7.BÖLÜM

104 5 0
                                    

Bir o kadar kötü ve bıkmış hissediyordum kendimi. Bir acı daha fazlaydı ve ben bunu kaldıramazdım. Hastaneye vardığımızda titreyen dudaklarıyla annem "Kızım." diyebildi sadece ve sarıldık. "Çok geçmiş olsun Aygen teyze. Umarım en kısa zamanda iyileşir." "İnşallah oğlum inşallah." "Eee anne teyzem nasıl?" "Bilmiyorum ki yavrum doktorlar bekleyin dedi. Yoğun bakımda işte. Ah ah ne çektin be canım kardeşim. Evlat acısı zor çok zor. Yaseminimin o parıldayan gözleri hala hatırımda. Yavrum ben" dedi ve ağladı. Bende ağlıyordum. Kerem annemi bir yere oturttu ve bende onların yanında oturdum. Biraz sonra babam geldi. "Kızım Esilam." dedi ve beni kollarının arasına aldı. "Baba ben " söyleyeceklerim bitmeden babam susmamı söyledi. "Beyhan Tanrıkulu'nun yakınları siz misiniz?" "Evet buyurun doktor bey." hepimiz heyecanlanmıştık. "Beyhan hanım hayati tehlikeyi atlattı, yoğun bakımdan çıktı fakat risk hala devam ediyor. Kendine henüz gelmedi. Hastayı ziyaret edebilirsiniz en fazla iki kişi olmak kaydıyla. " "Teşekkürler doktor bey." "Şükürler olsun." "Esila sen eve git istersen yavrum. Hem bak Beyhan teyzende iyi. Bir şey olursa ararım seni. Tamam mı annem." "Aygen teyze doğru söylüyor Esila. Bu arada Aygen teyze Esila artık o evde kalmıyor. Yeni bir düzen oluşturana kadar bende kalması benim için sorun olmaz tabi Rafet amca ve senin içinde sorun olmazsa." "Zeynep gelirse sorun olmaz yavrum." "Zeyneple buluşacaktım unuttu tamamen. Ben onu bir arayayım." dedim ve Zeynebi aradım. "Zeynep  teyzem her şeyi öğrendi. Fenalaştı hastaneye kaldırdılar. Bende hastanedeyim. Arayamadım seni telaştan." "Nasıl peki şimdi?" "İyi çok şükür ya. Bu arada Kerem bize gel diyor. Annemde Zeynep gelirse olur dedi. Ne diyorsun?" "Allah diyorum." "Ha?" "Yok bir şey." kıkırdadığını duydum ve telefonu kapattı. Bu ne acele? "Tamam mı Es?" "Evet." "Çıkalım o zaman." derken Keremin birden yüzü asıldı. Baktığı yöne doğru ben de bakınca Buğrayı gördüm. "Esila iyi misin sen? Teyzen nasıl?" "İyi iyi hadi ikile." "Kerem!" "Sorun değil Esila." dedi o mükemmel gülüşünü tekrar sergileyerek. Kollarını iki yana açıp "Gel buraya." dedi ve bende ona sarıldım. "Ne kadar güzel ya. Kahretsin!" diyerek hışımla çıkışa doğru giderken Kerem bense arkasından şaşkın bir şekilde bakıyordum. Kerem neden bu kadar sinirleniyordu ki Buğraya? Her neyse zaten bunu düşünecek durumda değildim. "Yarın bu ev sorununu halledelim mi? " "Nasıl?" "Benim bir tanıdığım var. Ataşehir civarında oturuyor. Orada da evi var bir tane. Boş boş duruyor. Rica ederim sana kiralarız uygun bir fiyata. Eşyaları da eski evden alırız." "Onları kullanamam." "Satar yenisini alırız öyleyse. Dert etme sen. Şimdi git ve  güzel bir uyku çek. Kendine gel. Bir duş al. İyi gelir. " "Çok iyisin Buğra. Gerçekten." diyerek yanından ayrıldım. Arkama baktığımda o sıcacık gülüşü yine içimi ısıtmıştı. "Bakıyorum da aranızdan su sızmıyor." "Ne istiyorsun bu çocuktan Kerem. Seni anlamıyorum." "Güvenmiyorum sadece Es. Tekin değil bu herif." "Neyse ne artık gidebilir miyiz?" cevap vermeden arabaya bindi ve ardından da ben bindim yol boyunca hiç konuşmadık ve eve geldik. Keremin annesi ve babası yurt ışına çıktıkları için bir hafta yoklardı. Oh çok şükür. Bu gün ne kadarda çok şükrettim. Daha önce kaldığım odaya çıktım duş aldım. Çıktığımda çok ferahlamış ve tazelenmiş hissediyordum ama aynadaki suratta iki adet ağlamaktan şişmiş göz moralimi daha bir bozuyordu. Saçlarımı kurutup üstümü giyindikten sonra aşağı Kerem ve Zeynebin yanına indim."Pek iyi hissetmiyorum kendimi yatıcam siz takılın." "Sabahtan beri bir şey yemedin Esila. Biraz yemek ye." "Aç değilim ben." dedim sinirle. Kereme hala sinirliydim. Nasıl hiç bir şey olmamış gibi davranıyordu?  "Otur şuraya!" o kadar şiddetli bağırmıştı ki bu ses tonu irkilmeme sebep oldu ama ben inatçı bir kızdım. "Hayır!" dedim ve yukarı çıkmaya yeltendim. Arkamı döndüğümde bir el bileğimden mutfağa doğru çekiştirdi. "Ne yapıyorsun sen! Bırak beni! Kerem  çok saçma davranıyorsun." "O herifte öyle! Amacı farklı! Anla be artık! Anla lan anla!" "Çok büyütüyorsun." "Kerem sakin ol." diyerek araya girdi Zeynep ve Kereme gitmesini söyledi. O içeri giderken Zeynep "Ne oluyor Esila size?" "Bilmiyorum ki Zeynep Buğrayla tanıştığımdan beri farklı davranıyor?" "Neyse sen bunları düşünüp canını sıkma canım arkadaşım. Sen duştayken Kerem sana Makarna yaptı. "Onun olsun makarnası. "Hadi ama çocuklaşma." dedi yüzünü masum bir çocuk edasına bürüyerek.  Daha fazla dayanamadım ve masaya oturdum. Zeynep makarnayı yemiyordu. Resmen aşk yaşıyordu. "Mükemmel olmuş bence." dedi gözlerinin içi aydınlandı. Bende bir çatal aldım gerçekten de süperdi. "Evet süper olmuş. "Teşekkür ederim." Diyerek yanımdaki sandalyeye oturdu Kerem. Gülümseyerek bana bakıyordu. "  Özür dilerim Esila. Üstüne geldiğimin farkındayım ama o herif beni kıllandırıyor. Bir şey var sanki onda ve ben bunu çözücem." "Ne olabilir ki Kerem? Çok iyi biri o bence sende ona karşı ön yargını rafa kaldır." "Çalışırım. Barıştık mı?" dedi içten bir gülümsemeyle. Çok tatlı duruyordu ve hayır diyemedim. "Barıştık koca oğlan." Zeyneple güldük ama o pek memnun olmamıştı. "Ben yatıyorum çocuklar." "İyi geceler." bu fasıldan sonra yukarı odama çıktım. yatağıma uzandım. Gözlerimi kapatır kapatmaz mesaj sesiyle yerimde doğruldum. "İyisindir umarım :)" Mesaj Buğradan gelmişti. "Ne kadar olunabilirse o kadar :)" diyerek cevapladım. Bir tane daha mesaj geldi ama gizli numaradandı."Sonuna doğru emin adımlarla ilerliyorsun Esila. Azmini taktir ettim." neydi şimdi bu. Kahretsin neydi bu! Telefonu masaya koyduktan sonra zorla da olsa uyumayı başardım.  

GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin