Bölüm 4

414 29 2
                                    

Minho beni küçük bir ormana götürdü. Uzaktan ateş yaktıkları belliydi. Minho koşarak birilerinin yanına gitti. Bende utangaç tavırlarla bir kenara oturdum. Herkes bana tuhaf bir şeymişim gibi bakıyordu. Umursamaz bir şekilde başımı çevirdim. Ordaydılar. Thomas ve Brenda... Birlikte gülüşüyorlardı. Biraz sonra Gally girdi ve alayla ''İsyancı kız geri gelmiş. Bu sefer ne yapacaksın bakalım?'' dedi. ''Bilmem. Mesela seni öldürebilirim.'' dediğimde yanındaki birkaç çocuk güldü ve Gally onlara '' Kapayın çenenizi aptallar!'' diye bağırdı. Yanıma oturdu ve '' Seninle aynı tarafta olduğumuzu sanıyordum.''dedi ve yüzümü inceledi. ''Ben kimsenin tarafında değilim. Ben sadece benim.'' dediğimde kalktı ve '' Bir taraf seçmen gerek. Bir kişiyle savaş kazanılmaz.'' onunla birlikte bende kalktım.'' Ya ben ilki yaparsam.'' giderken arkasına baktı ve '' İnsanlarla zıtlaşmayı bırakman gerek. ''gözlerimi yana devirdim ve hızlıca yürümeye başladım. Buradan kurtulmam lazımdı. Yürürken yine sakarlığım tuttu ve birine çarptım. Kafamı hızlıca kaldırdım. Aman Tanrım! Bu Aris.'' Vay canına Teresa bu sen misin?'' dedi ve gülümsedi.''Kim gibi gözüküyorum ?'' dedim ve ona sarıldım. Sarılmamı tuhaf karşıladı. Bende anlamış gibi'' Merak etme. Seninle aramızda sorun yok.'' dedim ve birbirimize bakıp ayrılırken onu gördüm. Kızmış gibi görünüyordu. Aris' le vedalaştıktan sonra ona doğru yürüdüm. O da bana doğru yaklaşmaya başladı. Şimdide burun burunaydık. Gülümseyerek '' Kader bizi karşılaştırmayı kesmemiş'' dedi. Ben sadece yere bakıyordum. İfadesiz bir biçimde '' Bu sefer değil. Bu sefer bunu yapamam.'' dedim ve ormanın derinliklerine koşmaya başladım. Herkes arkamdan bağırıyordu ama ben geri dönmedim. Ormanın derinliklerine hızlıca koşarken, büyük bir ağaç kovuğu gördüm ve kendimi içine attım. Şimdi yalnızdım, tıpkı eskisi gibi. İçli bir şekilde ağlamaya başladım. Keşke hep yaptığım salaklığı yapmayıp buraya gelmeseydim. Herkesin düşündüğü gibi işe yaramazın tekiydim. Bu halde mi dünyayı kurtaracaktım? Arkamdan gelen sesle irkildim. Buradaydılar. Nefes alış verişlerimi azalttım. '' Tanrım, lütfen beni bulmasınlar, lütfen.'' diye fısıldadım. Gally' nin '' Buradan uzağa gitmiş olamaz. Hadi arayın.'' diyen sesini duydum. Brenda, ağaç kovuğuna yaklaştı ve '' Lanet olası kızı hemen bulun İsyan hakkında bir şeyler biliyor olmalı . Onu kaçırırsak o bizi yakar ama siz onu kaçırırsanız bende sizi yakarım. Hadi acele edin aptallar!'' dediğinde bana çok yakındı. Brenda ağaç kovuğuna uzun uzun baktı ve uzaklaştı. Tam gittiği için dua ederken ağacın yukarısındaki dallardan içeri girdi. '' Kendini akıllı mı zannediyorsun?'' diye sorduğunda ayağa kalktım ve bıçağı göstererek '' Hadi onu bana ver ve benden kurtul. Zaten bu lanet dünyada bir işe yaramıyorum.'' Brenda iç çekti ve '' Aynı şeyleri yaşamadığımızı mı zannediyorsun? Benimde ailem öldü ve kimsesiz kaldım. Ama şuan sana değer veren biri var ve sen onu terk ediyorsun. Bunu yapma. Terk edersen başka birilerinin buna ihtiyacı olduğunu unutma.'' ilk defa onu ağlarken görüyordum. Benim anlamadığımı görünce '' Thomas'ı bırakma. O seni bütün varlığı ile seviyor. Biliyorum, beni seni sevdiği gibi asla sevmeyecek. Onun üzülmesini istemiyorum.'' Brenda resmen yanımda ağlıyordu. Yanına gittim ve ona sımsıkı sarıldım. Kulağıma ''lütfen'' diye fısıldıyordu. Ayrılırken gülümseyerek '' Merak etme eninde sonunda seni seven birisi olacak. Bundan eminim.'' dedim ve göz yaşlarını elimle sildim. Birbirimize gülümsedik ve'' Bu dünyayı birlikte temizleyeceğiz'' dedi ve beşlik çaktık. '' Hadi gidelim'' dediğinde gülümsüyordum.

Bu bölümde bana yardım ettiği için @xxMoonsSoulxx ithaf ediyorum. Teşekkürler :) İthaf isteyenler yorum atabilir. Sizi seviyorum.





Teresa Ölmeseydi   ThomesaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin