Yarın okul vardı. Elbiselerimi özenle seçtim. Siyah küçük çiçekli dar bir gömlek ütüledim. Siyah fermuarla dolu olan ceketimi gömleğin yanına koydum. Altıma ise siyah dar paça pantolonu da diğerlerinin yanına bıraktım. Yeni aldığım siyah çantaya defter ve kalem koydum. Bunları hazırladığımda okul için hazırdım. Yarınımı düşünerek daldım uykuya.
************************************
Sabah alarımın sesiyle kalktım. Çok heycanlıyım. Rutin işlerimi yapıp hazırladığım elbiselerimi giydim. Saçlarımı tarayıp serbest bıraktım. Telefonumu şarjdan çıkarıp çantaya attım. Mutfağa indim, bir çay içip evden çıktım. Okul uzak olmadığından yürüyerek gitmeyi düşündüm. Küçük çocuklar okullara gidiyor, servisler heryerde dolanıyorlar. Okuluma gelene kadar etrafı seyrettim. Okula geldiğimde heycanımı yenmek için derin bir nefes alıp verdim. Sonrasında okulun bahçesine girdim. Sınıfımı bulup içeri girdim. Birkaç kişi vardı. İçlerinde Berke de vardı. İnanmıyorum aynı sınıftaydık. Beni görünce "gelsene Çiğdem." diyerek beni çağırdı. Yanlarına gittiğimde iki kız bir erkek vardı. Berke bizi tanıştırdı. Kızların ikiside çok güzellerdi. Bunlardan biri esmer diğeri sarışındı. Esmer olanın adının Ahu olduğunu diğerinin adı ise Mehtap' tı. Erkeğin adı da Ümit' miş. Hepsi iyi birine benziyordu. Ümit gözleri okyanusta kaybolunacak renkteydi. Saçları ise hafif uzun ve şekil verilmişti. Ahu' nun kahve saçları belinden aşağıdandı. Düz bırakmıştı. Mehtap' ın saçları orta boydu, aynı benimkiler gibi. O da bağlamış. Sonrasında Berke derslerde benim ile oturacağını söyleyince birşey birşey demedim. Ahu ise Ümit ile oturdu. Yeni gelenlerden biriyle oturmayı tercih etti. Ders programını fotolayıp yerime geçtim. Dersleri güzelce işledik. Öğlen arası gediğinde Berke' nin isteği üzerine dışarı çıktık. Bir lokantaya girdik. Ben tavuk dürüm ve ayran isteyince Berke de istedi. Beraber bitirdik. Hesap gelince hemen Berke ödedi. Bişey demedim. Buradan çıktık ve bir kahve içmek için bir dükkana girdik. Güzelce kahvelerimizi içerken birbirimize sorular soruyorduk. Çok mutluydum." baban nerde, hiç görmedim?" dediğim anda yüzündeki gülümsemesi kayboldu. "Babam öldü." üzgün bir şekilde cevap verdi. Konuyu açtığım için üzüldüm. Hemen "çok üzgünüm, iyimisin?" "önemli değil alıştım ben." dedi düz bir sesle. Konuyu değiştirdik. Dersimiz olmadığı için eve gittik. Biraz da Meliha teyzeye gidip oturdum. Halini hatrını sordum. Geri eve geçtim. Tekrar ve test çözümünden sonra yeni arkadaşlarımla daha iyi tanışma amaçlı bir bara gidecektik. Berke beni aradı. "Gidiyorsun değil mi?"
"Evet sen?"
"Ben de gidiyorum."
"Ben yeri tam olarak bilmiyorum."
"Beraber gideriz olur mu?"
"Olur ne zaman?"
"Sen hazırlan beni ara."
"Tamamdır." diyerek cevap verdim. Bara gitmek üzere hazırlandım. Sarı deri mini etek ve aşırı göğüs dekolteli krem rengi bir gömlek, siyah topuklu kısa botlarımı giydim. Kendime yakışan makyajımıda yaptım ve saçlarımı yüksekten güzelce bağladım. Üzerime siyah deri ceketimi giydim. Şimdi hazırım. Berke' yi aradım. "Ben hazırım gidebiliriz."
"Aşağı in." dediğinde hemen siyah parıltılı ufak çantamı elime aldım ve telefonu artı anahtarı koydum. Aşağı indim. Aşağı indiğimde güzel siyah bir araba ile karşılaştım. Arabaya yaslanan da Berke idi. Berke siyah takım elbisesi ile jilet gibi olmuş. Saçları için kuaföre gitmiş. Çok yakışıklı olmuş. Beni görünce bir ıslık çaldı, ben de tebessüm ettim. Benim binmem için arabanın kapısını açtı. Ben de bindim. Durduğumuzda kapıya doğru yöneldik. İçeri girdiğimizde yoğun bir içki kokusu vardı. Ahu' nun bize el salladığını gördüm. Yanlarına gittik. Berke barmene uğrayıp iki votka almıştı. Ümit ve mehtap dans ediyorlardı. Ben de etrafı seyretmeye başladım. Bir yakışıklı erkeğe gözüm takıldı. Saçları siyah, gözleri siyah, giyinişi siyahtı. Çok ama çok yakışıklıydı. Gözlerimi bir türlü üzerinden alamıyordum. Yanında bir kız vardı. Yakışıklı bana bakınca gözlerimi kaçırdım. Acaba baktığımı anlamışmıdır? Berke' nin bana birşeyler dediğini hissettim. Ona döndümde "dans edelim mi?" aslında yakışıklı ile dans etmek iyi olurdu. "Yok teşekkür ederim." diyerek cevap verdim. O anda bir tokat sesi duyuldu. Dönüp baktığımda yakışıklı çocuğa yanındaki kız tokat atmıştı. İnanamıyorum o kadar yakışıklı birine neden tokat atmıştı? Hangi pisliği yapmıştı? Hemen yanlarına gittim. Yakışıklı kıza bağırıyordu. E tabiki kızda ona. Kavga büyümeden ayırmaya çalıştım. Yanıma Berke de geldi. Berke yakışıklının ben de kızın yanına gittim. "Öküz, kıza ne yaptın? Seni pislik herif." diyerek bağırdım. Kızı aldım ve dışarı çıkarttım hava alması için. "Ne oldu sorun ne?" diye sordum. "Sen niye karışıyorsun?"
"Ne dediğinin farkında mısın? Seni ben kurtardım."
"Ben onun fahişesi olmak istedim. Oldu mu?" diyerek çıkıştı. Anladım ki yanlış kişi tarafındaydım. Kız gidince ben de içeri girdim. Bizimkilerin yanına gittim. Mehtap;
"Tanıyor muydun kızı ?"
"Yo hayır ikisinide tanımıyordum. Genelde kızlar haklı olduğu için onun tarafındaydım." Ümit;
"Sorun neymiş?"
"Kız fahişeymiş ona teklif etmiş" bunları söylerken kızarmıştım. Yakışıklıya bir de hakaret etmiştim. İnanamıyorum ya şuan kendimi çok kötü hissettim. Etrafıma bakındım ama onu göremedim. Oysa özür dileyecektim. Votkayı bir dikmade bitirdim Berke yanımdaydı bi daha getirdi. Ümit' e baktığımda Ahu ile konuşuyordu. Ahu biraz üzgün duruyordu. "Ahu no'ldu?"
"Şuan otelde kalıyorum, bir eve ihtiyacım var.dediğinde biden sevindim. Çünkü ev arkadaşına ihtiyacım var. Bir an düşündüm. "Şaka değil değil mi?" " yok ya keşke olsa" en mutlu sesimle "benimle kalmayı kabul eder misin?"
"Ciddiysen tabiki isterim. Seninle aynı evde kalmayı çok isterim."
"Tamamdır o zaman. Ne zaman geliyorsun?"
"Ancak yarın gelebilirim, eşyalrımı toplamam lazım."
"Tamam ne zaman istersen." dedim.hep keraber bardakları kafaya diktik. Sonrasında en az yedi bardak devirdiğimden sarhoş olmuştum. Berke ile konuştum. Onun yeni evinde kalacaktım. Bizimkiler dağınca bizde çıktık. Yolda bile yürüyemiyordum. Arabaya bindik. Berke sürmeye başlamıştı. Çantadan telefonu çıkarıp saate baktım.gece 1.37'ydi. Kafamı cama yasladım. Başım ağrıyordu.yolculuk bittiğinde Berke bana doğru döndü. Gözlerime bakıyordu sonra gözleri dudağıma kaydı. Be de onun dudaklarına bakıyordum. Biraz böyle durduktan sonra birbirimize yaklaştık. Dudaklarımız birleştiğinde kendimi tuhaf hissettim. Şuan öpüşüyorduk. Evine girdiğimde siyah renklerin hakim olduğu bir evdi. Hemen yüzümü temizleyip kalacağım yeri sordum. Öyle bir bakıyordiki yeniden öpmek istercesine. Yeri söyldiğinde oraya gittim. Geri dönüp yanına gittiğimde bulmadım. Diğer odalardan birini çaldım da Berke başka bir kapıdan çıktı. Üzerini değistirmişti. "Rahat birşeyler verir misin?" dedim nazikce. "Bekle geliyorum." dedi. Bir kaç elbise getirmişti. "istediği giyebilirsin." "taşekkür ederim."dedim ve odama gidiyordum ki kolumdan tutup kendine doğru çevirdi.elimdekiler düştü.ben ona hayretle bakarken dudağıma yapıştı. Ben de karşılık verdim. Beni bir yere götürüyordu. Gitmemek için hemen ayrılıp iyi geceler diledim ve odaya geçtim. Üzerimi degiştirip yattım ve yakışıklıyı düşündüm. Haksız olan taraftaydım. Sonra şimdiki olayı düşündüm. Neden karşılık verdim? Ben onu seviyor muyum? Neden evime gitmemiştim? Daha bir çok soru var aklımda. Başım hala ağrıyordu. Biran önce uykuya geçtim.Yorum ve oylarızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUM
RomanceSevdiği kişiyi kaybetmemek uğruna uzun bir yolculuğa çıkan Çiğdem'in hikayesi...