Bölüm 1: "Giriş"

4.6K 51 11
                                    

Bugünün diğer günlerden farklı olması gerekiyordu ama nerde? Odamın kapısına gittiğimde pardon Lydia ile odamızın kapısına. Kapıda bir çorap asılıydı. İçimden:

  "Ah, cidden yine mi?" Bu Lydia ile Micheal'ın içerde işi pişiriyoruz rahatsız etmeyin deme şekliydi. Almanca kitabımı odadan almam gerekiyordu ama o odadan içeri asla girmem. Onları en son beraber yakaladığımda hiç hoş şeyler görmemiştim. Gidip başkasından ödünç almam gerekecekti. Miley'nin odasına doğru yürümeye başladım. Ama odasına gitmeme gerek kalmadı çünkü yüzünde o gamzeli gülümsemeyle bana bakarken holde karşılaştık.  

"Selam Lea. Burda ne arıyorsun?" dedi.

"Senden Almanca kitabını ödünç almaya gelmiştim" dedim.

"Ah tamam hemen alıp geleyim, burda bekle"dedi. Miley'i beklerken Will'i gördüm. Duvara yaslanmış bana pis pis sırıtıyordu. Hiç flört edecek havamda değildim.  

"Will, bana ordan pis pis sırıtmayı kes" dedim, kaşlarımı çatarak. Onun ise gülümsemesi yüzünde daha çok genişledi ve bu benim sinirimi bozmaya yetti.  

"Hoşuna gittiğini sanıyordum. En son buluşmamızda bana gülümsememin çok seksi olduğunu söylemiştin" O ukala yüzüne bir tane çakmak istiyordum.  

"Ayakta rüya görüyorsun. Senin gibi ukala birinin seksi olması imkansız" dedim.Şaşırmış gibi kaşlarını kaldırdı ama ben gerçekten şaşırdığını sanmıyorumdum.  

"Bunu söyleyen ilk kız sensin çoğu kız bana ukalalığın beni daha seksi yaptığını söyler"

İyice uyuz olmaya başlamıştım. Kendini beğenmiş, piç.

"Ben o kızlardan biri değilim, üzgünüm" dedim. Wİll tam bana cevap verecekken Miley koridorun sonunda göründü. Yanıma gelirken bir Will'e birde bana baktı. Ama şükürler olsun ki bir şey demedi. Kitabı bana uzattı:

"Al bu akşama kadar bana kitabı geri getirmelisin. Çünkü benimde çalışmam gerekiyor. Biliyorsun Almancam o kadar da iyi değil" dedi.Ona akşama kadar geri getireceğime dair söz verdim.  

Buradaki en sessiz yer kütüphane olacağı için oraya gitmek için yürümeye başladım. Ama bir şeyi unutmuştum. Will arkamdan beni takip ediyordu. Hem inatçı hemde ukalaydı. Beni çifte çıldırtma nedenleri... Ben kütüphaneye girip boş bir masaya oturana kadar hiç bir şey demedi. Ben bir sandalyeye oturunca oda bir sandalyeyi alıp ters çevirdi çenesini sandalyeye yaslayıp oturdu ve beni izlemeye koyuldu. Bense onu görmezden gelip Almanca kitabını masaya koyarak ve defterimden bir sayfa kopararak onun iğneleyici bakışları altında kendimi çalışmaya zorladım. Bir sürü sonra beni izlemekten sıkılmış olacak ki konuşmaya başladı:

"Biraz muhabbet etsen fena olmaz" dedi. Başımı kaldırıp ona baktım, sıkılmış görünüyordu.Ona kızgın bir bakış atarak:  "Ben burda çalışmaya çalışıyorum kendine muhabbet edecek başka birini bul" dedim. O ise kitabı elimden alarak tam gözlerimin içine baktı:

"Sana bundan daha eğlenceli şeyler gösterebilirim" dedi ve bana göz kırptı. Gözünü oyacaktım... Etkilenmiştim ama bunu belli edecek değildim. Yüzümdeki kızgın ifadeyi bozmadım.   

"Git kendine sapık fantezilerini gösterecek başka birini bul" dedim. Onu terslemem hoşuma gidiyordu, biliyordum. O şu ruh büyüsüyle herkezi kendine aşık edebilirdi. Ama bu bende işe yaramıyordu.    "Biliyor musun Laurel sen bana diğer kızlardan daha cazip geliyorsun" Yüzüne yine o pis sırıtmayı yerleştirmişti. Kahretsin beni etkilemeye çalışıyordu ama ona kanmayacaktım.  

"Ama sen bana hiç cazip gelmiyorsun. Senden daha önemli işlerim var" dedim.Yüzümdeki kızgın ifadenin silinmesine izin vermedim. O ise bir şeyi anlamış gibi bana pis pis sırıttı.  

" Lea, ne kadar saklamaya çalışsanda benden hoşlandığını biliyorum" Kahretsin duyguları çok iyi okuyordu. Ama kendime hakim oldum ve hiç renk vermedim.  

"Çok yanılıyorsun. Sen gördüğüm en aşağlık herifsin senden hoşlanmama imkan yok" dedim. Ama yememişti, yemediğini biliyordum. Sadece yüzündeki sırıtma genişlemişti.   

"Lea, benden etkilenmediğini kanıtlamanı istiyorum. Sana meydan okuyorum! Eğer benden etkilenmiyorsan seni bir daha rahatsız etmeyeceğim, beni yakınında bile görmeyeceksin."dedi ve sinsice sırıttı. Kahretsin bir meydan okumayı geri çeviremezsin. Aslında ondan da kurtulmak istiyordum. Bu ondan kurtulmam için elimki tek şanstı. Daha fazla düşünmeden ağzımdan sözcükler döküldü:  

"Tamam nerede?" Bunu söylememeliyim, kahretsin.  

"Saat 12'de çatı katında. Kimse orda olmayacak sadece sen ve ben" dedi ve bana göz kırptı.  

"Ama o saatte odalarımızdan dışarı çıkmamız yasak" dedim ama aslında bu bir bahaneydi.

"Bunu meydan okumamı kabul etmeden önce düşünmen gerekirdi." dedi ve sandalyesinden kalkıp onu eski yerine koydu. Arkasını döndü.:

"Seni bu gece bekleyeceğim Lea. Bu gece için sabırsızlanıyorum" dedi, tedirgindim ama sesime yansıtmamayı başardım."Senden etkilenmediğimi sana kanıtlayacağım ukala" dedim o ise sadece kurnazca sırıtıp arkasını döndü ve kapıdan dışarı çıktı. Bende ne bok yiyeceğimi düşünmeye başladım.

Bay Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin