Bölüm-12

563 29 1
                                    

Yeni BÖLÜM ile karşınızdayım umarım bu bölümü beğenirsiniz. Bu arada eğer SENİN İÇİNDİ adlı kitabımı okumadıysanız okumanızı öneririm... MULTİMEDYA:KIZIL:))

Üzerinde 'BİR SONRAKİ İŞE HAZIR MISIN??' yazıyordu...

Sabah uyandığımda gün ışığı odayı aydınlatmaya yetiyordu. Aylardan Temmuz olduğu için hava sıcacıktı. 

Tabi ki bu güzel havada biraz daha uyumak istemiyordum. Kıyafet dolabına ilerleyip şort ve tişört aldım ve giydim. Peki ya ayakkabılar nerede ki diye düşünürken gözüm makyaj masasının yanına takıldı. 

İşte bu ayakkabı işini de hallettik ve bunca makyaj malzemesinden rimeli ve parlatıcıyı sürdüm. Saate baktığımda 09.30 yazıyordu.

 Bu saat benim için geç olsa da dün çok yorulmuştum ve uyumam çok normaldi. Telefonum ve fotoğraf makinem nerede acaba?? Evet işimi buldum.

 Telefonumu ve fotoğraf makinemi aramak diye düşünüp odadan çıktım. Ev iki katlıydı ve birçok odası vardı. Ayrıca ben bu odaları ararken Meriç'in beni görmemesiydi. Hemen yanımdaki odaya baktığımda içinde eski eşyalar olduğunu gördüm.

 Bir sonraki odaya baktığımda içinde kum torbası, koşu bandı gibi spor eşyalarının olduğunu gördüm. İki oda ileriye gittim ve önüme çıkan kapıyı hafifçe açtım ve karşımda onu gördüm.

 Yüzü yastığın üzerinde çok güzel dururken dağınık saçları içimin gıcıklanmasına sebep oldu. Odaya yavaşça göz gezdirdim ve bom telefonum ve fotoğraf makinem masanın üzerindeydi. 

İki katlı olan bu odanın üst katı çalışma odası olarak düşünülmüş. Daha önce hiç bu kadar güzel bir yer görmemiştim. Tabi şu anda Meriç'in yüzünde oluşan gülümsemeden sonra. 

Telefonuma doğru sessizce ilerlerken eve gelen silah sesiyle irkildim. Ne oldu diye düşünürken kolumdan çekilmemle yere düştüm. 

Altımda hissettiğim kasları içimde değişik duyguların canlanmasına neden olsa da bu düşünceleri kafamdan kovmaya çalıştım.

 Ne de olsa o katil, hırsız ve suça karışan bir insandı ve benim suça karışmış kişilerle işim olmazdı ama artık bu kuralım geçerli değildi çünkü bende bir adamın öldürülmesine yardım etmiştim. 

Derken gelen silah sesiyle çığlığı basmam bir oldu. 

"Dur bağırma dikkat et hadi saklanmamız lazım yoksa ölürsün"

 "Tamam" dedikten sonra ayağa kalktı ve üzerine bir tişört geçirip beni çekiştirmeye başladı ve bir yandan da telefonuyla ilgileniyordu. Tabi bu arada silahını da almayı unutmadı. Bir tane silahı da bana uzattığında ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. 

"Al şunu"

 "Ya benim silahla ne işim var?? Tutmayı bile bilmiyorum" 

"Bana bir şey olursa seni yaşatacaklar mı sanıyorsun??" 

"Peki" deyip elindeki silahı aldım ve onun peşine takılıp koşmaya başladım. Biz koşarken kapının kırılma sesi bütün evi kapladı. 

Silahla içeri giren adamı bir kurşunla yere düşüren Meriç'e şaşkın bir şekilde bakmayı sonraya erteledim diye düşünürken bir kurşun sesi daha gelince Meriç'in bir adamı daha öldürdüğünü düşündüm ta ki yanımda yere düşme sesi gelinceye kadar.

 Meriç yooo hayır. Ölemezsin. Meriç ya şimdi ne yapacağım ben diye düşünürken ayağıma giren ağrıyla yere düşmem bir oldu.

 Benim üzerime gelen adamı elimdeki silahla vurdum ve ayağa kalkmaya çalıştım. Sonunda ayağa kalkmayı becerdiğimde topallayarak Meriç'i taşımaya çalıştım. 

Bize en yakın oda olan yemek odasına getirdim ve elinden düşürmediği telefonu şortumun cebine koydum. Yemek odasının arkasında kalan kilidi kilitleyerek dışarısıyla bütün bağlantıları kestim. Zaten bu odada hiç cam yoktu.

 Hemen yere çöküp ayağımı uzattığımda ayağımdaki kanla çığlık atacaktım ki elimle ağzımı kapattım. Ne yani yere düşmemi ayağımı vurarak mı sağlamışlardı??

 Aklıma gelen telefonla elimin altında duran telefonu alıp ekran kilidini açtım. 

Rehbere girdiğimde karşıma çıkan Tunç ismini tıkladım. 

Hadi Tunç...



SERİ KATİL AŞIK OLDU #Wattsy2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin