6.BÖLÜM
Otel olayının üzerinden üç gün geçmişti ve ben hala annemle konuşmamıştım. Bu gece de bu konuyu konuşamazsam büyük ihtimalle hiçbir zaman anlatmazdım. İlknur biraz zorlamıştı ne olduğunu öğrenmek için ancak onu da sürekli olarak daha sonra diye atlamıştım.
Derin bir nefes aldım ve yaklaşık on dakikadır önünde dikildiğim ahşap kapıyı yavaşça çaldım. İçeriden bir ses gelmeyin araladığım kapıdan içeriye bir adım attım.
-Anne!
Annem banyonun kapısından ağzında diş fırçasıyla gözüktü. Eliyle bir dakika beklememi işaret ettikten sonra tekrar gözden kayboldu.
Yatağa geçip oturdum. Yan taraftaki komidinin üzerindeki çerçeveyi ellerime aldım. Aynısından benim baş ucumda da bir tane vardı.
Ben, annem ve babam.
Babam ölmeden önce en son çektirdiğimiz fotoğraf buydu. Ertesi gün hayatlarımızı yıkacak olan olaydan tamamen habersiz bir şekilde gülüyorduk. Mutlu, güven dolu ve bir ay sonra okula başlayacağım için heyecanlı bir şekilde üzerimde en sevdiğim elbisemle bir yanımda annem, diğerindeyse kahramanım... babamla birlikteyim.
O günden sonra hiç aynı güven duygusuyla gülememiştik. Ne ben ne de annem. Bizi ne olursa olsun koruyacağına inandığımız adam gitmişti çünkü... ne olursa olsun yanımızda olacağına inandığımız adam...
Fotoğraf elimize babamın cenaze gününde ulaşmıştı. Hiçbir şeyden haberi olmayan fotoğrafçı onları gönderdiği zarfın içine küçük bir de not eklemişti.
'Çok güzel bir ailesiniz umarım bu mutluğu bir kez daha objektifimle yakalamama izin verirsiniz'
O zamanlar okuma yazma bilmiyordum o nedenle anlayamamıştım ama notu saklamıştım. Annemi deliye döndüren, fotoğrafları ve yanındaki filmleri yırtmaya çalışmasına neden olan, babamın cenazesinden sonra annemin üç gün ortadan kaybolmasına neden olan o notu; annemin buruşturup fırlattığı yerden alıp saklamıştım.
Okumayı sökünce ilk okuduğum şeyse o not olmuştu. Sonrasındaysa saatlerce ağlamıştım. Eskisi gibi olamayacak mutluluğumuz için, babamla birlikte henüz atamadan dinen kahkahalarımız için, annemin babama her baktığında gözlerinde oluşan o ışıltıyı ve dudaklarına yerleşen habersiz tebessümü göremeyeceğim için, artık bir elim annemle ısınırken üşümeye mahkum diğer elim için...
Ellerimdeki çerçeveye uzanan ellerle kendime geldim. Annem çerçeveyi yavaşça ellerimin arasından alıp yerine koyarken ne zaman dolduğunun farkında olmadığım gözlerimden akamayan yaşları temizledim.
Ne olmuştu bana böyle?
Yanıma oturan anneme doğru döndüm. Sarı saçları bir omzundan aşağıya dökülmüş, kahverengi gözleri şefkatle yüzümde dolaşıyordu. Sevgi dolu sesini duyduğumda içimde bir korku baş gösterdi.
Anlattıklarımdan sonra bana çok kızar ve aynı şekilde sevmezse?
-Anlat meleğim.
Derin bir nefes alıp başlamayı denedim ama aldığım nefes ağzımdan çıkamayan kelimelere takıldı. Ağzımı birkaç defa daha açıp kapattım ancak hiçbir ses çıkmıyordu. Sonra birden boğazımdan bir hıçkırık koptu. Onu ikincisi ve üçüncüsü izlerken annem kollarını etrafıma sarıp benim kendisine çekti. Endişeli sesini duymak daha şiddetli ağlamama neden oluyordu.
-Geçti bebeğim. Ben buradayım güzel kızım, annen burada.
Ona daha sıkı sarıldım ve sırtımda dolaşıp beni rahatlatmaya çabalayan eller eşliğinde o sabah otel odasında uyandığımdan beri yapmak isteyip de yapamadığım şeyi yaptım. Gönlümce ağladım. Çünkü ben elindeki dondurma ve ayağında en sevdiği bayramlık ayakkabılarıyla burayı henüz terk etmeye hazır olmayan, annesinin kollarındaki dünyadan ötesini görmemiş küçük bir kız çocuğuyum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI ÖĞRENEN RUHLAR
RomanceGİRİŞ Gözlerimin önündeki manzaraya bakmak istemiyordum ancak gözlerimi dans eden çiftten alamıyordum. Ona sarılan ben olmalıydım. Ona bugün evlenme teklifi eden ve mutlulukla 'Evet' cevabı alan da ben olmalıydım. Gecenin başından beri kaç kadeh içt...