Bölüm 4: "Canın cehenneme"

782 31 3
                                    

Bugün benim için berbat geçmişti. Hayatımın en berbat günlerini yaşıyordum. Will hayatımı cehenneme çeviriyordu. Okula yaşadığımız akşamı nasıl yaymadığını bilmiyordum. Büyük olasılıkla yaydığında bunu hocalarda duyardı ve gecenin yarısı tavan arasında olduğumuz için ikimizin başıda belaya girerdi. Bugün Bay David'in bizi yan yana oturtması her şeye tuz biber ekmişti. Derste bir ara elini bacağıma koymuştu. Bende ona tekme atmıştım. Yüzünü ekşitmişti belli ki canı yanmıştı. Kısık sesle ona:

"Eğer bana bir daha dokunursan bir dahakine değerline vururum" Bu tavırlarım onun hoşuna gidiyordu neden bilmiyorum. O ise sadece benim sinirlerimi bozuyordu. Ders bittiğinde ise beni neden ispiyonlamadığını anlamıştım. KAHRETSİN. Amacı benimle anlaşma yapmaktı. Sınıftan hışımla çıktığımda peşimden gelmiş ve dolabımın önünde önümü kesmişti:

"Direk konuya gireceğim.Eğer benimle Marc'in partisine gelirsen. Dün geceki olayı unuturum. Eğer gelmezsen seni dün gece tavan arasında becerdiğimi söylerim. Seçim senin sürtük olmak istiyorsan gelme. Seçimi sana bırakıyorum" dedi.

Nasıl bir bokluğun içine düşmüştüm. O partiye gitmek zorundaydım. Gitmezsem olacakları düşünemiyordum. Ve işte buradaydım Marc'in lanet olası partisinin kapısındaydım. İçeri girmek istemiyordum ama girmek zorundaydım. Derin nefes aldım ve partiden içeri girdim.

Etraf tanımadığım dünya kadar insanla doluydu. Will etrafta yoktu. Onu aramaya başladım. Sonunda onu bulmuştum ama bulmaz olaydım bir kızla ağız ağızaydı. Will'den başka ne beklerdiniz.... Yanlarına gittiğimde Will kızdan ayrıldı ve şaşırmış bir suratla:

"Vay canına gelmişsin"dedi. Neden bu kadar şaşırdığını merak ettim gelmek zorundaydım sonuçta.

"Ortada olan bir şeyi neden belirtiyosun  ki" dedim. O ise sırıttı ve kıza:

"İşim var sonra konuşuruz tatlım" deyip göz kırptı. Kızda başını sallayarak gitti. Will bana döndü:

"Gelmene çok şaşırdım"dedi.Bende:

"Kara kaşına, kara gözüne kurban olduğum için gelmedim. Neden burada olduğumu biliyorsun" dedim. Will tek kaşını kaldırarak:

"Bu söz sarışın olmamla tezat oluşturmuyor mu?"dedi.

"Zaten amacım tezat yapmaktı. Ukala ve sapıktan sonra birde gerizekalı çıktın" dedim.

"Ben mi sapığım? Tavan arasında beni öpmek isteyen bendim değil mi?" Kızmıştım:

"Derste bacağımı elleyende bendim değil mi?" Sırıttı ama:

"Ben öyle bir şey hatırlamıyorum"dedi.

"Ah cidden ama beni çıldırtıyorsun"dedim. O ise sırıttı ve:

"Seni çıldırtmaya bayılıyorum"dedi. Benimde içimden sırıtma isteği geldi ama kendimi tuttum.

"Sen beni tehdit ettin ve ben buraya tehdit zoruyla geldim ama burda durmuş seninle muhabbet ediyorum. Senin kafanı koparacağım" dedim. Kollarını açıp:

"Gelde kopar o zaman, hodri meydan"dedi. Yapamayacağımı bildiği için sırıtıyordu. Neyse ki fazla uzatmadı ve beni süzerek:

"Birazdan şişe çevirme oynanacak, şansım varsa tavan arasındaki yarım kalan işi bitiririm"dedi.Sinirle:

"Anlaşmamızın içinde bu yoktu, ben sadece buraya gelecektim"dedim.Oysa:

"Artık var"dedi. Sinirlendim ve arkamı dönüp tam gidecektim ki önümde durdu, kolumu tutup beni kendine doğru döndürdü:

"Hey nereye gidiyorsun?"dedi.

"Cehennemin dibine gidiyorum. Senin oyunlarına karnım tok. Ne bok yersen ye adımıda çıkar ne yaparsan yap. Tavan arasında yeterince rezil oldum zaten. Daha ne kadar rezil olacağımı bilemiyorum. Hem ben şişe çevirmece oynayıp önüme gelenle öpüşecek bir kız değilim. Senin düzdüğün o kızlarlardan biri olmayacağım, canın cehenneme" deyip partiyi terk ettim. Gerçekten canı cehennemeydi.

Bay Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin