1. Bölüm : "Kazanmalıyım"

219 4 6
                                    

Her zaman her istediğin olmuyor bu hayatta.
Bazen öyle zorluklar çıkıyor ki karşına dayanamıyorsun artık.
Sanki her gün bir sona yaklaşıyorsun gibi...
Kim bilir belkide acılar olgunlaştırıyor insanı .

Bir de yanında seni koruyup kollayan , saçlarını okşayan, canın yandığında "buda geçecek" diyen bir annen yoksa... hayat daha da zorlaşıyor.

Yine her zaman ki gibi kolumdan sert bir şekilde dürtmesiyle gözlerimi yeni bir sabaha , yeni bir güne açtım.

- Kalk hadi , daha ne kadar uyuyacaksın ?

İşte bu onun sesiydi. Yataktan doğrularak banyoya gittim.O ise hâlâ arkamdan söyleniyordu.Elimi , yüzümü yıkayıp odama geri dönerek yatağımı topladım daha sonra salona gittim .Salona gittiğimde Annem , daha doğrusu üvey annem büyük koltuklardan birisine yayılarak elindeki kumandayla uğraşıyordu. Yandan yandan kıkırdıyarak koltukları düzelttim.O ise hem kumandaya hem de bana saymakla meşguldü.
Mutfağa doğru bir yol alarak kahvaltıyı hazırlamaya başladım.
Kahvaltıyıda hazırladıktan sonra babamın yanına gittim.O ise hâlâ uyuyordu.Annem on bir yıl önce bu odada kendini asarak intihar ettiğinden bu yana, bu odaya pek girmemeye çalışırım . Sordum babama defalarca...
Annemin neden intihar ettiğini fakat her defasında bilmediğini söyledi.Annem niye intihar etsin ki... beni niye bıraksın...

Yatağa doğru adımlar atarak babamın yanağına bir öpücük kondurarak"hadi baba uyan" dedim ardından "sana nefis bir kahvaltı hazırladım" dememe kalmadan , gözlerini açarak yerinden kalktı .
Bende tekrar mutfağa gittim. Mutfakta işim bittiğinde hep birlikte sofraya oturduk
.
Ömer sandalyesini bana yaklaştırarak kulağıma fısıldadı "abla ödevlerime yardım edecek misin?" dedi bende "tabi ederim"diyerek gülümsedim .
Ömer belkide bu ev de en çok sevdiğim , en çok anlaşabildiğim kişiydi.Annelerimiz farklıydı fakat ben onu hiç bir zaman üvey kardeş gibi görmedim .
O benim öz kardeşimdi.
Babam "ne fısıldaşıyorsunuz bakıyım"dediğinde, ikimiz birlikte "hiç..."dedik, babam gözlerini ikimizin üzerinde gezdirdikten sonra "hadi öyle olsun"diyerek yerinden kalktı.
Anneme yani Mesûre ablaya kaş göz hareketleri yaparak odasına doğru gitti.Mesûre ablada masadan kalkarak onun arkasından gitti.

Ömerle şakalaşıp masayı taplarken babamların odasından bağrışma sesleri geldi.
Elimdekileri bırakıp gözlerimi kapıya doğru diktiğimde kapı sert bir şekilde açılıp Mesûre abla çıktı odadan.

Mesûre abla " sendende şu sümsük kızındanda bıktım ömrümü çürüttünüz, yeter artık anladınmı yeter " diyerek bağırmaya başladı.
Babamda arkasından salona gelerek "Mesûre yapma böyle çocukların yanında bağırma... sana söz veriyorum yeni bir iş bulacağım" dedi.
Babam iştenmi çıkmıştı?
Zaten kıt kaneat geçiniyorduk,birde babamın işten ayrılmasıyla zor günler bizi bekliyordu.

Mesûre abla
" ben dayanamıyorum artık ...
bu ezik hallerine , bak beni iyi dinle ya şu kızını okuldan alırsın işe verirsin çalışır ya da ben bu evden giderim.
Ben bütün gün evde çalışayım bu okulda elin erkekleriyle fingirdesin yok böyle bir dünya. "
Dediğinde tek odak noktam mesûre ablanın ağzından dökülen kelimelerdi.
Bebi sevmiyordu bunu bende biliyordum. Zaten kendi ağzıylada söylüyordu.
Fakat benden neden bu kadar nefret ettiğini bilmiyorum
ben ona ne yaptım ki...

Babamsa sadece susuyordu.
"Niye birşey söylemiyorsun baba" demek isterdim.
Fakat ne kendimde soru soracak ne de babamda cevap verecek o gücü hissetmiyordum.
Onunda kafası karışıktı, canım babam işten ayrıldığınamı üzülsün , yoksa evde bu olanlaramı...
Oda ne yapacağını bilmiyordu.

Mesûre abla "kararını ver..." diyerek kendi odasına geri gitti.
Ömer yanıma gelerek "abla noluyor" dedi, ona ne cevap verecektim ki?
Babam bizi karşısına alarak "evlatlarım siz onu dinlemeyin, kızım ben senin öyle bir şey yapmadığını da biliyorum.Okuluna devam edeceksin" dediğinde sevinsemmi üzülsemmi bilemedim.

"Baba , eğer sınavı kazanamazsam okulu bırakacağım"

Babam "saçmalama Zelfi... sen okuyacaksın."
- "Sanada Mesûre ablaya da yük olmak istemiyorum."
- "Bize yük olduğun falan yok sen kazanacaksın o sınavı ben sana inanıyorum"dediğinde daha fazla göz yaşlarımı tutamadım.

Bugün büyük gündü , çünkü üniversite sınavlarının açıklanacağı gündü .
Hayatım bu sınava bağlıydı.
Kazanmak ya da kaybetmek bu iki uçurumun arasında koca bir boşlukta sallanıyordum.

En yakın arkadaşım olan Sümeyyenin yanına gittim.
Birlikte sınav sonuçlarını öğrenecektik.

"Sümeyye hadisene. Bak artık..."
Sümeyye;
"Kızım sakin olurmusun biraz bende çok heycanlıyım"
"Yaa tamam hadi çabuk ol o zaman "
"Tamam..."
Sayfa yavaş yavaş açılıyordu. Bir süre sonra belirginleşti.
Ellerim , ayaklarım titremedik yerim yoktu.Bu heyecanla her an öbür dünyaya gidebilirdim.
Kafamda o kadar çok soru vadı ki...

Kazandımmı ?
Kaybettimmi?

Bilmiyorum...

HAYATIM  ROMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin