. Bu işi yatakta bitirmeyi onun kadar bende istiyorum. Fakat zamanı değil. Omuzlarına bastırıp hızla kucağından kalktım. Yatak odasına girip kapıyı kilitledim.
"Siva şaka mı bu? Sevgilim aç kapıyı!" anlımı kapıyı yaslayıp derin nefesler aldım. Arzudan kabaran yanım 'siktir et hastaneye gitmeyi' diye fısıldasa bile yutkunup kilide giden elime engel olup yatağa çöktüm. Böyle ayak üstü olmamalı ben bu anı 10 yıldır bekliyorum. Salak ben neden adamı tahrik edecek şeyler yapıyorsam. Aah salak Siva salak! Sen gibi gülüp şakaya vuracağını mı sandın?
"Sen arabaya in ben üzerime bir şeyler giyip geleceğim." Aah onu böyle geri çevirmekten nefret ediyorum! Neredeyse iki hafta oldu birbirimize açılalı ve ben birçok kez onu geri çevirmek zorunda kaldım. Levend beni ne kadar sevse de bu davranışımı yanlış algılayıp benden uzaklaşabilir! Çarpılan kapıyla bir kere daha kahrolası mantığımın doğru bir şey dediğini anladım. Sen kendin kaşındın Siva düzelt bakalım şimdi nasıl düzelteceksin! Hızla üzerimi değiştirip aşağıya indim daha fazla sinirlenmesini istemiyorum. Yolcu koltuğuna geçip kapıyı kapattığım gibi gaza basıp ana yola çıktı. İbre 200 km bulduğunda sinirle kasılan çeneme engel olamadım. Tamam hak etmiş olabilirim ama bu kadar büyük bir tepkiye ne gerek var!
"Derdin ne senin?" sorum kulaklarına ulaşıp algıladığı gibi sinirle direksiyona art arda avucunun içiyle vurdu. Alaylı bir gülüşle yüzüme bakıp resmen gürleyerek bana cevap verdi.
"Derdim ne mi? Derdim sensin Siva bunu göremiyor musun? Seni anlayamıyorum tamam mı? An-la-ya-mı-yor-um! Beni bir itip bir çekmene anlam veremiyorum. Beni istemiyorsan bunu açık açık söyle emin ol bu kadar zoruma gitmez!" hızla yanağıma düşen yaşı hırsla sildim. Ne saçmalıyor bu? Onu deli gibi istiyorum göremiyor mu? Bana her dokunuşunda her şeyi unutup sadece onu yaşıyorum hissetmiyor mu? Ya gözlerine baktığımda aptallaşan zihnimi? Sertçe el-frenini çekip arabayı hastanenin önünde durdu. Hatasını anlayana kadar ona kendimi ifade etmekle uğraşmayacağım! Hızlı adımlar atıp onu ardımda bıraktım. Hasta odalarının olduğu kata gelince Asıf'ı koridor da beklerken buldum. Beni fark ettiğinde oluşan gülümseme mimiklerimi gördüğünde yüzünden silindi. Bana doğru geldiğinde elimi kaldırıp konuşmasına izin vermedim.
"Yok bir şey Uyar'ın yanında kim var?" çatılan kaşlarını düzeltme ihtiyacı duymadan Tamay'ın olduğunu söyleyip iki, üç adım ardımda duran Levend'e dikti bakışlarını. İkisini de hiç umursamadan kapıyı tıklatıp Uyar'ın odasına girdim. Yatakta kucak kucağa oturmuş öpüşen çifti hiç umursamadan köşedeki koltuğa çöküp gözlerimi yumdum. Beni ne kadar zaman sonra fark edecekler acaba! Bir, iki, üç, dört...yüz on sekiz, yüz on dokuz, yüz yirmi, yüz yirmi bir. Çığlığı duymamla saymayı kestim. Anlaşılan fark edildim.
"Siva?" Vay be! İki dakika bir saniye sonra fark ettiler beni nasıl kaptırdılarsa(!) artık kendilerini.
"Hı?" utançla kızaran Tamay kendini odanın içinde ki banyoya hapsetti. Uyar doğrulup keskin gözlerini bana diktiğinde gözlerimi devirdim. Ulan bir hafta işkence ettiler, benim ağzımdan tek laf alamadılar. Bunlar benim tek bakışımla her şeyi anlıyorlar bu nasıl iş ben anlamadım! Bu adamların karşısında kelimenin tam anlamıyla yetersiz kalıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR GİBİ KADIN
Actionİlgi çekmek için değil. Gerçekten farklı bir hikaye olduğu için kapağa o sözü yazdım. Hani en lezzetli olan yemekler genelde tarife uyulmadan yapılır ya bu kitap da öyle işte. Her şeyden bir tutam var. Satırların arasına birden fazla şey katılmış...