Gerçeklerden Kaçamazsın

41 7 0
                                    


4.BÖLÜM




Onun gözleri kısılırken ben kendiminkilerin kocaman olduğuna emindim. Ne yani şimdi benim çarptığım iri ve sert şey karşımdaki Michelanjelo**** şaheseri miydi?



Bir dakika şu anda İtalyan sanatçıların heykellerinden daha önemli bir konu var önümde.


-Şimdi sen de dün gece aramızda bir şeylerin geçip geçmediğini hatırlamıyorsun?



Kaşları nedense şaşkın bir şekilde havalandı ve dudakları alaycı bir şekilde kıvrıldı. Bir erkeğin dudaklarının bu kadar dikkat dağıtıcı olması normal miydi?


Kaşlarım bu düşünceyle çatıldı. Ben hiç tanımadığım –ya da tanıdığım- birisinin özellikle de karşı cinsten birisinin dudakları hakkında yorum yapmazdım. Bu düşünce aklımdan geçer geçmez içimden acı acı gülmek gelmişti. Hiç tanımadığım o adamın yatağında çıplak bir şekilde onunla sohbet edebiliyordum ama...



-Ortada alay edilecek bir şey mi var?



Yeşil gözlerinde muzır*** bir ışığın yanıp söndüğüne yemin edebilirdim. Ancak çok kısa sürmüştü ve gözlerindeki soğuk ifadeyle birleşen alaycı sesi o ışıltıyı hayal ettiğimi düşünmeme neden oldu.



Gerçekten hayal mi etmiştim?



-Sen hatırlayamadığın için hayıflanıyorsan kusura bakma: Ayık kafayla tipim değilsin.


Benim çatılan kaşlarıma karşılık ukala bir şekilde konuşması daha da sinirlerimi bozuyordu.


-Tatlım genç ve sağlıkla bir erkek olarak yanımda bir kadınla - ki çıplak olduğundan bahsetme gereği bile duymuyorum – uyanıyorsam gece yaşandığını düşündüğüm şeyleri sorgulama gereği duymam.



Onun umudumun üzerine bir kova su dökmesine izin vermeyecektim. Onunla birlikte olmamış olabilirdim. Gece hiçbir şey yaşanmamış ve ben değil beni önemseyip sevmek adımı dahi bilmeyen ve dahi adını bilmediğim birisine bekaretimi vermemiş olabilirdim.



Onun umudumu söndürmesine izin vermeye niyetim yoktu ancak ondan korumaya çalıştığım bu incecik filizi etrafta dolaşan gözlerimin takıldığı leke köklerinden söküp çıkardı. Yatağın ortasındaydı ve şu anda gözlerime oldukça büyük ve her nasılsa daha kırmızı gözüküyordu. Gözlerimi hızla o kısımdan çektim.


O filize can suyu bile vermemeliydim.



Anlaşılan karşımdakinin dikkatinden kaçabileceği kadar hızlı değildim.



Dün geceden kalma ize bakınca önce bir şey anlamamış şekilde bana döndü. İki saniye geçmemişti ki tekrar geriye döndü. Gözlerinin önce şaşkınlıkla büyümesi ve ardından da göz kapaklarının onların üzerinde birkaç defa tur atması garip bir şekilde beni gülümsetmişti. Bu haliyle çok ... çok ... sevimli! Evet! Bu haliyle çok sevimli görünüyordu. Sevimli küçük bir çocuk gibiydi. Ardından bana dönen gözleriyse bu düşüncelerimi yerle bir etti. O gözlerdeki öfke küçük bir çocuğa ait olamazdı. Hırsla ayağa kalkınca gözlerimi kaçırmak zorunda kaldım.


AŞKI ÖĞRENEN RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin