EV ARKADAŞIM;

96 27 8
                                    

Saate baktığımda  07.23 idi. Kalktığım da ise kapı açıktı. Yerdeki elbiserimi aldım. Çok susadım . Mutfağa indiğimde Berke sofra kuruyordu. " günaydın."
"Yardım edecek birşey var mı?"
"Günaydın, yok sen otur."
"Tamam." dedim ve oturdum. O da çayı alıp geldi. Bugün ikimizin de okulu yoktu. Ama benim biran önce eve gidip toplamam lazım. Yemeği yerken Berke' ye " benim eve gitmem lazım." dedim. "Yemeği yiyelim ben bırakırım, anneme de uğruyacağım." dedi. Yemeği sessizce yedik. "Elbiseleri şimdi mi vereyim?" "acelesi yok" diyerek cevap verdi. Bir poşet bulup kendi kıyafetlerimi poşete koydum. Berke ile evden çıkıp arabaya bindik. Suratı ifadesizdi. Dün yaptığım harekete sinirliydi sanırım. Eve vardığızda "görüşürüz" dedim ve eve girdim. Hemen etrafı toparladım. Malum ev arkadaşım gelecekti. İşim bitince üzerimi değiştirip ders başına oturdum.

Ares' ten;

Dün;
Her zaman ki gibi kendi barıma gittim. Kavgalardan sonra buraya gelim. Yine kavga etmiştim. Voktadan bir yudum aldım. Etrafa bakınıyordum. Bir kadın geldi yanıma. Ne istediğini sordum. Sonrasında fahişe olduğunu öğrendim. "Sen bir fahişesin." dedim tiksinerek. Fahişelerden nefret ederim, istemediğim zaman olunca. Uzaktan bana bakan güzel bir kız gördüm.fahişe bana tokat attı. Bağırıp çağırdım. Bana bakan güzel kız geldi hemen araya girdi. Bizi ayırmaya çalıştı. Biri beni tutuyordu. Güzelin bana dedikleri dahada sinirlerimi bozdu. O da fahişeydi. Arkadaşını tuttu ve dışarı çıkardı. Ben de gizli çıkıştan çıktım. Fahişenin gittiği yeri takip ettim. Bir süre sonra bir yerde durdu. Telefonda konuştu. Yürümeye devam etti. Beni görmemişti. Apartmana girdi. Tabi ben de peşinden. Cebinden anahtar çıkarınca kendi evi olduğunu anladım. İçeri girer girmez ben de girdim ve hemen kapıyı kapatıp boğazına yapıştım. Şimdi duvar ile benim aramda kaldı. "Sen bana nasıl tokat atarsın? Beni tanımıyorsun sanırım? Herkesin içinde attığın tokat her aklıma geldiğinde istiyorum fahişe."
"Tamam özürdilerim lütfen bırak beni, inan hiç görmezsin."
"Yapılan hiçbir şey karşılıksız kalmaz sende biliyorsun." Artık ağlamaya başlamıştı. Belimdeki susturucu takılı silahımı çıkarıp kafasına dayadım. Ağzını elimle kapadım. "Son duanı et fahişe." ve şimdi yerde kanlar içerisinde yatıyordu. Silahı eline verip gizlice evden çıktım. Kimsenin beni görmediğine emin olmalım. Elimdeki eldivenleri çıkarıp evden uzak bir çöpe attım. Delil bırakmamalım. Sıra arkadaşına geldi. Onu öldürecek miyim? Hayır onu öldürmeyeceğim ama onu korkutacağım. Ardadaşlarımın yanına gittim. Biraz sohbet ettikten sonra bana yardım etmelerini istedim. Güzel kızı tarif ettim evini bulmaları için. Arkadaşlarımdan biri işini iyi yapan polisti. O bana yardımcı oldu. Evin adresini aldım ve onlarla vedalaşıp çıktım. Adrese geldiğimde içeri girdim. Ev büyüktü. Sessizce ilerledim. Odasına girdim ama bulamadım. Evde değildi. Odasında gelmesini bekledim. Bir ara yatakta uyuya kalmışım, kapı sesi ile kalktım. Nihayet gelmişti. Saat 08.51 idi. Sessizce odadan çıkıp merdivenlerden baktım. Aşağıdaydı. Üzeri değişmiş. Evi topluyordu. Merdivenlerden çıkacağını anlayınca beni göremiyeceği başka tarafa geçtim. Odasına girdi ve kapıyı örtmedi. Kapıyı niye örtsün ki evde başka biri mi var? Üzerini çıkardı. Vücudu o kadar güzeldi ki bir fahişe olmamalıydı. Yenilerine giyip çalışmasına oturdu. Tam zamanı hadi Ares. Kapıya yaslanıp konuşmaya başladım. "Merhaba. Beni gördüğüne pek sevinmedin sanırım." dedim sakin bir şekilde. O sesimi duyar duymaz hem korkmuş hem de şaşırmış bir suratla bana baktı. Yavaşça yanına yaklaştım. O da hemen kalkıp geriledi. Hemen boğazına yapışıp sertçe duvara yasladım. "Siz benim mekanımda beni küçük düşürürsünüz ha. Siz fahişeler yok musunuz?" Fahişe lafını duyar duymaz "Ben fahişe değilim." dedi. Bu cesarete hayran kaldım doğrusu. "Yok sen değilsin benim." dedim kahkaha atarak. "O zaman ne işin vardı aramızda?"
"Gör ki hangi pisliği yaptın diyeceğim ama kızın fahişe olduğunu öğrenince senin haklı olduğunu anladım." dedi. Hemen korkusundan benim haklı olduğumu söyledi. "Seni uyarmaya geldim. Bir dahaki sefere bu dadar şanslı olamayabilirsin. Bu dediklerimi bir kişiye bile anlatırsan bitmiş olursun. Evini bile biliyorsam dediğin herşeyi bilirim." dedim kötücene. Sonrasında kapıyı çekip çıktım. Camdan bakacağını düşünüp ters yola gittim. Evin arkasındaki arabama binip gazı kökledim. Aklı sıra kendini savunuyordu güzel fahişe. Benim olmasını isterdim ama o bir fahişe. Kavga yerlerinden birine gidip dövüştüm. Çok sinirliyim. Kötü olmak hoşuma gidiyor. Kazanan yine ben oldum. Ordan eve geçtim. Malum 3 gündür okula gitmiyorum. Pazartesi giderim diye düşündüm. Güzel fahişenin vücudunu aklımdan silemiyorum. Çok güzeldi.

Çiğdem;

O gidince yatağıma oturup ağlamaya başladım. Neler demişti bana öyle? Beni tehtit etti. Hala şoktayım. Fahişenin arkadaşı sanıyor. Evimi nasıl bulmuştu? Çok tehlikeli biri olduğunu anladım. Benim dediklerime inanmadı. Olanları kimseye anlatmamalıyım. Ne zamandan beri evimdeydi. Zil çaldı. Hemen gözyaşlarımı sildim. Bir iki düzgün soludum ve aşağı indim. Kapıyı açtımda Ahu, Ümit ve Mehtap gelmişti. İçeri girdiler. Ahu bana dönüp dikkatlice baktı. "Çiğdem sen ağladın mı? Gözlerin kızarmış." dedi endişeli bir şekilde.
"Endişe etmene gerek yok. Şey ya ailem burda olmadıklarından telefonda konuştuk. Biraz duygulandım. Kapatınca da ağladım." dedim duygulu bir şekilde.
"Oy tatlım." dedi ve sarıldı. Ben de ona. Sonra diğerlerinin yanına oturduk. Ahu ile kahveleri hazırlayıp hepberaber içtik. Ümit ile Mehtap gidince Ahu' nun valizini alıp odasına çıktık. Ahu elbiselerini dolaba yerleştirirken ben de yatağını onarıyorum. İşlerimiz bitince aşağı inip ben cd seçerken Ahu da mısır patlattı. Beraber oturup filmi izledik. Televizyona bakıyorum ama hiç bir şey anlamıyorum. Çünkü aklımda yakışılının beni tehtit etmesi ve siyah gömleğini sıkan kasları. Ahu 'ya söyleyip yukarıya çıktım. Odama girip laptopumu elime aldım. Canım sıkıldı. Yurdışındaki arkadaşlarımdan birini görüntülü olarak aradım. Yatağımın üstüne oturdum. Konuşmaya başladık. Konuşurken bir ekrana bir etrafa bakıyorum. Yatağımın üstündeki ceketi görünce neye uğradığımı şaşırdım. Arkadaşım ile konuşmam bitince hemen ceketi elime alıp baktım. Benim değildi. Ya kimindi?  Ceplerine baktım. Cebinde bir kart vardı. Ne kartı? Ahu' nun geldiğini anladım. Hemen ceketi dolabıma soktum.kartı ise cebime. "Nerde kaldın? Seni bekliyorum."
"Arkadaşımla konuştum. Şimdi geliyorum." dedim normal sesle.
"Tamam hadi gel."  "geliyorum."
O gidince cebimdeki kartı çıkardım. Bu yakışıklınındı.


KORKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin