9.BÖLÜM

96 5 3
                                    


Gözlerimi açtığımda kafamda büyük bir ağrı hissettim. Sanırım  bayıldığımda kafamı bir yere çarpmış olmalıydım. Her neyse sahi ben neredeydim? Dik oturduğumda sinirli bir şekilde oradan oraya yürüyen bir Keremle karşılaşmayı elbette beklemiyordum. "Esila sen çıldırdın mı ? Senin orada tek başına ne işin vardı söylesene bana!" "Kerem sakin olur musun lütfen!" "Sakin falan olamam Esila! Anlat hemen neler oluyor?" "Al şunu." diyerek telefonu ona uzattım. "Al ve mesajları oku." okuduktan sonra kısa bir sessizlik oluştu ve bu sessizliği bozan kişi Zeynep oldu. "Esila canım." diyerek adeta bir ahtapot gibi tüm gövdemi sardı. "Esila seni çok merak ettim." "Ölmedim işte." diyerek gülümsedim. "Bu şerefsizi bir bulsam." dedi Kerem sinirli bir şekilde ve masaya sinirden oluşturduğu yumruğu indirince Zeyneple  irkildik. Derken telefonum çalıyordu. Ekranı gördüğümde gözlerimi devirdim. Hiç beklemediğim bir anda Kerem elimdeki telefonu aldı. "Ne var lan!" karşıdakini dinledikten sonra telefonu hoparlöre aldı. "Öncelikle Kerem lan lun diyerek bana hiç yardım etmiyorsun. Şimdi bana soracaksın ne yardımı diye. Emre ve Buse size bir hediye göndermek istemişti. Esila teslim alacaktı fakat işi zora sokunca ben göndereyim dedim." ve o anda kapı çaldı. "Heh hediye de  elinize ulaştı. Şimdilik hoşçakalın. Kerem telefonu hoparlörden alıp kulağına tut." Kerem denileni yaptı ve telefonu kulağına aldı. Bir süre sonra küfür edip telefonu kapattı. Zeynep kapıyı açtı ve elindeki kutuya bakarak yanımıza geldi. Kutuyu açtığımızda bir video kasedi dikkatimi çekti. Hemen izlemeye koyulduk. Videoda  Buse ve Emre boş bir odada iki adet sandalyeye bağlanmış bir vaziyette kameraya bakıyorlardı. Bir ses "Esilaya sizin üzerinizden güzel bir mesaj vermek istiyorum." dediğinde Buse bir çığlık attı ve ağlamaya başladı. Sonra video kapandı ve yeniden devam etti. Bu sefer ağzı gözü kan içinde bir Buse ve Emreyi beklemiyordum. Ağlamaya ve bağırmaya başladım. Nereye denk gelirse  vuruyorum. Galiba sinir krizi geçiriyordum bilemiyorum. "Esila sakin ol!" diyerek Kerem bana sarıldı. Aklıma Yasemini son gördüğüm hali geldikçe korkudan titriyordum. Uzun bir süre sonra kendime gelebildim. "Tamam iyiyim." diyerek oturma odasına geçtim. "Bunu izlemeniz lazım." dedi Zeynep ve yine o lanet videoyu izlemeye koyulduk. "Umarım verdiğim mesajı almışsındır Esila. Beni dinlemediğin zaman bundan daha kötülerinin başına geleceğinin garantisini verebilirim sana. Mesela ne mi? Diyalize girmeye mahkum olmuş babacığının diyalize giremediğini düşün. Bak bu hafif bir örnek oldu. Şu elimdeki bıçak ve odadaki kesici aletlerle onlara yapacaklarımı hayal et. Veya evinizin yanıp kül olduğunu. Hatta uçuk bir şeyler olsun hadi. Seri ölümler ama hepsi senin ailenden. Ölümleri sıradan olmayacak emin ol." "Ne istiyorsun benden pislik herif!" diye bağırdım kafamı Keremin omzuna gömerek.Bir mesaj sesiyle kafamı kaldırdım. "İstediğim şey çok basit Esila. Bana itaat etmen. :)" "Seni aşağılık pislik!" diyerek cevapladım. Gerçekten söyleyecek cümlelerim belleğimden kazınmıştı. "Busenin çığlıklarını duyduğum gibi seninkileri de  duymak hoşuma gidecek. Bana itaat etmekten başka olurun yok Esila." "Ne yazıyor mesajda? diye sordu Kerem. "Hiç bir şey." diyerek odaya çıktım ve kendimi yatağa attım. Saat uyumak için çok erkendi ama ne yapacağımı da bilemiyordum. Bir müddet şu hapsolduğum bedenden çıkmak ve sanki bunlar olmamış gibi yaşamak istiyordum. Buğra geldi aklıma ve onu aradım. O gelene kadar kulaklığımı takıp şarkı dinlemeye koyuldum. Genelde Rihanna dinlerdim. Yine öyle yaptım. Bir süre sonra uyudum. Tabi Buğra kapıyı sesli bir şekilde açana kadar.

GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin