HIZ TRENİ

31 0 0
                                    

''Ya durdurun şunu ölüceeem burdaaa yeteerrr''

Tren hareket edeli yaklaşık 5 dakika olmuştu ve ben bu süre boyunca sürekli aynı şeyi söyleyip duruyordum.Lanet olsun Alçin hangi akla sana uyup bu şeye bindim ki sanki.
Aklımın bir köşesine kocaman harflerle bidaha Alçin'in ısrarlarına onay vermeden önce akıl filtresinden geçirmeyi yazdım.

Gerçekten nefes alamamaya başlamıştım ve kimse sesimi duymuyordu.Şu yanımdaki doğa dostu ayıcık hariç tabi.Halinden çok memnun ve keyif alıyor gibi gözüküyordu ve bu gerçekten sinirime dokunmaya başlamıştı.Ancak şuanda onu umursayacak durumda değildim.Çaresizce gözlerimi kapadım ve şu lanet yolcuğun bitmesini arzuladım.Gözlerimin içindeki karanlık gittikçe dahada koyulaşıyordu.Sanki o siyahın içinde birşey ararmışcasına derinlere doğru baktım..baktım.. Canım sıkıldığında ve sakinleşmeye ihtiyacım olduğu zamanlarda genelde böyle yapardım.Gerçekten işe yarıyordu.

Karanlığıma doğru derin yolculuğa devam ederken birden kolumda bir hareketlenme olmuştu ve ardından tanıdık bir ses "Gözlerini kapatarak gerçekten korkularından kurtulabileceğini mi sanıyorsun?"

Aniden gelen sesle birlikte karanlığın derinlerinden çekip çıkarıldım.Oysa tamda sakinleşmeye başlamışken..

Gözlerimi açmamaya kararlı ve kendime güvenen bir sesle "Bazılarından.." dedim.
"İlginç bir yöntem gerçekten" diye karşılık verdi ve kısa bir süreliğine sessizliğe büründü.Ne oldu da sustu diye merak ederken birden gözlerimi açmıs buldum kendimi.Açar açmaz yanımda bir çift yeşil göz arayaşına koyuldum.Ancak göz kapakları buna engel oluyordu.Gözlerini kapamıştı.Şaşkın bir şekilde "Hadi ama sende şu lanet şeyden korkuyor olamassın" dedim alay edercesine.

Hafif bir tebessüm belirdi dudaklarında ve ardından konuşmaya başladı
"Korkularımla yüzleşmeyi her zaman sevmişimdir."

"Üzgünüm ama gözlerini kapatarak yüzleşmiş sayılmıyorsun.Aksine karanlığın arkasına saklanarak kaçmış oluyorsun." dedim çok bilmiş bir tavırla ve ardından ekledim
"Ayrıca bu benim yöntemim ve kullanmana izin verdiğimi sanmıyorum."diye cırladım.

Hiç beklemediğim bir hareketle gözlerini birden açtı ve gözlerimin içine bakmaya başladı.Sanki o yeşillerden dışarı etrafımı aydınlatan ışıklar saçılıyordu.Evet belki garip ama daha ilk defa gördüm sayılabilecek bir adamın gözleri bana huzur veriyordu.Bu anın tadını çıkarmalısın dedim kendi kendime ve kaybettiğim bişeyi arıyormuşcasına keşfetmeye başladım gözlerini.O da sanki aynı şeyleri düşünüyormuş gibi hiç bozmadı ve bakmaya devam etti.

Uzun bir süre bakışmaya devam ederken birden tren benim olduğum tarafa doğru eğildi ve yanımdaki tüm çabalarına rağmen üstüme doğru kaymaya başladı.
Aramızdaki mesafe yok denilecek kadar az bir duruma gelmişti.Vücutlarımızın her bir bölümü birbiri ile temas ediyordu.

Nefesimi zaten zar zor alırken birde şu herifin üstüme çıkması nefes almamı imkansız bir hale getirdi ve can havliyle bağırmaya başladım
"Nefes alamıyoruuum!"
Endişeli olduğunu anlıyabileceğim bir ses tonuyla karşılık verdi

"Özür dilerim ama tren bu haldeyken kendi yerime geçemiyorum inan"

Cevap vermek için ağzımı açtım ancak gerçekten zor bir durumdaydım ve artık ciğerlerimin oksijenle bağlantısı kesilmişti.
Yanımdaki daha doğrusu üstüme çullanan demeliyim bunu anlamıs olacak ki hiç beklemediğim bir şey yaptı.Kolunu belime sardı ve mümkünmüş gibi beni kendine iyice yaklaştırarak yüzümü göğsüne bastırdı.

"Gözlerini kapat ve karanlığın arkasına saklan.Sanki burda değilmişsin gibi.Denizi hayal et.Dalgaların sesini,martıların masmavi gökyüzünde uçuşlarını..Sakinleş ben burdayım.Sana zarar gelmeyecek.Nefes almaya çalış" dedi sakin ve yumuşacık bir ses tonuyla.

Uçsuz bucaksız denizi,dalgaların o sanki birşeyler anlatmak istercesine çıkardıkları sesleri,martıların masmavi gökyüzünde nasıl süzüldüklerini düşününce ve birde burnuma dolan şu eşsiz toprak kokusunu da sayarsak beni gerçekten sakinleştirmeyi başarmış,nefesim yerine gelmişti ve kolaylıkla nefes alıp verebiliyordum.Bu adam bana güven veriyordu.Halimden memnun,toprak kokusunu içime çekmeye devam ettim.

Zaman nasıl geçti bilmiyorum ama her güzel şeyin bir sonu vardır demişler.Bu güzel an da lunapark görevlisinin "Kemerlerinizi çıkarabilirsiniz." sesiyle son buldu..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 02, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Uçurumun KenarındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin