Bölüm-18

462 25 3
                                    

Arkadaşlar bu bölümden sonrası uzun olacak ve olaylar kızışmaya başlayacak artık. Bu yüzden kitabı farklı noktalara çekiyorum. İYİ OKUMALAR :D

"Ahh!!" diye bağırdım saçımın acısıyla.

"Kızım daha çok bağırsana" sesimi daha fazla yükselttim. Ah be Meriç senin yüzünden geldiğim hale bak ya. Şu anda Karakolda az önce tanıştığım kadınla kaçmak için dediklerini yapıyordum. Sonunda bir polis geldi ve içeri girdi.

 İşte yine bir plan uyguluyorum. Ne kadar planlı bir kız oldum ben? Ve bunların sebebi Meriç. Eğer fotoğraf çekmek için oradan geçmeseydim şu anda hayatımda ne böyle sorunlar olacaktı, ne de birine nasıl aşık olunur bunu öğrenmemiş olacaktım.

 Aşk nedir ki? Neden biz aşkı bu kadar önemsiyoruz. Neden onsuz ölecekmiş gibi hissediyoruz?? Bu sorularımın neden karşılığını bulamıyorum?

"Kızım kaçsana polisi bayılttık. Hadi koş. Telefonunu almayı unutma, masa üstüne bırakıyorlar" dedi. Kafamı eğdiğim de gerçekten polis bayılmıştı. Kim bilir ne yaptı bu kadın? 

"Tamam" diyerek koşup masadan telefonu aldım -Meriç'in telefonu tabi ki de-. Hızlı adımlarla dışarı çıktım. Yavaşça ilerlemeye başladım. Karakoldan uzaklaşınca koşmaya başladım.

 İleride bir park gördüm ve oraya ilerledim. Saat baya geç olmuştu ve hava çok karanlıktı. Banklardan birine oturduktan sonra Tunç'u aradım, Meriç'in durumunu öğrenmek için.

"Açelya?" dedi. Adımı duymayı unutmuştum artık. Sadece Meriç'i görüyorum ve o da bana kızıl dediğine göre adımı unutmam normal.

"Tunç" dedim bende onun gibi.

"Neredesin sen en son seni karakola götürmüşler." Ama ben kaçmayı başardım.

"Meriç'in durumu nasıl??" dedim konuyu değiştirmeyi amaçlayarak.

"Ameliyattan çıktı. Durumu iyiye gidiyor. Sen neredesin neler oldu anlat" dedi. Nedense bir an dizi çekiyor gibi hissettim.

"Beni tutukladılar tunç karakoldan kaçtım. Tabi ki bu hiç kolay olmadı. Bir kadın bana yardım etti" dedim. Birde kadına para vermiştim ya. Ben niye kendimi yakalattım ki acaba?

"Yardım mı etti?? Kim kime yardım eder bu devirde?" dedi. Ne kadar da zeki bir genç.

"5 bin verdim" dedim.

"Yanında o kadar para mı taşıyorsun?" dedi o da şaşkınca. Şaşırdığını buradan tahmin ediyorum.

"Annemin kolyesini verdim." dedim mutsuzca. Bana bir tek  bu kalmıştı annemden ama onu da kaybettim.

"Tamam neredesin yerini söyle" dedi hızlı hızlı.

"Beni götürdükleri karakolun biraz ilerisinde park var oradayım"

"Tamam bekle hemen geliyorum" dedikten sonra telefonu kapattım. Gece olduğundan dolayı etrafta hiç çocuk yoktu. Parklar böyle ne kadarda sessizmiş diye geçirdim içimden. Kafamı banka yasladım. Böylece gökteki yıldızları görebiliyordum. 

Yıldızları görünce aklıma gelen şeyle yıldızları küçükken yaptığım gibi yıldızları birleştirmeye başladım. Birleştirdiğimde çıkan fotoğraf canımın yanmasını sağladı. Meriç'in yüzü ne arıyor yıldızların arasında? Neden benim için o kadar önemli??

"Ooo yavrum senin gibi kızlar burada ne arar??" dedi sarhoş birkaç adam.

"Ne diyosun sen be!"diye cırladım bende.

"Duyuyorsun sağır değilsin herhalde" dedi o da.

"Ben duyuyorum ama sen duymuyorsun herhalde ne söylediğini"

SERİ KATİL AŞIK OLDU #Wattsy2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin