GEZME;

57 21 14
                                    

Düşmemek için yanında duran Ares' ten destek aldım ve sırıtarak.
"Ares' e." dedim. Hepsi ufak bir şok geçirdikten sonra arabaların yanına gittik. Ahu Berke'nin arabasına, Mehtap Ümit' in arabasına, ben ise Ares' in arabasına bindim. Diğerleri gidince Ares de sürmeye başladı. Evine hiç gitmemiştim. Meraktan ölüyordum. Sessizce yolculuk bittiğinde indik. Evi dışarıdan sade gözüküyordu. İçeri geçtiğimiz de ise siyah renk hakimdi. Koltuklar, masa, halı, duvar yani hep siyahtı. Perdeler ve mutfak beyazdı. Mutfak salona bakıyordu. Bir de yukarı katı vardı. Yukarıya çıkmak için iki taraflı merdiven yapılmıştı. Merdiven kolları ise sarı renkteydi. Ares' e baktığımda oturmuş beni seyrediyordu. Yanına gidip oturdum. "
Başım çok ağrıyor."
"Tabi ağrır 11 bardak devirdi sonuçta." dedi ve ekledi.
"Bekle bir ağrı kesici getireyim." dedi ve ayağa kalktı. Bir süre sonra geri geldi. Bana uzattığı ilacı ve suyu aldım. Sonra beraber yukarı çıktık. Kalacağım odayı gösterdi.
"Bekle geliyorum." deyip yanımdan uzaklaştı. Yanıma geldiğinde elinde bir kaç parça elbise vardı. Bana uzatıp
"Bunları giyersin."
"Tamam." dedim ve odaya girdim. Hemen üzerimi değiştirip uykunun kollarına bıraktım kendimi.
*****************

Ares' in kapıyı çalmasıyla uyandım. Gidip kapıyı açtım. Ares ile sevgili olduğumuzdan beri beşinci gündü.
"Uykucu demek uyandın." dedi gülerek. Ben ise gözlerimi ovuşturup Ares' e baktım.
"Günaydın."
"Sanada."
"Ben sofrayı kuruyorum. Üzerini giyin gel."
"Okey." dedim. Bu sefer 'tamam' demedim. Bugün okul yoktu. O gidince çıkardığım kıyafeti geri giydim. Ama bir türlü fermuarı çekemedim. Bir şeye takılmış olmalıydı. Biraz daha uğraştıktan sonra pes ettim. Ares' ten yardım almalıyım. Usulca aşağı kata indim. Ares görüntü alanıma girdiğinde biraz yaklaştım.
"Ares." dedim nazik çıkarmaya çalıştığım sesimle.
"Evet." dedi bana bakmadan.
"Şu fermuarı çeker misin?"
Ares durduğu yerde bana baktı. Sonra arkama geçip fermuarı çekti. Şuan yanaklarım Kızarmıştır. Yani buna eminim. Daha sonra mutfaktaki masaya oturup kahvaltıyı yapmaya başladık.
"Ne zaman ayrılıyoruz." dedim umursamaz bir şekilde.
"2 gün sonra." dedi.
"Oha gerçekten saydın mı?" dedim şaşırarak.
"Tabiki saydım. Biran önce senden kurtulmak istiyorum." dedi.
"Sanki ben senden ayrılmak istemiyorum." dedim ve ekledim.
"Bu bir oyun hatırlatırım."
"İyi ki söyledin. Bir susta yemeğini ye." deyince susup yemeğimiz yedik. Beni eve bırakmak için eve geldik. Aklıma kart gelince:
"Bekle geliyorum." dedim ve eve girip idama çıktım. Kırmızı çantadan ceketi ve kartı alıp Ares' in yanına indim.
"Ceket ve kartın." dedim uzatarak.
"Nihayet alabildim." dedi sırıtarak. Ben de istemeden de olsa gülümsedim. Sonra Ares gidince eve geçtim. Ahu mutfaktaydı. Yanağına öpücük kondurup:
"Yapıyorsun."
"Kahve. İster misin?"
"Tabiki." diye televizyonu açtım. Biraz sonra Ahu geldi. Elindeki kahvenin birini uzatınca ben de aldım. Beraber televizyondan magazin izliyorduk. Tabiki Ahu' nun yoğun isteği sayesinde. İlimizde artık sıkıldığımızda kaltık.
"Markete gidelim mi?"
"Zaten canım sıkılmıştı."
"Tamam şu üzerimdekilerden kurtulup geliyorum." dedim. Hemen odama çıkıp mavi salaş bir t-shirt ve siyah darpaça pantolon alıp giydim. Çantanın içinden cüzdanımıda alıp Ahu' nun yanına geldim.
"Hadi gidelim."
"Gidelim."
Ayakkabılarımızı giyip dışarı çıktık. Market fazla uzak değildi. Yavaş yavaş yürümeye başladık. Market gözükmüştü. Markete girip abur cubur bölümüne girdim. Rafı resmen sepete koymuştum. Ahu ise içecek bölümünden geliyordu. Birlikte kasiyere gidip parayı ödedik. Marketten çıkıp hızlıca yürümeye başladık. Yoksa elimizdekiler her an düşebilirdi. Eve geldiğimizde elimdekileri mutfağa bırakıp kendimi koltuğa attım. Soluk soluğa kalmıştım. Ahu' ya baktığımda o da aynı şekildeydi. Şimdi ise birbirimize bakıp güdüyorduk.
"Çok yoruldum."
"Bende." telefondan müzik açıp uzun zaman dinlendik. Acıkmıştım.
"Ahu hadi yemek yapalım."
"Ya çok Yoruldum sipariş verelim." deyince kırmak istemedim. Telefonu elime alıp buzdolabının üzerinde yazan numarayı tuşlayıp kulağıma götürdüm. Siparişi verip içeri geçtim.
"Bir şeyler yapalım." canım çok sıkılmıştı. Telefonun ekranına baktım. Saat 12.13 tü. İkimizde bir süre düşündük. Sonra aklıma bir fikir geldi.
"Önce Gülhane parkına gideriz." dedim. O anda zil çaldı. Gidip kapıyı açtım. Gelen pizzacıydı. Elindekileri alıp parasını ödedim ve içeri geçtim. Ahu bardakları getirmişti. Pizzamızı ve kolamızı bitirdik.
"Hadi çıkalım. Ne kadar erken çıkarsak o kadar çok gezeriz." dedim.
"Haklısın." dedi ve yukarı çıktık. Ben odaya geçip dolabın kapaklarını açtım. İçinden mini kırmızı üzeri siyah kareli etek ve kırmızı ince bir gömlek çıkarıp giydim. Ahu' nun yanına gittiğimde daha giyinmemişti.
"Niye giyinmedin?"
"Elbise bulamıyorum." dedi. Hemen dolabın yanına geçtim. Gri renk şort ve mor t-shirt buldum. Ahu' ya dönüp:
"Al bunları giy." dedim ve elimdekileri uzattım. O da alıp giyinmeye başladı. Ben de makyaj yapmaya başladım. Ahu da gelip makyaj yaptı. Sıra saçlarımıza geldi. İkimiz de düzleştirdik. Şimdi hazırdık. Berke' nin arabasını aldım. Ahu selfi çubuğunu alıp evden çıktı. Gülhane parkına gittik. Çok güzeldi. Fotoğraf çekinip duruyorduk. Buradan çıkıp Kamondo merdivenlerine gitmeye karar verdik. Arabaya binip sürmeye başladım. Oraya geldiğimizde merdivenlere oturduk ve selfi çektik. Oradan sonra Yıldız parkına geçtik. Şuan deli gibiydik ikimizde. Çok mutluyduk. Buradan da selfi çekinip. Güzel bir lokantaya geçtik. Cam kenarından bir masaya oturduk. Siparişlerimizi verip yedik. Eve geçtik. Biraz ders tekrarı yapıp çok yorulduğumuzdan yattık. Güzel bir gün bitmişti. Yarın yine okul olduğundan çabucak uykuya geçtim.



KORKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin