Günüm herzamanki gibi annemin beni uyandırmasıyla başlar. Her ne kadar anneme tamam desemde tabikide kalkmıyorum. Hem bugün okulun ilk günü dersler olmayacağı için geç kalsam birşey olmaz. Hayır olur tabiki üç ay sonra onu ilk kez göreceğim. Hemen kalktım ve üstümü değiştirmek için dolabımı açtım ve hemen mavi kazağımı üzerime geçirdim ve altına siyah pantonumu geçirdim. Atınada mavi ayakkabılar.
Siz şimdi en sevdiğin renk mavi diyeceksiniz ama değil aslında benim en sevdiğim renk siyah ama o maviyi sevdiģi için bende mavi kıyafetler giymeye özen gösteriyorum. Onun en sevdiği renki birkaç gün önce arkadaşımın sayesinde öğrendim.Aşağıya inmek için yürümek yerine merdivenin üzerinden atlamaya çalıştım ama şans bana gülmek yerine osurduğu için yere düstüm.
Annemin sesi geliyordu "Allahım ben ne günah işledimde böyle bir evlat gönderdin '' diyerek söyleniyor bir yandanda kahvaltıyı hazırlıyordu. Hemen kalktım ve kahvaltı yapmak için mutfağa yöneldim tabikide benim birtanecik kaykayımla . Annemin yanına doğru geldim sonra anneme bak düşmedim bakışı atacaktım ama benim şansım olmadığı için yerdeki çılgın hırsız oyuncağıma takıldım ve yere düştüm. Annem bana bu çocuk olmamış şekilde bakıyordu. E kadın haklı böyle bir çocuğum olsa eldivenle severdim. Ama napıyım bana ne geldiyse bu şansızlıgımdan geldi.Hemen kalktım ve kahvaltımı etmeye koyuldum.
Tam bir saattir kahvaltı ediyorum yavaş yediğimden değil çok yediğim için çok uzun yiyorum ama ona rağmen hiç kilo almıyorum. Bu yüzden çok şanslıyım. Annemin sesiyle düşümcelerimden ayrıldım "kızım bugün okulun ilk günü" dedi bende
" biliyorum anne " dedim ve hemen yerimden kalktım çantamı aldım ve okula gitmek için evden ayrıldım.Bi yarım saatin ardından nihayet hiç sevmediğim okuluma geldim. Arkamdan nefes nefese kalan Ayla da geldi ve " niye bakmıyon a*k bir saattir sesleniyom sana " dedi. İşte bu Ayla çok küfür eder erkek gibidir kavgalara girer erkekler gibi davranır buna rağmen çok talı biridir ayrıca çok güzeldir. Bütün okul ona sulanır ya da onun deyimiyle yavşar.
Sınıfımıza girdik ama o hayla yoktu . Siz kim bu diyorsunuz o benim beyaz atlı prensim. Daha ona açılamadım ben ona kutlar vadisinden bile uzun bir zamandır aşığımm o çok yakışıklı çok tatlı biri ve ayrıca "kızım daldın hayırdır" benim o güzelim hayallerimi biricik kankim Berrak bozdu. "Ne oldu lan gene hayal mi kurdun ne kurdun yoksa onun hakkında mıydı ?" İşte sınıfın en meraklısı ve en konuşanı bu kızda okul sulanıyo ama beni neden beğenmiyolar.
"Kızım sen salakmısın bu tiple tabikide bakmazlar"
Sizi tanıştırıyım iç sesim aslında bu fikrine katılıyorum ama çok kalbim kırıldı çok.
"Üzülme lan seninde alıcın vardır hem sende çikin şansı vardır diyecem ama o da yokki"
Ya off iç sesim bile bana karşı geliyor bide ben bu çocuğa açılmak istiyorum.
Evet iç sesimle olan diyoloğumu sınıfa giren keltoş bozdu. Galibe öğretmenimiz.
Öğretmen sınıfa girergirmez herkes kıkırdadı. Öğretmenimiz biraz bozuldu ama sonra konuşmaya başladı kendini tanıttı felan öyle geçti. İlk gün olduğu için ders işlemdik sınıfın yarısından çoğu uyumuş hatta öğretmen bile uyumuştu. Benim aklıma hemen bir şaka geldi. Kankalarımın yanına gittim ve dahiane fikrimi onlarla paylaştım herkes koca bir kahkaha attı. Biz hariç sınıf uyumuştu tam öğretmene şaka yapmak için kalkıyordum ki onu gördüm adeta bir melek gibi uyuyordu.
***
Evet bu benim ilk kitap yazma deneyimim olacak. Umarım güzel olmuştur. Biliyorum demetin o dediği kişi kkm adı ne yahışıklımı :) diye merak ediyorsunuz merak etmeyin birkaç bölüm sonra öğrenirsiniz.medyada demet var
İyi okumakar tatlı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATLI CADI
HumorBazılarımız çok şanslılardır çünki onların kıskanacağı, omzunda ağlayacağı, şakalaşacağı, güleceği dostları vardır. Hikayemizin kahramanı Demet'inde kıskanacağı, omzunda ağlayacağı, şakalaşacağı, güleceği KARINDAŞLAR ı vardı. Kimi küfürbaz kimi akı...