4.Bölüm

109 10 1
                                    

Evin kapısından içeri girdiğimde etraftaki o iğrenç kokudan bayılacak gibi oldum. "Es yanımdan yürü." dedi Kerem  temkinli bir tavırla. Merdivenlerden çıkarken yerde duran bir kağıt dikkatimi çekti.Üzerinde "Esila" yazıyordu."Kerem bir baksana buraya." dedim Kereme. Korkuyordum. Daha önce hiç korkmadığım kadar hemde. Kağıdı ters çevirdim ve sesli bir şekilde okumaya başladım."Seni görmek ne güzel Esila. Yoksa Es mi demeliydim? Şimdi eminim ki kim olduğumu merak ediyorsunuz. Ben senin gölgenim Esila . Gölgenden kaçamazsın.  Bu satırlarla meşgul etmeyeyim seni. Büyük bir heyecanla hediyeni merak ediyorsundur." Keremle endişe dolu bir bakışmadan sonra hızla yukarı Yaseminin odasına çıktık.  Zeynep de arkamızdaydı. Odaya girdiğimizde etraf karanlıktı.Hemen ışığı açtım. Odanın girişi kırık şarap şişeleriyle doluydu. Biraz daha ilerlediğimizde yerdeki kanları görünce içimdeki korku daha da arttı. Bütün pencereler kapalıydı.Koyu renkteki perdeler dikkatimi çekmişti. Bizim eve ait değildi. Yaseminle busenin yattığı ranzanın oraya gelince gördüğüm dehşet verici görüntüyle şuurumu kaybettim.Yasemin çırılçıplaktı ve vücudunun her yeri morarmıştı. Ellerinden ve ayaklarından iple ranzaya bağlanmış sarkıyordu. Yüzü kanla kaplıydı ve sağ el parmakları kesilmişti. "Hayır olamaz hayır, hayır olamaz!" diye bağırıyordu Zeynep Yaseminin göbeğini işaret ederek. Göbeğinde "Hediye(!)" yazıyordu. Ve bir bıçak saplanmıştı göbeğine. Nefes alamıyordum. Ayakta duramıyordum. Kuzenimi bu halde gördüğüme ve bu olanlara inanmıyordum. Bu bir rüyaydı. Yasemin yine şaka yapmıştı."Kalk Yasemin komik değil!" diye bağırdım. "Kalk! Sen bunu bana yapmazsın. Böyle gidemezsin. Sen bana kıyamazsın." diyerek hıçkıra hıçkıra ağladım. Ağladım sanki bu acı göz yaşlarımla eksilecekti. Kerem bana sarıldı ve göz yaşlarımı sildi. "Geçecek, bitecek." dedi Kerem. O da ağlıyordu. "Hayır bitmeyecek bu acı geçmeyecek!" diye bağırdım. Ve yere düştüm. Ayaklarımı hissedemiyodum. Kalkamıyordum yerden. Derken Kerem beni kucağına aldı ve Zeynebe "Gel Zeynep." dedi hüzün dolu gözlerle. Arabaya bindik ve "Nereye gidiceğiz?" diye sordu Zeynep. "Bizim eve gidiyoruz. Sakin kafayla düşüneceğiz. " diye cevapladı Kerem. "Ne diyorsun sen Kerem ne sakin kafası ne düşünmesi! O odadaki benim kuzenim,arkadaşım,her şeyim." diye çıkıştım Kereme. Hiç bir şey demedi. Eve gelinceye kadar kimse konuşmadı. Arabadan indik. Kerem benim kolumu omzuna attı ve evin kapısının önüne geldik.Eve girdiğimizde Kerem beni bir koltuğa yatırdı. O ve Zeynep karşımdaki koltuğa oturdular. "Kerem hemen polisi aramalıyız." dedi Zeynep. . ve bende başımla onayladım. "Tamam" dedi ve polisi aradı. Ardından telefonuma bir mesaj geldi. "Kızım acil eve gelmen lazım. Çok kötü bir şey oldu. Hemen gel Esila." yazıyordu mesajda. Bundan daha kötü ne olabilirdi ki?




GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin