Umarım beğenirsiniz. Sizi bekletttigim için kusura bakmayın. İyi okumalar. Multi karakterler.
" Bakarmısınız ? Bu elbisenin 38 bedenini verirmisiniz ? " orta yaşlı , sarışın kadına bakıp " Peki efendim, hemen bakıyorum. "
Askılıkların arasında bayanın istediği bedeni bulup ona doğru uzattım. Teşekkür ettikten sonra kasaya gitti.
Bende duvara yaslanıp biraz oh çektim. zaten okul da zor geçiyordu. Bütün sınıf ders çalışıyorduk. Buğra, Zümra ve Meteler bile çok çalışıyordu. Herkesin bir hedefi vardı. Bende psikolog olmak istiyordum.
Haftasonları ve cuma günü okuldan sonra bir alışveriş merkezinin giyim mağazasında çalışmaya başlamıştım. Zaten Miray'a yük oluyordum. En azından kendi harçlığımı çıkarırdım. Okulun başlamasından tam 1 ay geçmişti. Okula gidip geliyordum. Evime dönmek istiyordum ama babam asla kabul etmezdi. Bu hayat bana zor gelmişti. Alışmıştım el üstünde tutulmaya Hatay'da. Burada ise okula git , sınava hazırlan, ev işlerinin ucundan tut , mağazada çalış derken çok kilo vermiş ve yorulmuştum.
Oraya buraya atılmış kıyafetlerin hepsini topladıktan sonra montumu giyip mağazadan çıktım .
Otobüs kartım olmadığı için yürüyerek gitmeye karar verdim. Yürürken de bazı şeyleri düşünmeye çalışıyordum. Havalar git gide soğuyordu. Ekim ayının sonlarına gelmiştik. Ve benim doğum günüm yaklaşıyordu. Hatay'da ailem ve Emre hep kutlardı. Emre demişken hâlâ Ela ile nasıl çıktıklarına anlam veremiyordum. Zaten kesin birşey de yoktu. Belki de çıkmıyorlardı. Acaba ben gittikten sonra ne olmuştu? Aklıma Gülra geldi. Hem komşu kızı hemde sınıf arkadaşımdı. Birde çocukluk arkadaşımdı. Aramız onunla da iyiydi. Biraz feminist bir kızdı. Hep derdi erkeklere güvenme. Haklıymış gerçekten. Beni severdi fakat hiç aramaya fırsat bulamamıştım. O birkaç kere arayıp mesaj atmıştı ama ben cevap verememiştim. En iyisi şimdi aramaktı. Rehberimden numarasını tuşladım ve aradım. Çok geçmeden açtı telefonu. "Alo " dedim kısık bir sesle. " Sema , sen misin? " başka kim olabilirdi ?
"Evet benim Gülra. Nasılsın ? "
" Beni boşver. Ben iyiyim. Asıl sen söyle. Ne oldu birden sana ya? Okulda milyon tane dedikodu çıktı." Sinirlenmiştim. İnsanlar o gereksiz ağızlarını dedikoduya kullanmayı ne kadar seviyorlardı.
" Ne çıktı ? " dedim sinirle." Valla kızım senin hakkında Emre'den hamile dediler. Zaten bütün mahalle ve komşular öyle biliyor orası ayrı."
Demek babam bu yüzden böyle davrandı. Biraz durup konuşmasına devam etti. " Sonra İstanbul'a bir barda çalışmaya mı gitmişsin ne? Ama biliyormusun ben inanmıyorum. Çünkü seni tanıyorum. Sen öyle bir kız değilsin. Bu dedikoduların hepsini Ela şırfıntısı çıkardı. E kızım milletin ağzıda torba değilki kapatalım. Ki ben en çok annen ve babana üzülüyorum. Elalemin yüzüne bakmıyorlar. Onlarada yazık. Kimse iyi durumda değil yani. Onlara kinlenme bu yüzden. Zaten anneni ne zaman görsem ağlıyor kadın."
Bende ağlamaya başlamıştım. Bütün herşey Ela yüzündendi. Halbuki ben ona hiçbir şey yapmamıştım. Adımı kötü kıza çıkarıp beni yerimden yurdumda etmişti. Ne istemişlerdi benden.
Telefonun arkasından Gülra seslendi. " kız sen ağlıyor musun?"
" Boşver . Anlat sen. Emre napıyor?" Sabır çektiğini duydum.
" O senin biricik, dağlara sığdıramadığın eski sevgiline hiçbirşey olmuyor. Üzgün gibi ama anlamıyorum. Bu nasıl bir zihniyet ya. Kızların adı çıkınca kötü kadın diye anılıyorlar. Fakat erkeklere gelince elinin kiri. Emre herkese Sema hamile falan değil dese de insanlar inanmak istediklerine inanıyor. "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Islak imza
RomansaSema'ya, Emre yüzünden ailesinin ona tepkisi. Onu evden kovması. Sema'nın Hatay'dan İstanbul'a yolculuğu. Bakalım küçük Semamızı İstanbul'da ne serüvenler bekliyor.