"Kötü Gün Ama Onu İlk Görüş"

24 2 0
                                    

Aylardan Eylül, sonbaharın ilk günleri. Buram buram toprak kokusu ve üzerime çöken yorgunluk. Her zaman ki gibi sıradan bir gündü. En güzel kıyafetlerimi giyindim, saçlarıma bugün bir ayrı özen göstermiştim.

Neyse dışarı çıktım. Bir de göreyim! Yağmur yağıyor, özen gösterdiğim saçlarım havalarda uçuşuyordu. Eve geri çıktım ve bir şemsiye aldım, mâlum durak eve çok uzak. Saçlarıma bir şey olmamalıydı, 2 saat harcadım tamam mı?

Durağa tekrar indiğimde, otobüs çoktan gitmişti. Bizim mahallenin otobüsleri 1 saatte 1 geçtiği için. Paraya kıyıp taksiye bindim. Taksici Bey amca: "Nereye gidiyoruz" dedi. O ne ya öyle sanki onunla gidiyorum. Ya tamam taksici bey amca da var takside ama yani işte gideceğim yere onunla gitmiyorum, anlayın işte.

Sonunda hastaneye varabildim! Odamıza gidiyordum ki (Biz asistanların nacizane odası.) koridorlarda öksürük seslerinden senfoni yapılıyordu sanki. Koridordan kurtuldum ve odaya girdiğim gibi derin bir nefes aldım.

Sonra hemen içeri giren Genel Cerrahimiz Faruk Bey: "Eylül, kızım yine mi geç kaldın?" dedi. Ben de: "Taksici Bey amca geç kaldı, kusura bakmayın efendim." dedim. Efendim ne alakaysa artık. Sanki karşımda David Beckham var. Bu cerrahta kimmiş! Neyse böyle dedikten sonra biraz büyümelisin dedi, benden kısa olan cerrah. Ay hiç güleceğim yoktu!

Sonunda yine sıkıcı bir hastane gününün sonuydu eve gidecektim. Özlediğim tek şey yatağım ve elektrikli ufom! Bugün bu otobüslere bir şey mi olmuş, anlamadım ki.

Taksiye biniyordum ki; taksinin diğer kapısından benimle aynı anda bir yakışıklı bey biniyordu. Semtli tavrımla "hop hoop!" dedim. Ama yine de bindi. Ben durur muyum? Bende bindim. İkimiz de aptal gibi birbirimize bakıyorduk. Sonra bağırmaya başladım, "Önce ben bindim." diye. Hayır küçük hanım ben bindim, dedi. Küçük hanım ne ya ?
Bir an düşünüp; ne kadar da Doktorlar dizisinin, ilk bölümündeki Ela-Levent sahnesi gibi bir sahne dedim, içimden. Farklar vardı, evet. Bu bağırdığım bey, daha yakışıklıydı. Neyse bağırdık falan birbirimize. Taksici abi de attı bizi! Beni de ya beni de! Sonra bu yakışıklı bey, bana sinirli sinirli bakıp gitti.

Yine dakikalarca taksi bekledim. Bugünü taksi bekleyerek geçirdim de denilebilir. Canım sıkıldı, şemsiyeyi sallıyordum ve elimden düştü. Eğilip aldığımda bir de ne göreyim! Yakışıklı Bey'in kartı. Oha veteriner mi lan bu? diye bağırmış olabilirim sanırım. Adı da Bulut'muş. Ben Eylül, o Bulut. Kesin evlenmeliyiz, onaylıyorum çok tatlı olduk!

Bu ufak tebessümlerimden ve biraz zaman geçtikten sonra taksi gelmişti nihayet. Ama yakışıklı beyciğimin dükkanına gidip yakışıklı beyciğime mi yoksa eve gidip sıcacık yatağıma mı kavuşmalıydım? Biraz düşünüp karar verdim. Yol uzun, uyuyayım bari.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 31, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gözlerim Parçalı BulutluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin