TERESA
Ellerimi üzerimdeki beyaz elbisede gezdirdim.Bu kaçırıldıktan sonra Thomas'la ilk öpücüğümüzdeki elbise.Aynadaki yansımama baktımda o eski bembeyaz yüzümden eser yoktu. O eski saf halimdende eser yoktu.Ben eli kirli bir ''Hain''dim.Bu lanet odadan çıkmak istiyordum.Kapıyı çektiğimde tuhaf bir şekilde açıldı.Odadan çıktığımda karşıma çıkan ilk odaya girdim.Kocaman bir bilgisayar vardı.Birisini mi izliyorlardı? Kameraları açtığımda gördüklerim beni paramparça etti.
THOMAS
Labirent yıkıldıktan sonra bulduğumuz çayır gibi bir yerde kalıyoruz.Herkes güvende ve sağlıklı ama bu benim akıl sağlığım ičin değil.Kendimi ölen herkesin katili olarak görüyordum.Özellikle Newt ve Teresa... Onların ölümlerini hergün rüyalarımda tekrar tekrar görüyordum ve her rüyamda bana ''katilimiz sensin , sana güvenmeseydik ölmezdik .''diye fısıldıyorlar.En acıtanlardan birisi Teresa'nın dedikleri bana boş gözlerle bakıyor ve ''Hani beni seviyordun Thomas ben senin için öldüm.Peki Brenda bunu yapar mıydı?O sana benim baktığım gibi bakıyor mu?Senin canını kurtarmak için saflığını kaybediyor mu?" Bana son kez bakıp koşarak kayboluyor.Her uyandığımda kendimi bir kenara atıp sessiz sessiz ağlıyorum.Yine aynı şeyleri yaşadığım sabahtayız.Brenda yanıma sessizce sokuluyor ve elimi tutuyor."Her sabah seni böyle görmekten nefret ediyorum." dedi ve durdu.Gözlerimin içine bakarak zorlukla" Onu özlüyorsun.Bu gözlerinden belli bana ona baktığın gibi bakmıyorsun sorun ne?Benimle onun ne farkı var.Bunu bana söyle bıktım kaçmandan." Düşündüm onun gülüşü kimsede yoktu , yumuşak küçük beyaz elleri ve ve beni eriten mavi gözleri...Gözlerimin dolmasını fark etmesin diye.Dudaklarımı dudaklarına bastırdım. İnanamacağım şekilde "seni seviyorum"dedim.
TERESA
Gözlerimden yaş gelmeye başladı.Beni unutmuş muydu?Odanın kapısı yavaşca açıldı.Sarı saçlı kadın içeri girdi ve"Tatlım,buraya girmemen gerekti.Bak seni üzdü.Gel buraya" dedi.Bana sıkıca sarıldı ve saçlarımı okşamaya başladı. Bana kimse sarılıp okşamamıştı. Daha çok ağlamaya başladım. Ben insanlara ne yapmıştım ki bana böyle davranıyorlardı.Kulağıma "geçti tatlım " diye fısıldıyordu. Odada ki iki koltuğa oturup bakışmaya başladık.Sonunda sessizliği o bozdu."Sana iki seçenek vericeğim karar senin, karışmak yok. Kararını iyi ver." Dedi ve iki seçenek verdi." Ya seni unutan insanlara yardım edip dünyanın geleceğini düşünmeyeceksin. Ya da bize yardım edip dünyanın geleceğini düzenlemek istersin."dedi.Düşünmeye başladım bu zor bir karardı ve o an ne düşündüğümü söyledim."Size yardım edeceğim ama bana bir ay verin arkadaşlarımı görmek istiyorum. Lütfen,bu istediğimi kabul edin." Kadın biraz düşündükten sonra "Bize yardım edeceksen neden olmasın." dedi ve güldü. Beni bir -helikoptere bindirip , alevden çok farklı bir yere bıraktı. Yeşil çimlerin arasında yürümeye başladım.O anda tanıdığım bir yüz gördüm. Ondan sonrası karanlık...
NOT : Bu benim ilk hikayem umarım beğenirsiniz. Okuduysanız oy verip, hikaye hakkında düşüncelerinizi yazar mısınız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teresa Ölmeseydi Thomesa
Fiksi PenggemarSon isyanda, Teresa taşın altında kalıp gerçekten ölmeseydi hikaye nasıl devam ederdi? (Yazım yanlışlarıyla dolu utandığım bir kitap. Hatırası olduğu için burada⚘)