Kirishima, uyandığı kanepede oturur konuma geçip elleriyle gözlerini ovdu. Hemen yanı başında yatan Mina'nın ayağı suratına değiyordu. Ayağı tutup kendisinden uzaklaştırdı ve ağrıyan başını tuttu. Dün gece yine fazla içmişlerdi. Dirseklerini dizlerine yaslayıp başını elleri arasına aldı. Felaket bir parti verilmişti.
Kanepeden kalkıp sendelenerek lavaboya ilerledi. Koridorun yerinde Sero uyuyordu. Ona dikkat edip üzerinden geçti. Sonunda lavaboya ilerlediğinde gözü, boş küvetin içinde sarmaş dolaş uyuyan ikiliye takıldı. Kaminari ile Jirou'nun çıkmaya başlayalı yeni olmuştu ama fazla atılganlardı. Arkadaşının evindeki küvette uyulur muydu?
Kirishima yüzünü buruşturup omuz silkti. Başındaki ağrı yüzünden kimseyi düşünemeyecekti. Gözlerinin önüne düşen kaküllerini, bir tel tokayla arkaya tutturdu. Eğilip soğuk suyu yüzüne çarptı ve ayılmaya çalıştı.
Suyu kapatıp havluya uzandı ve suratını kuruladı. Midesi açlıktan şarkı söylüyordu. Koridora geçti ve ayağıyla Sero'yu dürttü. Uyanma vaktiydi. Evleri darmadağın olmuştu ve temizlemeye ne kadar erken başlarlarsa o kadar iyiydi.
Komşularından yiyeceği azarı düşünerek Sero'nun kollarını yakaladı ve koridorda sürüklemeye başladı. Sero sinirli bir şekilde gözlerini araladı. Sabah sabah fazla huysuz oluyordu. Hele başında böylesine keskin bir ağrı olduğunda.
Sero birkaç küfür mırıldanıp Kirishima'nın odasına gitti ve kapıyı sertçe çarparak kendisini yatağa attı. Kirishima ise Sero'nun arkasından bakakaldı. Neden kendi odasına gitmedi ki? Şüphesiz, uyku sersemiydi.
Kanepeye yaklaşıp parmağını Mina'nın burnuna soktu. Boyalı, pembe saçları darmadağın olmuş kız huylandı ve suratını sağa sola çevirdi. Aynı zamanda bir şeyler mırıldanıyordu. Kirishima arkadaşının bu haline kahkaha atmamak için boşta kalan elini kendi ağzına bastırdı.
Mina gözlerini aralayıp kendisini izleyen kızıla baktı. Kirishima parmaklarını çekti.
"Günaydın," dedi gülümseyerek. Mina'da kızılın gülüşüne karşılık verdi. Fakat içkinin etkisi ağır bastığı için mimikleri anında değişim göstermişti. Yüzünü buruşturup kafasının altındaki yastığı suratına bastırdı. Odayı aydınlatan güneş ışınları başını ağrıtıyordu.
Kirishima sabırla nefesini dışarı verdi. Bir daha evinlerinde parti vermeyecekti. Cep telefonunu aldı ve fenerini açıp lavaboya girdi. Boş küvette yatan sevgililerin gözlerine tuttuğunda ışığı, ikisi de havaya küfür savurmuştu. Kirishima kıkırdayıp feneri daha da gözlerine sabitledi. Birkaç dakikanın ardından küvetten kalktılar ve tökezleyerek lavabodan çıktılar.
Kirishima mutfağa girdi ve herkese kahve hazırlamaya başladı. Bu, ayılmalarını kolaylaştıracaktı. Kahveler olmaya başlarken Kirishima'nın gözleri kapanıp duruyordu. Dün gece çok iyi uyuyamamış ve uykusunu alamamıştı.
Birkaç saniyeliğine uykulu gözlerle parmağında bir şey gördüğünü sandı, Kirishima. Kırmızı, uzun bir şey serçe parmağına dolanmıştı sanki. İrkilip gözlerini ovuşturdu merakla. Fakat tekrar baktığında hiçbir şeyin olmadığını fark etti.
Büyük ihtimalle uykusuzluktan oldu, diye düşündü. Kahvelerin olduğunu belli eden sesi duyunca 5 kupa çıkarıp her birine doldurmaya başladı.
Arkadaşlarının yanına gidip bardaklarını verdi ve kendisini kanepeye bıraktı. Mina da yanı başında kahvesini yudumluyordu. Yarım saatin ardından herkes kendisine gelebilmişti. Kirishima'nın yoğun ısrarı üzerine evi toparlamaya ve temizlemeye başladılar. Fakat bir aradayken sürekli şakalaşıyorlardı ve bu iş çok uzuyordu.
Öğlen olduğunda 2 kutu pizza sipariş ettiler. Onu bitirdikten sonra temizliğe devam edildi. Geç de olsa bittiğinde herkes kendisini kanepeye bıraktı. Bir süre sonra Kaminari ile Jirou kısa bir veda sunup Sero ile Kirishima'nın evinden çıktılar. Sero ve Mina ise hâlâ dün gece aldıkları alkolün etkisini üzerilerinden atamamışlardı.
"Şanslı pislik... Hemen kız arkadaş yapmış kendisine!" Sero isyan dolu bir sesle bağırdı. Mina, eline geçen yastığı Sero'nun ağzına bastırdı ve kafasını yastığa koyup göz kapaklarını aşağı indirdi.
"Sus da uyuyayım," dedi Mina fısıldarcasına. Kirishima, arkadaşlarının bu bitkin haline gülümseyip kendisini tekli koltuğa bıraktı. Cebinden telefonunu çıkardı ve onunla uğraşmaya çalıştı.
Aradan geçen birkaç dakikanın ardından kızıl saçlı çocuk, serçe parmağında tekrar bir şey gördüğünü hissetti. Telefonu kapatıp parmağına baktı uzun uzun.
Kırmızı, ince bir ip bağlanmıştı. Şaşkınlığını yüzünden silemiyordu. İpin ucu ise nereye bağlıydı bilmiyordu. Dış kapının arkasında bir yerlere bağlıydı orası kesin.
Kirishima kırmızı ipi tutmaya çalıştı fakat elinin içinden geçiyordu. Ayrıca oldukça esnekti. Uzaklaştıkça ip uzuyordu. Kapıya yaklaştıkça kısalıyordu. Kirishima kaşlarını çatıp Mina'nın bacağını dürttü.
"Baksana," dedi boğuk bir sesle.
"Mm?" Mina başını kaldırdı ve kızıl saçlı arkadaşına baktı. "Ne oldu? Temizledik işte ortalığı." Kirishima serçe parmağını kıza uzattı.
"Bunu sen de görüyor musun?" Mina yüzünü buruşturup Kirishima'nın elini ittirdi.
"Parmağını yine burnuma sokacaksın, değil mi? Yemezler." Başını diğer tarafa çevirdi ve uyumaya devam etti.
Kirishima'nın kaşları şaşkınlıkla havaya kalkarken istemsizce tedirgin olmuştu. Yani Mina, kırmızı ipi göremiyordu.
►
Kaderin Kırmızı ipliği:
Japon mitolojisine göre Tanrı, ruh eşi ve bir gün evlenecek olan çiftleri, serçe parmaklarından, görünmez kırmızı bir iplikle bağlarmış. Kaderin kırmızı ipi inancında, ipin bağlı olduğu yerler ya da hikayeler değişse de, değişmeyen şey iki insanın kaderini birbirine bağlaması ve asla kopmamasıdır. Hayatın boyunca kaç kişiye âşık olursan ol, ip seni kaderindeki insana, gerçek aşkına götürecektir.
Fakat bu kitapta, bir şekilde Kirishima ile Bakugou'nun serçe parmaklarındaki bu kırmızı iplikler, kendilerini zaman zaman gösteriyorlar.
❃ Ve evet, kitap değiştirilip düzenlendi. ❃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Thread║KiriBaku✓
Fanfic"Ben senin için tekim. Bu garip iplik de bunun en büyük kanıtı, değil mi zaten?" Ruh eşlerinin serçe parmağında doğdukları günden itibaren görünmez, kırmızı bir iplik olur. Fakat bir gün, bir nedenden dolayı, Eijirou ile Katsuki'nin iplikleri görünm...