Sonsuz Pazarlık

121 4 8
                                    

Bitti mi dedim.
Tok bir ses tonuyla sağol evlat dedi.

Aldın mı peki intikamını?

İntikam değil, sadece eski bir arkadaşla dostluğumuz ıraklaşmıştı. Özlemiştik birbirimizi.
Hasret hasta etmişti bizi.
Ama sen yeniden buluşturdun bizi

Bazı dostluklar ölümle yeniden başlar.
Bazı hasretler ancak ölümle sona erer.
Sen hasreti giderdin.
İyi ettin evlat...
Ne iyi ettin...
Sağol!

Son sözleri buydu. Sonra bir daha hayalime bile gelmedi..

Artık kendi sonumunda sonuna doğru geldim.

Bazı hasretler ancak ölümle sona erer.

Benimde hasreti bitirmem gerek. Affetmem helalleşmem gereken bir dostum var.

Sonra da sevdiğim kadınla ölmem gerek.

Bir tek sen kaldın dostum dedim.
O niyetimi anlamış ve "Olmaz" deyip duruyordu

Ne sandın ki mutlu sonla mı bitecekti?

-Geride bıraktıkların onlar nolacak lan bırakmam seni!!! Kendini öldürmene izin vermem!!

Düşünmedim mi sanıyorsun? Eski hayatımı yaşamaya çalışmakla eski ben olmuyormuşum. Bu hayatı ikinci şans sanmıştım.
Ama değilmiş abi görmüyor musun?

Hayatı boyunca yas tutan, kendi içinde ölmüş bir adam olarak mı yaşayayım. Ben pes etmiyorum abi ben/..

-Geçiyor abim... Geçiyor! Dedi ağlayarak.
-Biz neleri atlattık abim nelerin üstesinden geldik...

Abi yeter... Lütfen hakkını helal et sonra bırak beni gideyim yoluma

-Olmaz abim!!! Tekrar ölmene müsade etmem!

O gün, beni sattığınız gün, oralarda yalnız başıma ölüme terk ettiğinizde öldüm zaten ben abi..

Giyindim, kuşandım ama olmadı, oturmadı abi görmüyorum deme nolur...

-Görmeeem! Bırakmam lan seni

O gün bıraktın zaten...

Bu çalıntı hayat bana zavallı bir hayaletmiş abi.
Ben evime dönmeye gelmemişim

Beni ölüme terk edenleri, beni itip kakanları, hor görenleri cezalandırmaya,
Seni affetmeye,
Sevdiğim kadını da alıp gitmeye gelmişim meğer...

-Deme abim.. Deme nolur deme lan!

Benim mutlu sonumda buymuş deyip tebessüm ettim.

Ölümden mutlu son mu olur lan! Deyip ağlıyordu koca İstanbul'u dize getiren adam...

Sevdiklerim sana emanet...
Hadi eyvallah abi...

Yüzüğümü taktım, ebediyete açılan o yüzüğümü ve sokak lambalarının altında yürümeye başladım.

Benim mutlu sonumda sevdiğim kadınla ölmekmiş meğer...

Hayatımın en güzel gününe saatler kaldı..

İntikam dedikleri verilmemiş adalettir
Bense adaletimi söke söke aldım onlardan
Sevdiğim kadınsa hastanede ölüyor...

Bu yüzüğü asla takmayacaksın dedi bir daha düşlerime bile gelmeyecek olan ihtiyar. Hayatımı borçlu olduğum o kabadayı...

Takma o yüzüğü.
Çaresizlikten olsa da takmayacaksın.
Kederdende olsa...
Diyelim ki sorular birikmiş, cevap yok. Herkes gitmiş hiç kimse yok.
Gene takmayacaksın.

Kederden, gururdan, sonu gelmez üzüntüden kurtulmak için de takmayacaksın.

Bu hayatı bitirmek için binlerce nedenin olsa bile yine de takmayacaksın o yüzüğü evlat.

Ama bir sonrakine başlamak için tek bir nedenin varsa bile
Tek bir neden!
İşte o zaman takacaksın.
O zaman takacaksın o yüzüğü

En güzel nedendi sevdiğim kadinla hayalimiz olan o garda, trenin ücra bir köşesinde bilmediğimiz yerlere giderken uyumak..

Sevdiğim kadın ölüyor.

Taktım yüzüğümü...

Sevdiğim kadın ölüyor.
Hastanede başucundayım. Bütün organları iflas etmiş ve hiç ümit yok. Hiç bir şans yok.

Şiddetli morfin verildi acıları hissetmemesi için ve onu çıkardım ordan.
Ne kadar masumdu o yatakta yatarken. Sanki beni hiç öldürmemiş gibi yatıyordu.
Şimdi ise kollarımda ölmek üzere olan bir serçe gibi..

Yalvarıyorum hiçliğe ve bende onunla olacak bir ölümle onurlandıracağım ruhumu.

Beni daha önce defalarca öldürmüş bir kadına, defalarca ihanet etmiş, acımamış, başka tenlere gitmiş bir kadına aşığım ve o kadınla ebedi kalıntımı tertip edeceğim bu dünyadan.

Yalanlar bitti artık. Gerçek ölüm, en mutlu sonum, sonsuzluğum hayalini kurduğumuz garda, trenin en ücra köşesinde kollarımda nefesini yüzüme doğru vermekte...

Bana evliliğimizin hayalini kursana şimdi dedi yarım bir nefesle, ürkek bir ses tonuyla.
Yapma sevgilim beni hala öldürüyorsun, nolur böyle deme.
Diyemedim!

Trendeydik, hemen kollarımın arasında ölüyordu. Ama bana hayatımın en mutlu günü dedi.
Bende sevgilim.. Dedim

Tanrım bu nasıl bir acıdır...

Ikimizde ağlıyorduk.

O yarım nefeslerini derinden alarak, bense donuk suratımın titrek dudaklarımla savaştığı bir biçimde ağlıyordum. Saçlarını okşuyordum, alnından öpüyordum..

Ona anlatmaya başladım. Bir süre sonra cevaplar kesildi. Yüzümde nefesini hissetmiyordum artık.

Haçkırarak ağlıyordum artık.
Ağla kalbim ağla...

Sevdiğim kadın kollarımda öldü.

Yüzüğümün kapağını açıp zehri içtim.

Bende ölüyorum seninle sevgilim.

Hep benden sonra diyordun.

SENDEN SONRASI YOK!

KARANLIĞIN YAŞAYAN MANİFESTOSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin