5.Bölüm

94 10 0
                                    

 Keremle evden çıktık. Tam eve doğru gidecekken annem mesaj attı. "Kızım gelmene gerek kalmadı. "  Ne yani hepsi bu muydu?  Aldım telefonu elime. Annemi aradım. "Anne ne demek bu?" dedim yüksek bir sesle."Kızım önemli bir şey değil baban rahatsızlanmıştı ama şimdi iyi." derken babam eline telefonu aldı. "Kızım Esila beni merak etme. Annenin huyudur bilirsin. Telaşlandırmada üstüne yoktur. Ben iyiyim. Sen nasılsın canım?" "İyiyim ben hemde çok iyi" "Kızım seni çok özledik. Kocaeli'ne müsait olduğun zaman gel." "Tamam babacığım. Sen kendine dikkat et. Görüşürüz." "Görüşürüz canım." "Olay yeri inceleme eve gelmiş. Bizi de karakoldan çağırıyorlar sorgu için." dedi Kerem. "Gidelim." dedim, cılız çıkıyordu sesim. Karakola gittik ve olanı biteni anlattık. "Bize gidelim. Hem Zeynep evde tek kaldı. Annemin gazabına uğraması an meselesi. Hadi Es gidelim." "Sen git ben biraz takılıcam." tam bir şey diyecekti ki "İtiraz mitiraz dinlemiyorum." deyip kestirip attım. Ve hemen yola koyuldum. Bir ara buralarda güzel bir mekan var diye duymuştum. O mekana gittim. İçimdeki dehşeti atmak için doğru yerde miydim? Bilmiyordum zaten bilmek istemiyordum. Tek istediğim uyuşmaktı. Mekandan içeri girdim. Bir masaya oturdum. Biraz sonra bir oğlan geldi. "Oturabilir miyim? diye sordu. Başımı evet anlamında salladım. "Buralarda hiç görmedim seni. Yenisin galiba. Bu arada ben Buğra." diyerek elini uzattı."Esila." "Çok içme çarpar." dedi gülümseyerek. Çok hoş bir çocuktu. Esmer, uzun boylu ve Kahverengi gözlüydü."Önemi yok unuttursun her şeyi yeter." dedim yarı nahoş bir sesle. "Bu unutturmaz gerçeği. Sadece geciktirir." dedi elimdekini alarak. "Gel seni bana huzur veren bir yere götüreyim. Kafan dağılsın." kabul ettim ve yola koyulduk. Beni gerçekten insana huzur veren bir yere getirmişti. İstanbul boğazının göründüğü yemyeşil bir yere. Gece yarısı olmuştu. Nasıl güvenebildim ki Buğraya? Önemi yoktu. İstediğimde buydu uyuşmuştum. Sahi beni bu saate kadar kimse aramamış mıydı? Telefonu sessize almıştım doğru ya. Açtığımda '3 cevapsız arama ve 5 mesaj gelmişti. Bakmadım ve Buğrayla sohbet etmeye başladık. "Ne iş yaparsın sen? " Müzik yaparım." dedi gülümseyerek. Bu çocuk sahiden de çok güzel gülümsüyordu.  "Yabancı dil okuyorum aman sorma." dedim bozulmuş bir yüz ifadesiyle.Güldü. Ona her şeyi anlattım. İçimdeki tüm zehir anlattıkça boşalıyordu sanki çıkıyordu içimden. Bana huzur veriyordu Buğra ile geçen her an. Biz böyle sohbet ederken bir araba sesi duyduk. Bir el kolumu çekiştirmeye başladı ve beni arabaya doğru sürükledi.


GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin