"Siktir..." Pencerenin ardındaki, odayı dolduran güneş ışınlarıyla ellerini gözlerine bastırdı sarışın olan. Başında keskin bir ağrı vardı ve acıdan duramıyordu. Işıktan korunmak amaçlı yüzüstü yatmak için hareketlendi fakat üzerinde hissettiği ağırlık ile duraksadı.
Gözlerini ovuşturup acıyan göz kapaklarını hafifçe araladı ve dirsekleri üzerinde doğruldu.
Dağınık, kızıl saçları suratını kapatan birisi, Katsuki'nin karnına koymuştu kafasını ve beline sarılmıştı. Katsuki kaşlarını çatıp olayı anlamaya çalıştı.
Evet, dün gece olmuştu bir şeyler fakat... Rüya değil miydi onlar? Barda Eijirou ile yeniden karşılaşması, onu doyasıya öpmesi ve evine gelmesi...
Katsuki, yakutlarını kısa sürede bulunduğu oda da gezdirdi. Burası kendi evi değildi. Parçalar zor da olsa yerine oturduğunda Katsuki tek elini ağzına bastırıp irileşmiş gözlerini, kızıl saçlı adama çevirdi.
O kesinlikle Kirishima Eijirou ile karşılaşmıştı ve bu sokuk bir rüya değildi.
Ağzının üzerine baskı yapan parmaklarının altından, gereksiz bir tebessüm belirmişti Katsuki'nin dudaklarında. Dün gece Eijirou onu affettiğini söylemişti. Fakat durumu tam olarak anlatmalıydı. Böyle yarım yamalak bırakırsa bu ileride hoş olmayan şeyler doğurabilir, sağlıksız bir ilişki kurmalarına neden olabilirdi. Belki affedilmezdi. Yine de ona karşı dürüst olmak zorundaydı.
Katsuki, kızılın nefes alırken inip kalkan bedeni ve yumuşak, göz alıcı, kırmızı saç tellerindeki parmakları yüzünden ısınmaya başladığını hissetti. Eijirou uyanana kadar onu izleyip uyurken çıkardığı mırıltılarını dinlemişti.
Aptal... Dün aptal olduğunu kabul etmişti kızıl olan ve bunu hatırladıkça kıkırdamadan edemiyordu Katsuki. Bir aptalı sevdiği için kendisi de aptaldan farksızdı gerçi. Eijirou'nun kollarını tutup onu kendisine asıldı ve kafasını göğsüne koydu. Ensesine yakın yerlerdeki saçları kısaydı ve siyaha yakın bir renkti. Sahi, ilk defa bu kadar yakından dikkat ediyordu da, Eijirou'nun saç dipleri kırmızı gibi durmuyordu.
Çok üzerinde durmak yerine omuz silkti ve saçlarını karıştırmaya başladı. Muhtemelen uyandığında bunu şiddetle reddecekti. Kendisine yalan söylemiş olan birisine neden yeniden şans vermek istesin ki? Bu yüzden fırsatı varken sarıldı, Katsuki. Sarıldı göğsünde yatan adama beslediği ve biraz olsun eksiltmediği aşkıyla.
O sırada arka cebinde hissettiği titreşimle küçük bir küfür savurdu Katsuki. Kalçasını kaldırıp elini arka cebine attı ve hızla telefonuna ulaştı. Ancak elleri arasındaki telefondan gelen yüksek sesli alarm, göğsündeki kızılın rahatsızca kıpırdanmasına neden oldu.
Hızla alarmı kapattı ve kendisine ve erken kalkma takıntısına sövmeye başladı. Eijirou, altındaki sarışına sardığı kollarını daha da sıktı ve mırıldanmaya başladı.
Uyanmamasının verdiği rahatlıkla derin bir iç çekti Katsuki. Parmakları yeniden kızılın saçlarını bulacağı sırada Eijirou başını kaldırıp tek eliyle gözlerini ovdu.
Katsuki ise fark edilmemek için dua ediyordu. Aralıklı, uykulu kırmızı gözlerini araladığında, Eijirou; Katsuki bütün dualarının geçersiz olduğunu fark edip lanet etti.
Eijirou tek eliyle saçlarını karıştırıp yarı aralıklı gözlerle altındaki sarışına baktı. Altında birisinin olduğunu ancak birkaç saniye sonra anlayabilmişti. Dikkatli baktığında bu kişinin tanıdık yüzü ile hızla yataktan kalktı. Yatakta ayağa kalkıp kocaman araladığı gözleriyle hâlâ yatan sarışına baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Thread║KiriBaku✓
Fiksi Penggemar"Ben senin için tekim. Bu garip iplik de bunun en büyük kanıtı, değil mi zaten?" Ruh eşlerinin serçe parmağında doğdukları günden itibaren görünmez, kırmızı bir iplik olur. Fakat bir gün, bir nedenden dolayı, Eijirou ile Katsuki'nin iplikleri görünm...