Blood and Victory- Kan ve Zafer

                                                                  1. BÖLÜM: FESTİVAL

   1652, Güney'de bir krallık; Ithlysia. Günler renkli geçer bu krallıkta. Bahar gelince Nord kuşları sarar etrafı. Ağaçlardaki meyveler bereketinden dalları büker, aşağıya doğru.

   Cıvıl cıvıl pazar yerleri, karnavalları, şarabı ve kadınlarıyla ünlü bu krallıkta bilinmeyen gerçeklerin örtüldüğü hayatlar yaşanmaktadır. 

  Şuh bir kadın kahkahası tüm salonda yankılandı. "Sör Orlando'nun böylesine çapkın olduğunu bilmezdim." Kadın, elindeki metal bardaktan bir yudum içki aldı. Salondaki diğer kadınlar elleri kasıklarında gülerken, kapının eşiğinden bir baş içeri doğru uzandı. 

"Alexandra! Bu ne hoş bir sürpriz. Ne kadar da büyümüşsün. Oh, mama ficenia! Aydan bile daha güzel."

Alexandra sıcak ve hanımefendilere yaraşır nazik bir şekilde gülümsedi. Salondaki kadınlar, evlenme çağına gelmiş bu genç kızı oğulları için büyük bir itinayla süzüyorlardı. 

 "Pazar yerine gideceğim." dedi Alexandra salonun baş köşesinde oturan kadına doğru. Kadın kısa bir süre gözlerini kısıp düşündükten sonra başıyla onayladı. "Fazla geç kalma, Alex."

Alexandra gözleriyle onu onayladıktan sonra nedimelerini de yanına aldı ve Queresa Meydanı'na doğru yaldızlı at arabasıyla yol almaya başladı. 

   "Lilia, babam yine seyahatte mi?" diye sordu karşısında oturan genç, bakire nedimeye. 

   "Muhtemelen hanımım." diye cevapladı nedime gözlerini bir an olsun yerden kaldırmayarak.

Alexandra dışarıyı izlerken birden sevinçle şakıdı, "Öğrenciler dağılmış." Gözleri bir an neşeyle parladı. O anda birini görme umuduyla başını öne doğru, pencereden dışarı, uzatıp kalabalığı taramaya başladı. Fakat ne yazak ki at atarabası kalabalığın içinden hızla geçti ve Alexandra istediği kişiyi görmeden oradan uzaklaştılar. 

   Pazar yerine sonunda vardılar. Burası renk cümbüşüne dönmüş bir yerdi. Rengarenk giyinmiş her yaştan kadınlar, satıcıların daha çok müşteri çekmek için kullandıkları mavi, yeşil, mor, sarı meşaleler ve collonia adı verilen parlak süslemeler etrafı sarmıştı. Pazar bu haliyle bir festival alanına benziyordu. Alexandra, nedimeleri arkasında hızlı hızlı tezgahları dolaşmaya başladı. Biraz Exebur elma şarabı ve Litenia soslu peynirden aldı, en sevdiği yiyecekler. O sırada tanıdık bir sesle irkildi. 

"Alexandra"