Bölüm 10: "Kapa çeneni"

713 28 4
  • İtfaf edildi Senem Kalkan
                                    

Saatlerdir yürüyorduk ve sonunda ayaklarım ağrımaya başlamıştı. Will bütün yol boyunca söylenmişti. En sonunda sinirlerime hakim olamadım.

"Sana benimle gelmemeni söylemiştim. Sen benim peşime takıldın. Beni suçlamayı bırak ve siktiğimin çeneni kapa" diye bağırdım. Sinirden titreme moduna girdim.

Şaşırmıştı hemde bayağı şaşırmıştı, kollarını kaldırdı.

"Özür dilerim"dedi. Hırlama sesi çıkararak arkamı döndüm ve yürümeye devam ettim. Çok yorulmuştum bende Will kadar harap olmuş haldeydim ama onun kadar söylenmiyordum. Ah şu erkekler! Üşüdüğüm için ellerimi kendime sardım ve Will bunu fark etti.

"İstersen sana montumu verebilirim"dedi.

"Sonra üşü ve yine beni suçlamaya başla. Canıma susmadım. Donarak ölsem bile senin montunu giymeyeceğim"dedim. Gözlerini devirdi.

"Sanada iyilik yaramıyor"dedi.

"İyiliğine ihtiyacım yok. Bana bir iyilik yapıp defolup gidersen aslında daha iyi olur. En azından bu ormanda huzur içinde ölürüm"dedim.

"Soğuktan beynin uyuşmaya başladı. Saçma saçma konuşmaya başladın."dedi.

"Senin çenenle asıl benim beynim uyuştu. Daha az konuşsan daha iyi durumda olurdum. Bütün dertlerim bana yetmiyormuş gibi birde seni çekmek zorundayım"dedim.

"O dertlerini bende öğrenmek isterim"dedi.

"Dertlerim seni ilgilendirmez."dedim. Oda pekala der gibi baktı ve bana cevap vermedi. Geri kalan yol boyunca benimle konuşmadı. En sonunda ilerde asfalt bir yol belirdi ve büyük bir heyecanla bağırdım.

"Galiba kurtulduk." Will'de içini çekerek:

"Şükürler olsun"dedi.

Uzun süredir asfaltın kenarında durmuş bir arabanın geçmesini ve otostop çekmeyi bekliyorduk. Neden bütün berbat anılarım Will'le olmak zorundaydı. İkimiz yan yana olduğumuzda belayı çekiyorduk. Will katlanılmaz biriydi. Kimseye ona olduğum kadar sinir olmamıştım. Hergün başka kızı düzen pisliğin tekiydi. Hala benimle arasında olanları okula neden yaymadığını bilmiyorum ve ona lanet olası bir borcum vardı.

İleride beliren araba farının ışığı beni düşüncelerimden uyandırdı ve deli gibi bağırmaya başladık."Hey, burdayız lütfen durun" Adam sonunda bize acımış olacak ki durdu.

"Hey çocuklar sizin bu saatte ormanda ne işiniz var?"dedi, Will benim yerimede cevapladı.

"Aslında kamptaydık ve bilirsiniz zarflarla varış noktasına ilk varmaya çalışıyorduk ama sonuç olarak kaybolduk"dedi bıkkın bir şekilde "Saattlerdir yürüyoruz lütfen bizi en yakın kasabaya bırakır mısınız?"dedi. Adam bize şüpheyle baktı ve karar veriyormuş gibi gözüktü. Beyninde dönen çarkları görebiliyordum, en sonunda cevap verdi.

"Hadi atlayalım bakalım"dedi. Bütün yol boyunca Will bütün olayı adama anlattı. Ben ise kendime sarılarak ısınmaya çalıştım ve camdan dışarıya bakmaya başladım.

En sonunda kasabaya geldiğimizde Will adama herşey için teşekkür etti ve arabadan indik. Will:

"Bu geceyi geçirmek için kendimize bir otel bulamamız gerekiyor"dedi bende kafamı sallayarak ona onay verdim. Donarak ölcek halim yoktu, titremeye başladım. Dişlerim birbirine vuruyordu. Will en sonunda bulduğu insanlara etrafı sorarak oteli buldu. Otele girmeden önce:

"Büyük olasılıkla tek oda tutabilecek param var. Aynı odayı paylaşmak sorun olmaz değil mi?"dedi. Soğuktan donuyordum, seçme şansım yoktu. Başımı hayır anlamında salladım. Oda içeri girdiğimizde rezervasyonu yaptırdı ve anahtarları aldı.

Bay Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin